1. şimdi bu kafayla uzunca bir yazı yazacak olursam küfürden başka bir şey söyleyemeceğim için bir şey demiyorum ama orospu çocukluğundan öteye bir şey değil.

    lan puşt, o ufaktan ne istedin??
  2. twitter ve facebook yavaşlatılarak çözüleceği düşünülen hadise
  3. bir ışid, bir pkk. adeta sidik yaristiriyorlar ülkenin her noktasinda. sanki mahallenin hali sahasi oldu koskoca ülke. bir alt sokagin cocuklari, bir ust sokagin cocuklari geliyor bizim canlarimizi alip alip gidiyorlar. sonra yine geliyorlar. ve yine geliyorlar. sen mi daha cok öldürürsün ben mi yarisi yapiyorlar resmen. ve bu vahsi yarisa, hirslara, bombalara asla dur demeyen, diyebilecek gücü olmayan anca kınayıp, sayı aciklayip, yasak getirip gündemi degistirmeye calisan tuvalet cukuru devlet var! koltuklarinizdan, takim elbiselerinizden, adinizin önündeki tüm ünvanlarinizdan, silahlarinizdan, hepinizden igreniyorum, nefret ediyorum.
  4. her geçen gün daha da kötüye gittiğimizin işareti olan saldırı.

    ırak işgal edildiğinde 13 yaşındaydım. işgal sonrası ortaya çıkan kaosun sonucu olarak türlü silahlı gruplar ortaya çıkmış, birbirleri ile mücadeleye girişmişti. haberlerde sürekli bağdat'ta intihar saldırısı, kufe'de camiye saldırı, necef'te çatışma vb haberleri gelirdi. o zaman düşünürdüm "bu insanlar nasıl yaşıyor yahu?" diye. yani sen sivil bir insansın, bir tarafın silahtarlığını yapmıyorsun, camiye ya da lokantaya gidiyorsun, sonra güm... ıraklı olsam herhalde korkudan dışarı adımımı atmam, evden de kimseyi dışarı çıkarmam diye düşünürdüm. internetten ingilizcemi geliştirmeye çalıştığım dönemlerde ıraklı, filistinli insanlara sorardım "nasıl yapıyorsunuz?" diye, "yapıyoruz bir şekilde" derlerdi. allah allah derdim, böyle yaşanır mıydı ki? yaşanıyormuş, buna yaşamak denirse tabi...

    işin kötüsü alışıyor insanlar. bağırsak da çağırsak da, ortada ciddi ciddi normalleşme yoluna girmiş bir durum var. trafik kazası gibi oldu. mesela haberlerde "yolcu otobüsü devrildi, 12 ölü", "düğün dönüşü ailenin sonu oldu, 4 kişilik aileden canlı kurtulan yok" gibi haberleri duyduğumuzda "çk çk çk" demekten başka bir şey yapmıyoruz. bu saldırılar da öyle artık. çünkü saldırı yapıldığında kimlerin yaptığını, ne şekilde yapıldığını, kimlerin ne şekilde tepki göstereceğini, bizim ne şekilde tepki vereceğimizi az çok biliyoruz. yazılmış senaryoyu oynuyoruz işte.
  5. aynı havalimanı aynı güvenlik önlemleriyle başka bir ülkede olsa hiçbir saldırı gerçekleşemezdi. yurtdışındaki çoğu havalimanlarında uçağa alınana kadar kontrole dahi girmiyorsunuz. düne kadar her zaman atatürk havalimanını en güvenli yer olarak bilirdim.

    maalesef siyasetçilerimizin yanlış politikaları sayesinde son 6 ayda 7 adet intihar saldırısı düzenlendi. yani her ay bir saldırıya maruz kalmaktayız. ve bizden buna alışmamız bekleniyor. ben alışmadım alışmayacağım da. facebooktaki yabancı arkadaşlarımın iyi misin ailen nasıl diye attıkları mesajları kaçıncı kez aldım bilmiyorum. artık insanlar yorum yazmayı bile kısaltır oldular. onlar bile alıştılar çünkü. dün akşam paylaştığım mesaja kanada'lı bir tanıdığım 'waow terrible' demiş. o kadar çok patlama yaşandı ki artık atılan yorumlar bile tek düze, anlamsız ve sahte geliyor kulağa.

    forumlara yorum yazmakla, twitterdan teröre lanet okumakla, facebooktan paylaşım yapıp profil fotoğrafımızı değiştirmekle hiçbir şeyi değiştiremediğimizi hepimiz anladık. dibe batarken boş yere çırpınıyor gibi hissediyorum. hatta ben buraya bu yorumu yazsam ne olur yazmasam ne olur. ölen 38 (belki de daha fazla) canı geri getirmeyecek. yada daha fazla can kaybını önleyemeyecek yazdıklarım.

    dün o saatlerde atatürk havalimanında herhangi birimiz olabilirdik. hepimizin ailesinden arkadaşlarından biri orada olabilirdi. ben belki bu yorumu yazamıyor olurdum.

    ağustos'ta aynı havaalanına aynı saatlerde dış hatlardan iniş yapıp aileme gideceğim. ve içimden bir ses gitme diyor. gitme otur oturduğun yerde. yada illa gideceksen sabiha gökçeni kullan evine toplu taşımayla ulaşmak 4 saat sürsede. sonra düşünüyorum bu ay atatürk havalimanı patladı ya benim döneceğim zaman sabiha'da olursa patlama. komplo teorilerinin her an her saniye gerçekleşebileceğini bilerek yaşamaya devam etmek çok zor.

    siyasetçilerden gelen içi boş kınama yazılarını okumuyorum bile artık. çünkü hiçbiri içtenlikle söylemiyor.

    zaten siz siyasetçiler, özel jetlerinizle seyahat ettiğiniz, toplu taşıma kullanmadığınız, güvenlikli lüks yerlerde oturduğunuz, belki de korumalarınızla dışarıya çıktığınız için memlekette kim ölmüş kim kalmış umurunuzda değil. olmayacakta. bir vatandaş olarak bu benim umrumda. çünkü sizin o gerçekten (kendinize kurduğunuz balon dünyada olduğunuzdan) yaşamadığınız ülkede ben yaşadım, ailem arkadaşlarım yaşıyorlar. sevdiğim insanlar orada. beni dilini bile bilmediğim, başka bir ülkede yaşamaya mahkum ettiniz. ileride çocuklarımı göndermeye korkacağım bir yere dönüştürdünüz ülkemi.
    ama nasıl olsa size veya ailenize sevdiklerinize bir şey olmaz dimi? lütfen bu yazıma aldırmayın rahatınıza bakın.
  6. nefes alamıyorum artık ya ciğerim soldu her gün acı her gün keder. hiç bir insan bu kadar ölüm görmemeli bu kadar korkuyla yaşamamalı
  7. yok abi. yazılabilecek hiçbir şey yok.

    yazık.
  8. altı sene atatürk havalimanı'nda çalıştım. bırak bombayı, silahı, üniformamdaki metali bile x-ray den geçirdiler.

    alana girerken en alt seviye güvenlik alarmında elle arandım. hatta son zamanlarda uçağa geçerken ayrı bir aramadan geçmeye başlamıştık.

    şimdi üç tane yaratık bomba ve silahla içeri giriyor ve katliam yapıyor.

    kimse bana güvenlik zaafiyetinden bahsetmesin. tamamen bilinçli ve devlet gözetiminde bir olaydır.

    (bkz: our boys have done it)
  9. akp'lilerin ne denli haysiyetsiz olduğunu tekrar ortaya çıkarmıştır. lan ülkenin en kalabalık yerinde, en güvenli olması gereken yerinde kaç can ölüyor, kaç can yaralanıyor hala reislerini koruyacaklar, yok bizim yükselmemizi kimse engelleyemez, yok yabancı devletler bizi kıskanıyor böyle vurmaya çalışıyor. vuruyorlar lan adamlar zaten ne çalışması, senin yükselme dediğin gerilemeye de bahane edecekler bu saldırıları, iyi pay çıkardılar kendilerine kaostan beslenenler, saldırılardan sonra oylarımız artıyor sıkıntı yok diyenler bunlar.

    bu insanlar ne yiyip ne içiyor bilmiyorum ama adamlar hipnoz olmuş gibi her olaydan sonra savunmayı nasıl başarabiliyorlar anlamış değilim, az oksijen alın lan, ülkemiz bombok oldu sizin yüzünüzden haysiyetsiz insanlar. adam asgari ücret alır, son üç senede dolar 2 2,5 kat artmıştır, alım gücü en az %50 düşmüştür, hala beynini kullanıp isyan etmiyor, bu düzene karşı çıkmıyor da hükümet mi yükseltiyor sanki diyor, sana hak lan bu yönetim, ne bok yapıyorsanız yapın.
  10. zırhlı araçlarda eskortlar eşliğinde iki santimlik yerlere giden güvenlikten ne anlar? etrafında olan bitenin ne kadar farkındadır? üzerine söylenecek ne kadar söz olabilir ki; kaç kalemiz içten kuşatılmış görüyoruz işte. evlerimizin içine kadar girmişler. küfürün biri bin para olmuş bozdurup bozdurup atsan n'olur , tiniyetten yoksun olana. tüm bu kuşatma altında iş birlikçileriyle düşündüğü "başkanlık". tüm o söz de özürlerin, tazminatların, anlaşmaların, her birinin altında; böl, parçala, yut talimatları yatıyor.