• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (0.00)
doğa tarihi - hakan bıçakcı
dünyanın kendi etrafında dönmediğini hissettiği an paniğe kapılıveriyordu doğa. içinde bulunduğu iş ortamı da bu paniği acımasızca köpürtüyordu. hep merkezde olmalıydı. hep farklı olmalıydı. farkı fark edilmeliydi. kalitesi gözle görülmeliydi. kesintisiz olarak arzulanmalıydı. iştah, takdir ve kıskançlık dolu gözler hep üzerinde olmalıydı. yıllar sonra sağda solda küçük adamların belirmeye başlaması da bu takıntının eseri olacaktı.doğa, 420 aylık bir bebekti. pembemsi. lacivert lensli. ılık kokulu. göğüslerine silikon yaptırsa mıydı? site güvenliğinin yanından yavaşlayarak geçiyordu. "etiniz nasıl pişsin doğa hanım?" plazanın eksi yedinci katında yarı ingilizce yarı türkçe powerpoint sunumu yapıyordu. cafe jungle. londra. sepultura tişörtü. elektronik sigara. doğa'nın en sevdiği mevsim, yazdı. facebook'ta yorumlar çook güzeldi. doğa, "bomba gibiydi". alev olmasa, şu küçük kırışıklıklar, onur ve diğer metal turnikeler...hakan bıçakcı, metropol tekinsizliğine bu defa bir kadının gözünden bakıyor. rekabetin, teşhirin, güzel ve mutlu görünmenin dayanılmaz baskısını doğa'yla resmediyor.doğa tarihi, plaza-site-alışveriş merkezi üçgeninde sıkışmış hayatları anlatan, günümüzde geçen bir distopya. (tanıtım bülteninden) (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)