1. para bitti mk, bir de hastayım.
  2. tamam bir türlü gerçek bir ilişkimiz olmadı ama gitmesi çok koydu be.
  3. dersi alamadım ya la sabahtan beri stresliyim,birde üstüne danışmana yolladık
  4. anlatılmaz , yaşanır.
  5. yeteri kadar john frusciante dinleyememek.
  6. beni ben yapan herşeyi yavaş yavaş bırakmak zorunda kalmış olmam. az çok beğenilen hikayeler yazdığım blogumu, 9 yıl boyunca hem oyunculuk hem de yönetmenlik yaptığım tiyatro geçmişimi, vicdanen kendimi en mutlu hissedeceğim mesleği yapamamış olmam.

    sonuç olarak tamamen hayatta kalmak için süslü camekanlar ardında, her gün vicdan azabı çektiğim, belkide başkalarının hayali olan bir işte çalışıyorum, evet beyaz yakalıyım.

    her gün aynı şeylerle güne başlıyorum, ''her şey para değil'', ''seni mutlu eden şeyi yap''.
    banka hesapları, ödemeler, ihtiyaçlar, sorumlu olduğun insanların ihtiyaçları aklına gelince '' akşam iş çıkışlarında yapabilirsin aslında'', ''ne var ki, gerekirse daha az uyu'' ya dönüyor.

    halbuki gün boyu yaşadığın gerginlikler, iş stresi vb. şeyler hayat enerjini sömürüyor ve o akşamları hiç beklediğin gibi olmuyor.

    ve son sahne;

    hayatı başkaları için yaşayıp, son gün geldiğinde her gün olduğu gibi tekrar tekrar pişman olmak, geri dönüşü hiç bir zaman olmamışcasına.

    ben her gün mutsuzum, çok dert etmeyin.
  7. aşık oluyorum ve yanlış olduğunu bile bile engelleyemiyorum.
  8. aylardır bekliyorum aylakwoman artık bi geri dön yahu.
  9. yalnızlık.

    uzun süredir kimseyle konuşmadım. elini tutmadım. yüzüne bakmadım. kokusunu içime çekmedim. birlikte rakı içip zeki müren dinlemedim. alışverişe çıkmadım. sahilde yavaş adımlarla dolaşmadım. kimseye küçük sürprizler yapmadım. kimseye sarılıp uyumadım.

    sevgilimden bir hafta önce ayrıldım ve hala yeni kimse yok. çok yalnızım be sözlük.