1. dokunmaya kıyamadığımız lcd tv'mizin görüntüsü bir gün kafayı yedi. renkler kaymaya, değişmeye falan başladı, biz de doğal olarak servisi çağırdık gelip baksınlar diye. usta geldi, televizyona baktı ve dönüp şöyle dedi; "kusura bakmayın birazdan yapacağım şey için ama bunu tamir etmenin tek yolu var.", "ne kusuru efendim." düşünüyorum adam niye tamir etmeden önce özür diliyor kafa hafif gidik falan mı acaba. usta tek eliyle televizyonu arkadan tutup, tam ekranın ortasına paaaattt diye bir tokat koydu ama o tokatı bana vursa savrulurum yani öyle bir tokat. sonra elini yumruk yapıp altıyla vurarak ekranda gezdirdi ve televizyon düzeldi. o günden itibaren o televizyon 6 ay kadar daha bize hizmet verdi. her hafta bozuldu^:bana özeniyordu sanırım^, her hafta ahaliden biri tokatladı ve düzeldi. sonrasında abim tokatlama işini abartmış olacak ki ekranda bir göçükle beraber çöpe gitti.
    bozuk
  2. tecavüze yeltenilmediği sürece sıkıntı olmayacak eylemdir.
    elinizi korkak alıştırmayın.
  3. bence babalara yakışan(?) harekettir.

    kasetçalar vardır küçük mesela, ergensindir, melankolik şarkılar dinlerken sesini fazla açmışsındır. yan odadan bir uyarı gelir, iki gelir, akabinde 3. uyarıya ramak kalmışken odanın kapısı bir hışımla açılır. kasetçaların fişi daha prizden çıkarılmadan tutulur yere çalınır....

    ah kaç kasetçalarım heba oldu.^:hayır parayı da yine ondan alıyorum^ adam gergin adam. bir dediğini ikiletmemek gerek, 3 senin neyine di mi...

    sonra mesela tetris için (tetrisi de elektronik alet kabul ediyorum ben bu arada) kardeşinle kavga edersin, veya televizyon kumandası, tutar duvara fırlatır, televizyona fırlatır, tüplü tabi hassas değil kırılsın ama kumanda-tetris paramparça...

    şimdi o kumandayı 24 aydır taksit ödediğin plazmaya at bakayım babacım kimin içi daha çok acıyacak...