-
- okudum
- okuyorum
- okumak istiyorum
-
youreads puanı (9.00)
hurda bir chevrolet'nin içinde yaşayan ihtiyar, etrafı tel örgülerle çevrilmiş, hep parlayan bir otoyolun çevresinde ikamet eden, aç ve sefil insanlardan biri.
otoyol çevresinin çocukları, ondan "uzaktaki şehir" ile ilgili hikayeler anlatmasını istiyorlar. herkesin uzun yaşadığı, sorunların ortadan kaldırıldığı bu şehre kendileri gitmese de, burayı, oradan gelen, hızla önlerinden geçen zırhlı arabalardan biliyorlar. ihtiyar'ın buraya oradan geldiğini tahmin ediyorlar.
ihtiyar'ın ise aklı bir şimdide, bir geçmişte. o şehrin eski halini, bir aşağı, bir yukarı yürünen büyük caddesini, "cehennemde yer kalmadı!" diye bağıran adamı ve ilk kez meyhanede gördüğü kara saçlı kızı hatırlayıp duruyor.
o hatırladığı şehirde neler oldu da hayat bu hale geldi?
ama sonra otoyol kenarında, daha önce görülmemiş büyüklükte, şişman, protein dolu hamamböcekleri türemeye başlıyor...
-
otoyol kenarında yanan ateşler bir distopya kitabı. yazar kitapta anlattıklarını gerçekleşmemesi ümidiyle yazdığını söylese de hiç de yabancısı olmadığımız şeylerden söz ediyor aslında.
aldous huxley'in dediği gibi "belki de bu dünya başka bir gezegenin cehennemidir." -
"bazılarının hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamayı tercih ettiği memleket toprakları üzerinde süren buhran, ikinci sınıf bilim kurgu ve fantastik film senaryolarını hakikate çevirme yeteneğine sahip görünüyor. buna rağmen 'bu vaziyetten fırsat doğar' sözcükleri telaffuz ediliyor. ne gibi fırsatlar doğacağını tahayyül edemiyoruz. kaldırımlarda yanan ateşler, sokak lambasının direğinin dibinde kıvrılan evsizler, gözleri oyulmuş şahısları andıran terk edilmiş eski otomobiller, çivisi çıkmış tabelalar ve sürüler halinde dolaşan sahipsiz köpeklerin görüntülerini resmeden filmler seyredilip, romanlar okunmalı. bu sayede yaklaşan karanlığa karşı bir nebze hazırlıklı olma şansı yakalanabilir." -
"şehirde yanan ateşlerin sayısı her geçen gün artıyor, hatta bütün satha yayılabilir. karamsarların, ekonominin hakiki manasını bilenlerin, mevzunun para, çıpa, piyasa ve döviz sepeti kelimelerinden ibaret olmadığının farkında olanların hızla derdest edildiği zamanlarda terbiyesizlik bütün sınırları aşıyor. öte yanda şehirde yanan ateşlerin artması, durumun zahiri bir ekonomi programı görünümünden, hakiki bir karanlığa doğru ilerlediğinin işareti, diye düşünüyoruz. dezenformasyon tüm kuvvetiyle ve asabiyetiyle görüş kabiliyetimizi sıfıra indirirken, ağır ağır batan memleketin durumu eski zamanın iri, fakat mütekamil olmayan gemilerini andırıyor."