1. aynı gece direndik ali'yle. aynı gecenin karanlığında sesimizi duyurmaya, kendi hayatımızın öznesi olmaya çalıştık. gönüllerimiz birdi. ve aynı gece aramızda sadece metreler vardı ali'yle. kaos anında o sol taraftaki sokağa kaçtı, ben ise geriye, caddeye doğru. o korku içinde yapayalnız bir şekilde karanlığın içine doğru ilerledi. cılız bir ışıktı, yetmedi, aydınlatamadı sokağı. ben ise hem korkak hem bencil hem de korumacıydım. ablamı gazdan, joptan, polisten, kalabalıktan uzaklaştırmak adına ilerlemedim, geri kaçtım.

    ve ali gitti... ben kaldım.

    affet beni ali. affet bizi... o gece yekpare olamadık, koruyamadık seni. gerçi kimi koruyabildik ki o geceden beri. sahi ne yaptık ki biz! nice canlar yitip gitti bizim yüzümüzden, bizim aymazlığımızdan. o gece ve ondan sonraki geceler bir olabilseydik, pes etmeseydik belki de... belki de her şey çok farklı olacaktı. bilemiyorum. bildiğim tek şey;
    inandıklarımızın uğruna dövüşmekten korkuyor olmamız. ya çok aciziz ya da inanıyormuş gibi yapıyoruz.

    daha fazla yazabilecek şey bulamıyorum ali. kendimden ve çevremdekilerden utanıyorum biliyor musun? onlar utanmasa da, onlar unutsa da, ben -son geceni paylaştığın korkak çapulculardan biri- zihnimden atamıyorum bazı şeyleri.

    kızma bize savaşmadığımız için olur mu?

    ve dua et bizim için.