1. mal gibi bekleyip, umut ediyorum. mal gibi bekleyip umut edeceğim.
    umut fakirin pastası. (ekmeğimiz yok olm. çok fakiriz biz.)
  2. düşüneyim ki bunu o mu okuyor?

    "sen benden çok daha iyi bilirsin ki, nazım hikmet in hasret adlı bir şiiri var, der ki yüz yıl oldu, yüzünü görmeyeli, belini sarmayalı, gözünün içinde durmayalı, aklının aydınlığına sorular sormayalı, .... işte, aklının aydınlığına sorular sormayalı dediğimde sensin yüzümü aydınlatan. uzaktan az çok tanıdığımda dedim ki; buralarda edip' ten başka aşık olunacak adam yok, bir o var. sen ki yüzüne, gözüne, boyuna, posuna değil; aklına, fikrine hayran olduğumsun. sen ki öğretmenimsin benim, okuma yazma bilmeyen birinci sınıf öğrencisi gibi açım sana, seni öğrenmeye. sevdiklerini sevmeye, okuduklarını okumaya, izlediklerini izlemeye, dinlediklerini dinlemeye, seni harf harf öğrenmekle geçirebilirim ömrümü. zenginsin. cüzdanın değil ama dolu olan heyben. işte aklının aydınlığı derken aklıma bu yüzden senden başkası gelmez. ben bir seninle konuşmak isterim, bir seninle dertleşmek, bir seni dinlemek. elimde bir haritam olsa, üşenmeden arayacağım hazinemsin sen. öyle ışıksın yoluma."
  3. 'o' olmuşsun zaten boşver...
  4. bi boku da okuma
    kalba
  5. aylar süren çalışmalarım sonrası ilk şiir kitabımı bugün bastırdım. saatlerce süren mizanpaj çalışmalarımız neticesinde çok minnoş bir şey geçti elime. o kadar mutlu oldum ki anlatamam. umarım sen (uğruna bu işe giriştiğim kişi) de yanağında hafif bir tebessümden öte, azcık da olsa yaklaşırsın benim bugün hissettiğim mutluluğa.
  6. iş yerine ilk geldiğinde seni hiç farketmemiştim yalan değil. toplu bir alım vardı bende öyle çok dikkat etmemiştim sadece cv'lere bakıp hangisi ile çalışmak daha uygun diye bakıp duruyorduk öyle sanırım.

    tabi iş yoğunluğunun arttığı dönemler ile birlikte sizleri daha iyi tanımaya başladık konuştuk. bir gün ofiste oturuken sınav mevzusu açılmış ve bu sınavı benim kadar takip ettiğini tesadüfi öğrenip oradan seninle diyaloğumuz başlamıştı. sonra benzer yerlerde oturduğumuzu öğrenmiştim. bir gün iş çıkışı bir avm'den birşeyler bakmak istemiştin bende diğer arkadaş ile birlikte sana eşlik etmiştik. sonra oturup birer kahve içtik birlikte ve diğer arkadaşımız sana bir erkekten bahsedip durmuştu ve içime o an neden bilmiyorum öküz oturmuş gibi hissetmiştim. ulan yıllar sonra birine ilgi duyuyorsun ama sonra umutsuz bir vaka olduğunu görüp susmuştum. dedim boşver olum.

    sonra sen yazmaya başlamıştın, konuştuk ettik istanbul'a çok aşina değildin ve bende çok isyan ediyordum istanbul'da yaşamaktan. sen benimle konuşmaya başladıkça, bende o ilk kahve içtiğimiz zamanlarki anılarım aklıma geldi ve sen her yazışında heyecan duydum. hatta bir keresinde bir yer sormuştun yazışırken yer bildirimi çıktığından dolayı bende orası iş yerine yakın bir yer deyip gülmüştüm.

    gene bir gün şirketin yılbaşı partisi olmuş, aslında gitmek istemiyorken sırf seni görebilirim ümidiyle gitmek yönünde karar kılmıştım. eğlence boyunca çok konuşmadık ama gözüm seni arıyordu ve seninle olan bir fotoğrafımızı hala hatırlıyor ve saklıyorum. herkes dans ediyorken ben nispeten daha sessiz kalmıştım. çıkarken seni de götürmek istemiş biraz daha deyince peki deyip seni kıramamıştım. sonrasında ise vakit geç olduğundan dolayı beraber gitmiştik ben seni kaldığın yere bırakmıştım ama hiç istemiyordum gitmeni aslında.

    bu olaydan bir kaç gün sonra memleketine gitmek istediğini söyleyip hüngür hüngür ağladığını ve beni aradığını hatırlıyorum. 10 dk lık mesafeyi sanırım 3-4 dk da koşup yanına gelmiştim. seni sakinleştirmiş ve oturup konuşmuştuk anlaşmıştık ve sana bir söz vermiştim.(hala da tutuyorum bu sözümü)

    bu olaydan 2 gün sonra seninle bir iş için günü birlik şehir dışına gidip gelmiştik(onuda ben ayarlamıştım ya neyse) orada ise hastalığını tetikleyen bir durum olup senin bundan etkilendiğini, kötü olduğunu görünce kahrolmuş ve pişman olmuştum seni böyle bir duruma soktuğum için kendime kızmıştım içten içe. yol yorgunluğuyla birlikte bana yaslanıp uyumuştun ve hayatımın en güzel yolculuğunu sayende geçirmiştim.

    iş yoğunluğuyla beraber fazla görüşemez olmuştuk ama sana olan ilgim daha da artıyordu seni merak ediyordum. işe yeni geldiğin için çok yoğunduk ve sen işi yapamadığın zaman panikleyip motivasyonun düşüyordu. beraber iş çıkışları sana birşeyler öğretmeye çalışıyordum gece onikilere kadar çalışıp sonra da dağılıyorduk. az uyuyordum ama çok mutluydum tüm günü seninle geçiriyordum daha güzel nolabilirdiki.

    bir hafta sonu için dışarı çıkmıştınız, ben davet edilmiştim(sen değildin) ama başka bir arkadaşım askerden geldiği için onları görmem gerekiyordu.(sonradan onunla da tanışmıştınız gerçi) o günün gecesinde senden bir telefon gelmiş ve beni çağırmıştın, gene koşup yanına gelmiştim çünkü sen çağırmıştın beni. nerede olsam gelirdim hala da gelirim.

    o gece çok uzun sürmüştü, beni çağırmıştın ama hiç konuşmamıştık diğer ortamdaki kişilerle muhabbet ediyorken sen farklı bir yerde bizimle hiç konuşmuyordun. gecenin sonunda suratım asılmış ve mutsuzdum ilk defa saklayamamıştım durumumu artık üzgündüm çünkü hiç konuşmamıştık. sen bunu farkedip yanıma geldiğinde o zaman seni sevdiğimi söyleyebilmiştim sonunda ve karşılıksız olmadığını görünce dünyalar benim olmuştu. hiç unutmam o günü tarihi saati..

    ertesi hafta çıkıp bir yola başladık seninle, daha çok iş konusunda birşeyler paylaşıyorduk belki ama mutluyduk(ya da ben öyle hissediyordum) hayatımda uzun zamandır kimseyi koymamış ve daha önce bu kadar mutlu olduğum bir zaman dilimi olmamıştı. içimden geldiği gibi davranıyor, kendim gibiydim ve beni bu haliyle kabul eden biri vardı daha başka ne isterdiki insan hayatında.

    tabiki her insanda olduğu gibi anlaşmazlıklar oluyordu, insandık sonuçta herkes aynı şeyleri düşünemezdi bu da gayet normaldi aslında. arada atışmalar olsa da bizdik beraberdik herşeyden önce bu bana fazla fazla yetiyordu.

    sonra bir gün iş için şehir dışına gittiğinde benden ayrılmak istediğini söyledin tahmin etmiştim davranışlarından ama korkuyordum hayatımda bu kadar etkin ve önemli birinin benden ayrılmak istediğini kabullenememiştim, istemiyordum bırakıp gitmeni.

    daha sonra hayatımda ne kadar kötü şeyler varsa hepsi üstüste geldi, bir çoğunu duymuşundur öğrenmişindir hatta mutlaka.. üzerinden ne kısa ne de uzun bir zaman geçti bir gün içip kapına bile dayandım. (bu hayatımda ilkti ve muhtemelen son olur) ama sen istemedin, arada haberlerini hala alıyorum çünkü seni merak ediyorum ve zor zamanların olduğunu duyuyordum. sana söz verdim ben ve bundan dönmek bana yakışmaz. hayatımda bana en güzel zamanları sen yaşattın

    ve seni çok özledim ben..
  7. dün seninle konuştuğum koltuktayım saatlerdir çünkü seni düşününce ben rengarenk reçeller diziyorum kalbimin raflarına.
  8. fidan dikelim mi?
  9. liseye basladigim ilk gun gozume carpan ilk kisiydi. ayni siniftaydik. bir kac ay icinde birbirimizin kafa insanlar oldugunu dusunup guzel bir arkadaslik baslattik 2kiz 2erkek ama hep beraber takiliyoruz, haftasonlari bulusmalar oyun oynamaaya gitmeler basladi. ben iyiden iyiye abayi yaktim, ama karsi taraftan bunu belli edecek zerre hamle yok. platonik takiliorum, melankolik sarkilar dinliorum falan. sonra biraz belli edici bisiler yaptim ama karsilik goremedigime inanip kestim. icten ice yasiorum kimseye de anlatmiorum ben sunu seviorum die. sonra ortaokuldan kalma, lisede baska bolum okumakta olan en samimi 5 dostumdan biri sizin sinifta flanca biri var, ben ona bitiorum falan dedi. kalbim kut kut atti heyecandan ne diyecegimi bilememenin telasi icinde aranizi yapiyim dedim. aa gercekten mi flan deyince e tabinolcak biz cok yakiniz zaten dedim. sonra da cidden ondan ona teklif tasidim ve cikmaya basladilar. ben uzaktan kahroldum onlar 2 yil ciktilar. son sene ders calismaliyiz ossye hazirlanicaz diyip dostca ayrildilar, ama hic gorusmuolar. son bi sene zatsn biz de bilincli ogrenciler olarak bos derste bile test cozuoduk, hocalarimiz cok hos goruluydu kantinde oturup cay icerken test cozuoduk. 4umuz yan yana sicak caylarimizi yudumluyor ve sadece testcozuoduk, ben arada kacamak bakislar atiodum goz zevkim icin ama o full konsantre calisiodu. sirf yapamadigi sorulari bana sorsun diye geometride kendimi cok ilerletmistim. cunku onun zayif oldugu bi dersti ve onun nefesine yaklasip bak surdan bi cizgi cekiceksin soora da su benzerlikten falan diye ona bi soru anlatmak gunun en heyecanli saatiydi benim icin. neyse yil sonu geldi catti sinavlara girildi ben kazandim istanbula geldim, o tercih yapmamaya bir yil daha hazirlanmaya karar verdi. ben uniye yerlestim bi ay gecti naber nasilsin ile baslayan bi maillesme sureci basladi. sonra bana bi sure soora bi coolluk geldi, rahat hissettim bi an ve lisede ondan nasil hoslandigimi hatta sevdigimi, arkadasimla cikarken nasil kahroldugumu, hele onu optugunde napacagimi bilemedigimi anlatan uzuuuun bi mail attim. sonra memlekete dondugumde ilk isim super cool giyinip onun dersanesine ziyarete gitmek oldu. ama onun icin degil baska bi yakin arkadasim icin gitmis gibi yaptim, yani geldigimden haberi yoktu ama tenefuste beni gordu sok oldu. bense ona siradan davrandim aaa naber yaa sen de mi bu dersanedeydin gibi, ama halbuki kantinde zilin calmasini beklerken ates basiyordu yuzumu birazdan onu gorucem diye. sonra cay flan ictik bekle bi ders kaldi takiliriz dedi, bense valla su saatte otobuse yetismem lazim oyle bi ugradim diyince son dersi ekti benim icin. benim icin bisiy yapti ya dunyalar benim oldu ucuyorum zevkten. sonra mezun oldugumuz ortak anilarimizin gectigi okulun oraya gittik cok biseyler demek istiyo gibiydi ama demiodu. uni yuzunden biraz aile baskisi gordugunu masraf oldugunu yuzune soylediklerini biliodum ama cumleye giremiodu. noldu anlatsana bisiy var sende dememle kafami tutup aniden kendine cekip dudaklarima yapisti. o zamana kadarki hayatimin en sonsuz dakikalariydi ilk kez opusuyordum hem de cok ama cok sevdigim, en sevdigimle. dunyalar benim olmustu. mutluluktan agliycak gibiydim. karsilik verdigimi gorunce onun da yuzu gulmeye basladi. sonra biz ogun uzak mesafe iliskimizin temelini atmis olduk. uzaktan uzaga guzel mailler mesajlar vs. neise iste ben tatillerde memlekete dondukce gorustuk dertlestik vs. bu boyle bi yil surdu ama toplasan 5 kere falan yanyana gelebildik. artik sene sonu oldu o da ossye girdi, eskisinden azicik yuksek puan aldi ve baska bi sehirde bana uzak bi sehirde alakasiz bi bolum secti kendine. sirf ailesi kazandi desin diye gitti biyere. ben o zaman dusunmeye basladim uzakta nolucak falan diye. bu konuyu ona da actim. baska bi sehre gidiosun orda ben yokum sen kendine guvenebilio musun bana sadik kalacagin konusunda dedim. o da cok durusttu sagolsun hayir diyiverdi o an. sabah musmutlu baslayan muhabbetimiz o gun ayrilikla sonuclandi. aldatilacagima bastan ayrilmayi yeglerim dedim, o da uzuldu falan ama o da beni aldatacagini dusunuyor olmali ki haklisin dedi ve biz o gun orda bir kirmizi gul esliginde ayrildik. sonra hic aramadim, arada stalkladim. hic evlenecegine inandigim bi insan degildi, hic tipi olmayan biriyle evlenmis 2 de cocuk yapmis ben sok.

    benim sonra sonra aklim ermeye basladi. ben buna lisede sinyaller gonderdim beni begenir bi hareket yapmadi, hep ders hep ders disiplinli calisirdi. ben uniye gittikten sonra sevgili olmamiz onun icin cok idealdi. hem dibinde surekli ilgilenmesi gerekecek bi sevgilisi olmayacakti, hem de etrafindakilere unili sevgilim var diyip teklif eden begenen falan olursa basindan savabilecekti. kendisi uniyi kazandiginda atraksiyonlara girisebilecekti ama bana en azindan beni terketmeyecek kadar deger veriyordu ama benim kendisini terketmemi saglayip isin icinden cok temiz siyrilmis oldu.

    ben onunla olabilmek icin onunla cikan arkadasimdan yavas yavas uzaklasmistim cok sevmeme ragmen. simdi ustunden 10yildan fazla zaman gecti ben o arkadasimla yilda 1 her yaz bulusuyorum, o da 2 cocuk yapti. birbirlerinden haberleri yok, benim onunla olan iliskimden de hala haberi yok. ama onunla ayrildigimiz gun gorusmeyi biraktim telefonunu sildim, ilk 5 6 yil ezbere hatirliyordum numarasini ama sonra bitti. hatiralarda tatlitatsiz bi ani olarak kaldi.

    eger ki kuresel bir sans eseri bu satirlari okuyup da beni tanirsa, kendisinden beni gormezden gelmesini, bana laf atmamasini rica ediyorum.
  10. ...ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi seninle göz göze gelmek...
    yine de gözlerinin en derinine, en yeşiline bakmak isterim. bunca dağ taş geziyorum, kendimi bulmak için kendi yalnızlığımda kayboluyorum çoğu zaman. dünyanın en güzel manzaralarına açıyorum çadırımın fermuarını. harika ormanları, müthiş kayalıkları, hayranlık verici denizleri, nefesimi kesecek kadar yüksek uçurumları görüyorum uyandığımda. ama hayatımda gördüğüm en güzel manzaranın güzelliğine biraz bile yaklaşamadı hiçbiri. ben bu manzarayı uyandığım her sabah görebiliyordum eskiden. şimdi o güzellikte başka bir şey bulabilmek için mi yollara çıktın diye soruyorum kendime. yerini, yemyeşil ormanlarla, masmavi denizlerle, kulağının sağır olduğunu zannedeceğin sessizlikle doldurmaya çalışıyorum... oluyor mu? sanırım kendimi kandırmayı başardığım zamanlarda oluyor...
    insanlara şunu söylemem lazım, uyandığınızda göreceğiniz en güzel manzara yatağınızı paylaştığınız kişinin yüzü olabilir. beş dakika daha erken uyanıp izleyin onu...