1. bu konu insanoğlunun tamamen beynindeki zihinsel sınırlarla alakalı bir soruya dayanıyor aslında.

    şöyle izah edeyim:
    inanan veya inanmayan tüm insanlar tanrı'yı fiziksel bir varlığa benzetmeye çalışır. ancak tanrı bu düşüncenin çok ötesindedir. zira o tüm boyutları yaratan olarak kabul edildiği için yarattığı boyutlara dahil değildir. yani aslında soyut bir varlıktır. bu yüzden başlıkta bahsi geçen durum -şahsi inancıma göre- çürümektedir.

    not: sünni'yim, evrime inanıyorum ve sosyalistim ^:swh^
  2. bu soruyu soranlar genelde "allah'ı kim yarattı?" sorusunu da sorarlar. halbuki soru iç tutarlılığı olmayan bir sorudur. allah özel ismi yahut tanrı kavramı, "yaratıcısı olmayan" varlık için kullanılır. tıpkı "abi" kavramının "kendinden yaşça büyük erkek kardeş" için kullanılması gibidir. "senin abin senden kaç yaş küçük?" sorusu nasıl iç tutarlılıktan yoksun ise "allah'ı kim yarattı?" sorusu da o kadar tutarsızdır.
    (bkz: allah'ı kim yarattı)
  3. insan kaldıramayacağ ağırlıktaı bir tanrı yaratabilir mi?
    hmm..
  4. insan oğlu gördüğü ve tahmin ettiği boyutlar üzerinden yorum yapabiliyor. evrenin büyüklüğünü düşünürsek dünyanın evrende büyüklüğünü bir kum tanesi olurdu diyerek yorumluyoruz ve evrenin büyüklüğünü beynimizde canlandırmaya çalışıyoruz fakat tam anlamıyla yine boyutsal olarak beceremiyoruz, sınır boyut kavramı evrende bizim anladığımız gibi ilerlemiyor. yani sorduğumuz soru bizim beynimizde boyutlarını oluşturabildiğimiz bir kavram. bence bilim daha zorlayıcı paradokslar yaratıyor tanrı kendinden büyük bir taş yaratabilir mi sorusu aslında bayat ve liseli ateist sorusu gibi geliyor bana. tanrı büyük küçük uzun kısa kavramıyla açıklanamaz.
  5. allah ,"işini gücünü bırakıp ,kaldıramayacağı bir taş neden yaratsın ?" diyen var, var mı arttıran ?
  6. tanrıyı sonsuz güç sahibi olarak tanımlarsak, sonsuz gücün kaldıramayacağı bir ağırlık/taş olamayacağından kendi içinde mantıksız bir soru.
  7. tanrıyı her şeye gücü yeten bir insan olarak hayal edenlerin sorduğu soru.
  8. bu tip paradoksal sorular tapınılan gökteki tanrılar için sorulabilir. fakat allah adıyla işaret edilen mutlak-ı hakimdir, samed'dir. bu tip ontolojik saçmalıklarla uğraşmaz bunun yerine düşünme ve sorgulama kuvvelerini yaratır ve felsefecinin bu soruyu sormasını sağlar. işte bu paradoksun ta kendisidir ve yaratılmışlar içindir.
  9. kaldıramayacağı derken?

    paradoks olduğu zannedilerek ortaya atılmış bir propaganda aracıdır.

    "allah'ın kaldıramayacağı" diye bir şey, islam dini mensuplarının inandığı allah için söz konusu değildir. yaratabilir, kaldırabilir, sonra toza çevirebilir, sonra o tozların her birinden birer yıldız yaratabilir vs.

    soruyu kelime oyunu ile sorarsanız, birileri tartışır, ancak er ya da geç biri kelimeleri kullanarak, fikir gerektirmeden yarattığınız şeyin cevabını hazırlar.

    eğer dinler ise, eğer tanrının varlığı ise problem, fikirler çarpışsın. cümleleri, kelimeleri, kavramları çarpıtarak, "garsona 5 lira verdim, o bana üç tane 1 lira verdi, hede oldu, mahmut öldü...." diye teoloji üzerine fikir tartışması yürütülecekse, ateist arkadaşlarımız derin bir yokluk içine girdi diye düşünürüm.

    eskinin her şeyi bugünden kaliteliydi de, ateistin kaliteli olmasını arayacağımı hiç tahmin etmemiştim.
    bori
  10. ateist kardeşlerim lan bırakın artik böyle zirvalara sarılmayı. inanmıyorsun da ne oluyor? o kadar çok ateist tanıdım ki hep ayni mevzular. kampuste gezerken tişörtunde sons of anarchy yazar oglen arasi yemek sirasi bekler.. sonra da kpss ye hazırlanır. ne oldu peki? inanmadin. iyi bok yedin. var ulan allah.

    sebebi edit; soruya soru işareti komadim