1. oyundan beklentim düşüktü, ülkenin genel vaziyetiyle ilgili bir şeyler anlatmak isteyen oyunları sıklıkla klişeleşmiş buluyorum. atalarımıza bir dönüp bakmamız gerektiğini, gençlere çok iş düştüğünü, aslında özümüzde ne kadar süper bir millet olduğumuzu söyleyen, gaz vermenin suyunu çıkarmış; dışarıda, sokakta, evlerde neler olduğundan bihaberlerin yaptığı işler görmek çoktan can sıkıcı olmaya başladı.

    neyse ki seni seviyorum türkiye bu oyunlardan biri kesinlikle değildi. oyunu çok beğendim. yerli yerinde tespitleriyle, sahneyi dolduran oyunculuklarıyla, 90 dakika içine sığdırdıkları, değindikleri bize dair bir dolu konuyla oyun çok güzeldi.

    farklı bir çok güncel konuya da, geçmişten sürüp gelmiş bitmek bilmez sorunlarımıza da değinilmiş. sahne geçişleri o kadar sık ki sıkılmaya hiç vaktiniz olmuyor. oyuncuların sahnede harcadıkları ekstra efor, sadece bedenlerini kullanarak yarattıkları tablo gibi sahneler şahane.

    bir oyunda hiç bu kadar gülmemiştim sanırım, ağlayana kadar güldüm. ağlamaklı olduğum da oldu. zaten söz konusu bizim ülkemiz olunca aksini ummak zor.

    diyeceğim o ki, insanın bildiğini, her gün yaşadığını, karşısına geçip ona anlatmak bence çok zor bir iş. sokaklara çıkmayanların, insana değmeyenlerin yapacağı iş hiç değil. ceren ercan'ın da, yelda baskın'ın da, tüm oyuncuların da ellerine sağlık. bir fıırsatını yaratıp, izlemeye çalışın mutlaka.