• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.32)
bizim büyük çaresizliğimiz - barış bıçakçı
sıkı bir dostluk... aslında hikâye onların hikâyesi, ender'in ve çetin'in... günün birinde hayatlarına bir genç kız girer. şimdi düşünme, hatırlama ve kendini didikleme zamanıdır.

"nihal'e başından beri olduğumuzdan farklı göründük. böyle gerekmişti. koruyucu, kollayıcı, soğukkanlı, ne yap­ması gerektiğini bilen, nihal düzgün yürüsün, üniversiteyi uzatmadan bitirsin, yaşadığı felaketten makul adımlarla uzaklaşsın diye asfalt döşeyen iki orta yaşlı, deneyimli er­kek. biri göbekli, diğeri kel."

barış bıçakçı, bu çağa özgü lâf kalabalığından; dil, duygu, düşünce kirliliğinden paçalarına tek damla çamur bulaştır­madan çıkabilen, şaşırtıcı bir içışığı cömertçe yayan bir ya­zar. nefes alır gibi, su içer gibi yazıyor.

(kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. siir yazar gibi roman yazar baris bicakci
  2. Çetin'le Ender'in karşısına geçip beni de alın aranıza diyesi geliyor insanın. Aşk güzel duygu ama dostluk bambaşka bir şey. Sakin, güvenli. Kitap da bir o kadar naif bir şekilde anlatmış bunu.
    Bu şarkıyı da kitapla keşfetmiştim: bryan ferry-your painted smile

    ^:alıntı^
    "yıldızlı bir gecede, gökyüzünün altında kendini acemi ve çaresiz hissedersen, bu, yıldızlara bakarak başka şeyler düşündüğün içindir. Yıldızlara bakarak yalnızca yıldızları düşünmek gerekir.”
    ^:alıntı ^
    b-612
  3. roman okumaktan pek haz almayan bendeniz dahi bu kitabı birden fazla kez okumuş, üzerine bir de kitabın seyfi teoman imzalı leziz filmini cila niyetine tüketmişimdir. her ne kadar sayın barış bıçakçı ankara romantizmini dibine kadar sömürmüş olsa da, ortaya kalıcı bir eser çıkarmayı başarmıştır.

    ayrıca ilginç bir şekilde ankaralı tanıdıklarımın sürekli bok attığı kitaptır.
  4. aşağılamayım ama "türk filmine" çevrilmesine rağmen cidden çok başarılı bir kitaptı...
    anlatım dili, duygular, tasvirler cidden çok başarılı idi... iki arkadaş için insan cidden "çaresiz" hissediyor...
  5. okuduğum en güzel kitaplardandır, herkese gönül rahatlığıyla tavsiye edip daha fazla okunmasını sağlıyorum.

    "birlikte geçirdiğimiz o güzel günlere ne olmuştu? benim aklım hep o günlerdeydi. ne olmuştu o günlere? yaşanan şeyler ne olur çetin, nerede durur? hatırlamaya ve belleğe ilişkin eğretilemeler beni kesmiyor. tozlu tavan arasına girmek, eski bir sandığı açmak, sararmış bir defterin sayfalarını çevirmek filan diyorum, beni kesmiyor. geçmişimizle bağlantı kurmanın tek yolu hatırlamak mıdır? başka bir eylem yok mu, olamaz mı?"
  6. benden öneri isteyen herkese önerdiğim ilk kitaptır efendim. çünkü inanırım ki bu kitap okumayı sevmeyen birine bile okumayı sevdirebilir. ankara kadar sıcak ve ankara kadar samimi bir kitaptır.
    her nedense o özenle temizlenmiş kayısı çekirdeklerinin olduğu bölüm hiç aklımdan çıkmaz.
  7. geçen yıl, ankara ayrancı'da aynı hikayeyi yaşadığımdır.
  8. çok yakın arkadaş olan ender ve çetin, diğer arkadaşları olan fikret'in kız kardeşi nihal'i evlerinde misafir etmeye başlar ve ikisi birden aşık olur kıza. sonrasında yaşananları güzel bir şekilde anlatan güzel bir kitap. anlatım ender çetin ile konuşuyormuş gibi yapılıyor ve romanın çoğu ankara'da geçiyor. oldukça güzel bir kitap. yazarın diğer kitaplarını şimdiden merak ettim.
  9. okumakta geç kaldığım onlarca kitaptan işte bir tanesi daha, neyse ki bir adam gelip usulca bıraktı avuçlarıma. bir kadını sevmenin insan ruhunda yarattığı travmayı anlayabileyim diye.
  10. kapağını açar açmaz büyük bir zevkle pişirilen yemeklerin kokusunu alacağınız samimi bir roman. okurla bağının bu denli kıymetli olmasının altında yatan sebebin, kitabı aklımızla değil de neredeyse duyu organlarımızla kavrıyormuşuz hissi vermesinden kaynaklandığını düşünüyorum. duyuyor, görüyor, temas ediyor, ve dahası kokluyoruz bu kitabı.