-
müzik dinlemek. ters tepki yapabilir aman dikkat. -
delirmemek için olup olmadığına tam emin değilim ama yazmak insanı oldukça rahatlatıyor. yazmaktan kastım herhangi bir şey yazmak değil. tam olarak sorunu yani derdi yazmak, bir nevi içinizi boşaltmak. ben bunu kendi bilgisayarımda office belgelerine yazarak yapıyorum. kaydedip saklıyorum, daha sonra okuduğum da oluyor. gönül isterdi ki sözlük ya da başka bir şey aracılığıyla internete de yazabilseydim. bu konuda benim tek çekincem başımın belaya girmesi, yoksa düşündüklerim hakkında başkalarının diyeceğinden bir korkum yok. bir gün ülkece o seviyeye gelirsek, ilk iş yazdıklarımı internete kopyalarım. -
üç kere kendi etrafımda dönüp ardından iki kere zıplamak.
gerçekten işe yarıyor. hâlâ delirmedim. -
insan içine çıkıp kendimden daha fazla delirme potansiyeli olan insanları görmek. sıra daha bana gelmez diye düşünüp rahatlatıyorum kendimi. -
geleceğe inanmak -
"dayanılmaz olan tek şey hiç birşeyin dayanılmaz olmamasıdır."
arthur rimbaud
bu cümleyi uzgörü ile okuyup anlayabilirseniz birçok durumda yardımınıza koşacaktır. yoksulluğun, sağlık sorunlarının ve sosyal ilişkilerin yaşattığı kasıntı zorluklarda işin zihinsel boyutuna her zaman farklı bir bakış açısı getirmiştir kendi adıma. -
yazmak. -
günün %70inde yaşarmış gibi yapmak.
yığın'da sırıtmayacak şekilde, onların içinde ve onların zevk aldığı şeyleri yapıp yalnız olduğumuzda o yavan hisle kalarak.
hayatımız geriye kalan %30luk kısım gibi geçerse zihnin uğultusundan, çok boyutlu görmekten ve işitmekten deliriyor insan. -
okuyoruz. -
lal gibi davranmak