1. bu yazının devamı olarak

    bugün itibariyle 176. gününe girdiğim sigarasız hayat.

    hafta sonu " that sugar film" filmini izledim. dikkatimi çeken nokta şudur ki; "addiction" yani bağımlılık ortaya çıktıktan sonra irade ile ilgili herhangi bir durum söz konusu bile olamaz. yani insanların herhangi bir bağımlılıklarını irade yolu ile alt etmeleri kanımca mümkün değildir.

    fiziksel olarak bağımlı hale geldikten sonra konu psikolojik bariyerleri aşmaktadır. fiziksel olarak müdahale edilmesi gerekir. şeker direnci ya da nikotin ya da esrar, eroin, hepsinin özünde yaratılan bir fiziksel bağımlılık var. tedavi süreçleri bizim onlara verdiğimiz değerden daha fazla olmalı. fakat değil.

    tıpkı petrol bağımlılığı gibi (ki bu daha çok kurumsal ve ulusal bir bağlılık, hatta ticari diyelim, ya da birşey demiyelim) bağımlılıkların neredeyse hepsi yaratılmış durumda. çay bağımlılığı da benzer bir durum. kafein de bağımlılık sebebi oluyor.

    ha, bendeki son durum nedir diye sorarsanız; ofiste benden feyz alıp bırakmaya çalışan fakat "irade" odaklı serüvenlerinde başarısız olan arkadaşlarım sonunda devletin sigara bırakma ofislerine gittiler. kendilerine bir iki kan testi sonrasında verilen nikotin hapları ya da benzer bir iki ilaç hayata küsmelerine sebep olunca ben de dedim ki "ben bu serüvenimi neden yazıya dökmüyorum?" belli ki insanların canlı örneklerin deneyimlerine ihtiyaçları var. şu an için taslak olsa da danışacağım tıp kadrosu, diyetisyenim, eşim dostum hazır durumdalar. planımı da ağır ağır çıkarırım. fakat ilk beklentim serüvenimde bir yılımı tamamlamak. sonrasında vücudumdaki hasarların da bir haritasını çıkarıcam. bu anlamda yazıya dökmeden önce tamamlanması gereken bir ödev var benim için.

    ben de merakla sonunu bekliyorum.
  2. bu yazının devamı olarak

    tiryakinin seyir defteri; 219. gün.

    daha önce de bahsettiğim gibi nikotin krizleri kısaldı ve daha uzun aralıklarla gerçekleşmeye başladı. Kullandığım nikotinin miktarını arttırdım ve rahatsız oldum. Anlaşılan vücudum nikotini iyice azaltmış. Bu aralar aroma arayışındayım^:flavour chaser^ ki bu da nikotin krizinin bir başka türü.

    bırakın sigara içmeyi sigara içilen ortamda artık duramaz oldum. resmen nefes alamadığımı hissettim. bunun fiziksel mi yoksa psikolojik mi olduğunu bilemiyorum; fakat konu hiçbir zaman sigara olmamıştı zaten. asıl savaş nikotine karşı.

    o sırada "bırakma serüveni"mden etkilenip sigarayı kesen insanların sayısı gittikçe artıyor. Hep bahsettiğim gibi bu nikotinden kurtulma süreci çok virajlı bir yol. heveslenmek çok normal; fakat bu yola girmeden önce etraflı bir rota belirlemek şart. yoksa yol sizi dönüp dolaştırıp sigaraya geri getiriyor. "sigarayı bırakma" ya da benim deyimimle "nikotinden arınma" sürecinin ülkemizde hangi ciddiyetle takip edildiğini ayrı bir yorum altında uzun uzadıya yazacağım; fakat burada kısaca bahsetmekte fayda görüyorum ki ülkemizde sigarayı bırakma üzerine herhangi bir uygulama ya da proje ciddiyetle yürütülmüyor. tekrar etmekte fayda var; "ciddiyetle" yürütülmüyor.

    gelişmeleri paylaşmaya devam edeceğim.
  3. bu yazının devamı olarak

    Seyir defteri 233.

    Bu aşamada bazı tanık olduğum durumları sizler için izah etmek isterim. Evet, “esig” ^:elektronik sigara^ sektörü yalnızca ülkemizde değil tüm dünyada çok yeni bir sektör. Teknolojiler hala gelişme aşamasında. Her ürün için hemen arkasından “upgrade” ya da “expansion pack” gibi destekleyiciler çıkıyor. ^:Evet, video oyunu gibi^ son zamanlarda “esig” konusunda yapılan tıbbi araştırmalar da arttı. Kullanıcı sayısı ve kullanım süresi arttıkça “esig”in etkilerinin neler olduğu daha rahat görülebiliyor. Asıl raporlar bundan sonra ortaya çıkacak ve tahminimce daha doğru rakamlara sahip olacaklar. Ya da umarım öyle olur.

    Çevremde ve sanal alemde “esig” tecrübesini nasıl edineceğini soran birçok insanla karşılaştım. Gördüğüm kadarıyla “esig”e karşı bir önyargı oluşmuş durumda. Ve bu önyargı bir noktaya kadar da haklı sebeblere dayanıyor. Şimdi bu önyargılara beraberce bakalım ve önerilerimi sıralayayım:

    Soru 1: “Bu “esig” olayı çok karmaşık, içinde bin tane mekanizma var. Doğrudan alıp kullanabileceğim bişe yok mu?”

    - evet, bu konudaki serzenişlere çok rastladım ve yüzde yüz haklısınız. “esig” kullanımı hiç de pratik olmayan bir cihaz spektrumuna sahip. Fakat tekrar ediyorum, teknolojisi her gün gelişen bu sektör yeni ürünleri herkesin kullanabileceği hale getirmeye çalışıyor. Sigaranın kolay erişimi ve kullanımı bu anlamda baskın geliyor ve tercih sebebi oluyor. Son teknoloji ve kolay kullanımlık ürünler için bağlantılar vereceğim aşağıya.

    Soru 2: “Tamam, hasbelkader bir cihaz aldık, bunun içine sıvı bişe konuyomuş. Bu ne yaa?”

    - evet, bu da bir diğer serzeniş. Bunun sebebi de konuyu hiç bilmemek. Ve bunda da tamamen haklısınız. “esig” konusunda internet dışında bilgi alabileceğiniz pek bir yer yok. Gün geçtikçe korsan siteler de artıyor. Güvenilir bir yer bulmak gittikçe zorlaşacak. Bu konuda da tecrübe ettiğim bazı adresleri sizinle paylaşıcam aşağıda.

    Soru 3: “Sigarayla beraber içebilir miyim?”

    - bu da sıkça sorulan sorulardan biri. Sonuçta “esig” nikotin barındırıyor ve aynı anda sigara da içerseniz gereğinden fazla nikotine maruz kalabilirsiniz.

    Soru 4: “Peki, bu “esig”i alsam ve arada sırada içsem, arada sırada da sigara içsem. Nasıl olur?”

    - bu sorudaki temel sorun “esig”in kullanım amacının ne olduğuna karar verilmemiş olunması. Şahsen ben bir tür tedavi yöntemi olarak kullanmaktayım ve faydasını gördüm. Bu cihazın kullanımı öncesi iyi bir etüd edilmesi gerektiğini savunuyorum. Maksadınızın ne olduğu çok önemli. Sigaradan kurtulmak için kullanacaksanız ne ala. Sigaranın yanında arada sırada içmek için alacaksanız buna değmez. Zaten yeterince karmaşık bir cihaz. (Bknz: Soru 1)

    Öncelikle, “esig” dünyasına girmek isteyenler için bir tavsiyem var: öğrenin! Kullanacağınız cihaz, likit vs. ne olduğunu, nasıl çalıştığını, ne kadar güvenilir olduğunu, nerelerden temin edildiğini öğrenin. Sorun, tartışın, deneyin. Denemekten zarar gelmiyor. Ben denedim. Önemli olan uzun süreli kullanım. Uzun süre kullanmadan önce test edin.

    “esig” konusunda yerli kaynak bulmak neredeyse mümkün değil; orijinal kaynaklardan bazılarını ve en güvenilir yerli kaynakları aşağıda sıralıyorum:

    “Nedir, ne değildir” konularında en ikna edici ve sade anlatım; vaping360

    Bilinen tek yerli site, çok geniş bir kullanım ağı var, neredeyse her konuda bilgiye ulaşabilirsiniz. Dikkatli olun yine de! esigara

    Alışveriş sitesi, gümrük problemleri olabilir. Fatura tutarınıza dikkat edin. fasttech

    Likit alışverişiniz için ideal bir site, güvenilir, Amerikan. zamplebox

    Bu sektörde birbirinden farklı onlarca marka var ve hepsinin birbirine göre farklı özellikleri var. Kiminin bataryası kiminin tankı. Ben size son model ve kolay kullanımlık bir ürün tavsiye ediyorum. Bugün başlamak isteyenler için ideal ürün. Yarın başka ürünler çıkabilir. Belli olmaz.

    joyetech Ego aio

    Her türlü sorunuz için mesaj kutum açıktır. Bol dumanlar.
  4. bu yazının devamı olarak

    seyir defteri 251.

    yakın zamanda arkadaş çevremde esig hakkında bazı hurafeler dolanmakta. bir şekilde taraf olma ihtiyacı duyarak kendilerini bilgilendirmeye çalıştım. benzer bir durumun buralarda ^:youreads^ da hasıl olduğunu görünce ufak ve naçizane bir görüş bildirmek durumunda hissettim. biliyorum, uzadı b.ka sarıyor, hemen konuya...

    efendim, sigara ^:bildiğimiz tütün^ sektörünün ortalama cirosunun 800 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. bunun yanında esig sektörü de 8 milyar dolar civarlarında. hazırlanan raporlarda firmaların bu satışlar sayesinde ne kadar büyük tröstler haline geldiklerini de görebiliyoruz.

    şimdi gelelim sağlık tarafına. sigaranın kanser yapıcı olduğunda neredeyse hepimiz hem fikiriz. neredeyse diyorum; çünkü hala savunucular var. sağlık sektörü de sigara ve esig konularında ikiye ayrılmış durumdalar. bir taraf esig'in en az sigara kadar zararlı olduğunu söylerken diğer taraf esig'in masum olmadığını ve fakat % 95 oranında sigaradan daha az zararlı olduğunu savunuyor. hepsi bir yana hem avrupa'da hem de amerika'da bu konu ile ilgili araştırmalar her geçen gün artıyor. yani komple yasaklamaktansa kontrol altına alınabilmesini sağlamaya çalışıyorlar.

    kanımca esig hakkındaki hurafelerin bir diğer sebebi de bilgi eksikliğidir. henüz emekleme aşamasında olan bu teknoloji her gün yenileniyor. fakat kimse yeni teknolojinin daha iyi mi yoksa kötü mü olduğu konusunda fikir sahibi olamıyor. özellikle ülkemizde durum daha da vahim. bizde elle tutulur herhangi bir araştırma olmadan varılan sonuçlara göre esig zararlıdır; tam olarak nesinin ne zarar verdiği konusunda herhangi bir açıklama yapılmamıştır. bu durum merdiven altı tabir edilebilecek işletmelere fırsat vermektedir. kontrolsüz, bilgisiz ve sınırsız kullanım sonucu sigaradan daha tehlikeli hale gelebilmektedir esig.

    ciğerlerdeki tahribatla ilgili doktorların ^:amerikan tabii^ yaptıkları araştırmalar bunun da bir hurafe olabileceğini fakat henüz konuşmak için erken olduğunu söylüyor. bu ne demek? esig'ler ciğerlere tahribat yapacak süre kullanılmamış durumda. toplam 10 belki 15 yıllık bir geçmişi olan sektörde ciğer rahatsızlıkları ile ilgili ciddi herhangi bir rahatsızlık rapor edilmemiş. hatta bir başka incelemeye göre ciğerler iyi duruma bile gelmiş. ciğerlerde su toplamasında daha tehlikeli olabilecek birkaç zehirli madde esig sıvıları içinde bulunabiliyor. özellikle diasetil maddesi en az nikotin kadar tehlikeli olabiliyor. bu madde ucuz ve kolay ulaşılabilir olduğu için sorumsuz üreticiler tarafından aroma vermek için kullanılabiliyor. esig sıvısının ne kadar sık kullanıldığı düşünüldüğünde bunun ucuz yollu olmasının üreticiye çok faydası var. fakat kullanıcı için aynı şeyi söylemek zor.

    kendi üzerimde yaptığım incelemede ciğerleri bir kenara koyarsak-ki onlar da iyi sayılırlar-kan değerlerimin iyiye gittiğini görebiliyorum. kolestrol ile olan sıkıntım esig kullandığım süre zarfında daha iyi rakamlara geldi. bunu esig kullanımına bağlamak ne kadar doğru olur derseniz, vücudun aldığı sadece nikotin olduğundan diğer kanserojen maddeler çıktığında vücud sadece nikotine karşı tedbir almaya başladığından kan değerleri değişecektir derim. yani, nikotinin de bir zehir olduğunu kabul etmekle birlikte vücudun sadece bir zehre karşı verdiği tepki ile diğeri arasında gözle görülür bir fark var.

    konuyla ilgili çekinmeden soracağınız sorularınızı sıkılmadan cevaplayacağımdan emin olabilirsiniz. herkese bol buharlar.
  5. bu yazının devamı olarak

    seyir defteri 324. evet, neredeyse 11 ay oldu sigara içmeyeli. esig için de öngördüğüm bir yıllık sürenin yavaş yavaş sonuna geliyoruz. peki, planladığım gibi bir yıl sonunda esig'ten de ayrılabilecek miyim?

    esig alemi çok eğlenceli ve renkli bir dünya. açıkçası bir süre sonra içmekten çok biriktirmek ve oynamak gibi bir hobiye dönüşüyor. esig aparatları, yedek parçalar, cihazlar vb. edevatlar ülkemizde bulunmadığından yurt dışından getirtiliyor. yakın zamanda esig muhteviyatı tüm kargolar gümrük tarafından reddedilmeye başlandı. hatta yurt dışı firmaları kargo seçeneklerinden "türkiye"yi çıkarmış durumdalar. bunun hem iyi hem kötü sonuçları oldu benim için. kötü olan şu oldu ki yeni cihazlara, likitlere ulaşmak mümkün olmuyor. iyi olan şu ki yeni cihazlara ve likitlere ulaşılamıyor. demem o ki; cihazlara ulaşım kolay olursa bundan vazgeçmek mümkün değil. ben de yeni likitler, yeni aparatlar alabiliyor olsam sanırım bir yıllık esig barajını aşmak zorunda kalabilirdim.

    fakat görünen o ki şu anda esig ulaşımı en zor ürünlerden biri oldu. hali hazırda elimdeki cihaz ve yedek parça ise beni planladığım sona yetiştiriyor. insanın elinde ihtiyacı olanlar varsa onlara olan ihtiyacını sorgulayabiliyor. ne zaman ki elindekiler azalır ya da eksilir her nasılsa ihtiyaç hasıl oluyor. demem o ki, ne zaman sigaranız bitse canınız sigara çeker. halbuki çekeceğiniz bir fırttır. benim de şu anda elimdeki stoğumun erimesini beklemeden sonunu hazırlamam gerek. kendimi esig'siz yaşamaya hazır hissediyorum. hatta bir iki kez yanıma almadığım bile oldu. (birkaç günlüğüne) açıkçası aramızda sigara ile kurduğumdan daha kuvvetli bir bağ oluşmadı. planlanan "deadline" geldiğinde alınacak karar pek de zor olmayacak gibi görünüyor.

    yine de yaklaşımım "hiçbir şeyi küçük görme; hiçbir şeye olduğundan fazla değer verme" şeklinde. bu, esig için de geçerli.

    maceranın sonunu ben de heyecanla bekliyorum.
  6. bu yazının devamı olarak


    Seyir defteri 365.

    Evet, bugün tam bir yıl oldu. Geri dönüp baktığımda hiç de uzun bir zamanmış gibi gelmiyor. Bu yazımda biraz daha sosyal bir konudan bahsetmek istiyorum.

    Esig kullanmaya başladığım günden beri konuyu öğrenmeye ve öğrendiklerimi de sigaradan kurtulmaya çalışanlarla paylaşmaya çalıştım. Hatta serüvenimi ve tecrübelerimi yazılı olarak da paylaşmak için küçük bir el kitapçığı hazırlığındayım. Çıkınca burada paylaşırım.

    Bu zaman diliminde insanlarla tanıştım, konuştum, fikir alışverişinde bulunduk. Açıkçası sigaradan kurtulmak misyonu dışında esig uğraşı eğlenceli sayılabilir. Dirençler, teller, akımlar, piller, pamuklar vb. birçok ilginç konuda bilmediğim onlarca şey olduğunu fark ettim. Süreç çok eğlenceliydi. Fakat bizim toplumumuzda bazı kanıların önüne geçemiyorsunuz. Sıklıkla karşılaştığım söylem; “O cihaz sigaradan daha tehlikeli, biliyorsun değil mi?” şeklindeydi. Ya da “Ciğerlerde su toplanması yapar, dikkat et” şeklinde yaklaşanlar oldu. Anlamadığım nokta şudur; ben daha bir yıl öncesine kadar fosur fosur sigara içerken bu uyarılarda bulunanları hiçbiri bana; “sigara kanser yapar, at onu” ya da “yeterince içmedin mi? Artık bırakma zamanı geldi” demedi. Fakat ne zaman ki esig’e başladım hiç beklemediğim bir dirençle karşılaştım. Bunun iki sebebi olabilir diye düşünüyorum: Sanırım biz toplum olarak artık sigarayı tam olarak benimsemişiz ve öldürdüğünü bilmemize rağmen ona o kadar da yüklenemiyoruz. Niyeyse artık! Diğer bir sebep de sanırım biz yeniliğe açık değiliz. Hiç bilmediğimiz, hiç görmediğimiz bir şeyi kabul etmekte zorlanıyoruz. Bu satın alınacak ya da yenecek bir şey olmadığı sürece bunu kabul edemiyoruz. Çalışılması, yeni bilgilerle donanması gerekilen bir konu bize müşkülpesentlik geliyor. İnsanların ellerinde 5,5 inçlik telefonlarla dolaşmaları bize tuhaf gelmiyor da elinde esig’le dolaşanlar normal değilmiş gibi davranıyoruz. İşte asıl bu çok tuhaf geliyor bana. Ben sigara illetinden kurtulmaya çalışma serüvenimde eşim ve kardeşim dışında neredeyse kimseden destek göremedim. Hemen hemen herkes benim istekli anlatma tekliflerim karşısında bile çamura yattılar. Sigaradan vazgeçememelerini anlıyorum. Sorun burada değil; sorun yeni bir fikre açık olmamak, yeni bir şeyler deneyenleri ötelemek. Kendimi bu bir yıl süresince cüzzamlı gibi hissettim ve uzun süre sigara içenlerle aynı mekanları paylaştım esig içmek için. Bu da benim için bol dumanlı bir eziyet oldu.

    Esig’in ülkemizde yasak olması neyse de yurt dışından getirtilen esig ürünlerinin girişinin yasaklanması tüm sürece tuz biber gibi geldi. Allahtan ben sürecin çok sonuna doğru bu gelişmeyi yaşadım ve gerekli alet edevatımı edinmiştim. Buradan da anlaşılıyor ki bizim öğrenmeye, araştırmaya niyetimiz yok. Biz böyle iyiyiz. Birilerinin bulup buluşturup bize dünyanın parası karşılığında satması gerek. Biz ancak bundan anlıyoruz. Halbuki esig tüm dünyada büyüyen hem de hızla büyüyen bir sektör. Ben eminim ki bizim elektronik firmalarımız bu konuda mutlaka girişimde bulunacaklar ve hatta yerli bir esig ürünü bile tasarlayabileceklerdir. Çünkü esig çok teferruatı olan bir cihaz ve üretilebilecek birçok yan ürünü var. Bu geniş konuda tüm dünyada henüz yeterli bir araştırma bile yapılmamışken bizim bu sektöre yönelik araştırmalar ve endüstriyel çalışmalar yapmamız en azından bu pastadaki payımızı büyük tutmak için çok elzemdir kanımca. Gelin görün ki ülkemiz her zaman olduğu gibi ve beni şaşırtmayarak esig konusunu yasaklamış ve bununla da kalmamış kullanıcıların yurt dışı erişimini de yasaklamıştır. Tüm Avrupa ve Amerika esig’in yarın sigaranın yerine geçip geçemeyeceğini tartışırlarken tüm Uzak doğu üretime bugünden başlamışken bizim kapılarımızı kapatıyor olmamız açıkçası beni çok şaşırtmadı; fakat üzdü. Çünkü esig konusu sağlık açısından bizim gibi sigarayı fütursuzca tüketen bir toplum için gayet önemli kanımca. Avrupa’da, hali hazırda belli oranda sigara kullanan kalp ve damar hastalarına esig’lerin önerilmeye başlaması yarın öbür gün istemesek de içinde olacağımız bir sektörün doğuşunu müjdelemektedir. Buna ekonomik olarak değil bir sağlık gelişmesi olarak “sektör” dediğimi de belirtmeden geçemeyeceğim.

    Ülkemizde sektörler belli zümreler tarafından parsellenmiş durumda. Örneğin; midyeyi Mardinliler satar. Çiçekleri romanlar satar vb. Bu anlamda esig kullanıcılarına da benzer bir yaklaşım mevcut. Sanki tüm esig kullanıcıları düşük profilliymişler gibi yaklaşılıyor. Sigara içicilerine yapılması planlanan “ikinci sınıf insan” muamelesine esig kullanıcıları maruz kalıyorlar. Halbuki aklı başında, sigaradan kurtulmak isteyen, bu işi usturuplu ve güvenli bir şekilde takip eden esig kullanıcılarını rencide ediyorlar. Nice doktorlar, avukatlar, mühendisler, pilotlar tanıdım esig kullanan ve sigaradan bu sayede kurtulduğuna şükreden. Kullanıcıların gruplandırılması ve toplumda onlara bir yafta verilmesi sanırım sadece bizim toplumumuza has bir durum.

    Esig maceramı bu aşamasında esig içinde kullandığım sıvının değerini bir kez daha anladım. Yakın zamanda kendi likitimi kendim yapmaya başladım. İçine istemediğim hiçbir şey koymayarak mümkün olduğunca güvenli bir likit elde etmeye çalışıyorum. Bu da farklı bir hobi oldu; çünkü bir sürü aroma var ve onları uygun oranlarda birbirleri ile kombin etmek çok zevkli. Elma ile tarçının ağza gelen uyumu kulağa geldiğinden daha tatlı. Ya da ekşi ve tatlı iki aromanın nasıl bir sonuç çıkardığını görmek çok teşvik edici oluyor. Bu anlamda hem nikotin miktarını minimuma indirdiğimi, hem de içim sıklığımı azalttığımı fark ettim.

    Sigaradan kurtulmak ve bu maceraya girmek isteyenlere tavsiyem şudur ki; bu kadar bakir bir konuda öğrenilmesi gereken birçok detay var. Bir taraftan da tehlikeli olabilecek bir konu. Günümüzde bilginin ne kadar kolay ulaşılabilir olduğunu düşünürsek özellikle esig konusunda da etraflıca bir araştırma yapmadan girişimde bulunulmaması gerekir. Diğer taraftan kolay ulaşılabilir bilginin kirlenmiş olma olasılığı da mümkün. Özellikle esig konusunda yerli kaynaklarda çok büyük bilgi kirliliği mevcut. Amerikan kaynaklar takip edilesi ve yönlendiricidir. Bizim toplumumuzda bilgiye ulaşma ve bilgiyi kabullenme üslupları nev-i şahsına münhasır olduğundan bu esig konusunda da ülkemizde bilgilenme ve kullanma süreci sancılı geçebilir.

    Serüven devam ediyor. Gelişmeleri paylaşmaya devam edeceğim.
  7. bu yazının devamı olarak;

    seyir defteri; 895

    Evet, neredeyse iki buçuk yıldır sigara içmiyorum. Macera devam ediyor. Neler oldu, neler olmadı, bir özet geçmek isterim.

    E-sig tüketimim devam ediyor; fakat uzun zamandır makinemi evden çıkarmıyorum. Sadece evde tüketiyorum. Eskisi kadar çok likit gerekmiyor; çünkü daha az içiyorum. Likitimi kendim yapıyorum ve acelem olmadığı için demlenme süresini uzun tutuyorum. Tadına doyulmaz likitler yaptım. Hepsinin reçetesini tutuyorum. e-sig kullanan arkadaşlarla becayiş yapıyoruz. yakın zamanda yeni bir makine alacağım; fakat hep erteliyorum. Demek ki o kadar da acil bir durum değil :)

    hiç mi sigara içmiyorum. açıkçası içiyorum. özellikle arkadaşlarla dışarı çıktığımızda, içerken, sohbetler sırasında bir tane incesinden bir dal yakıyorum. emin olun eskisi gibi içime çekemiyorum. içtikten sonra eskisi gibi bir ayılma, dinçlik ya da kendine gelme durumları olmuyor. aksine durgunlaşıyorum. ağzım çamur gibi oluyor, boğazım ağrıyor ve eve döndüğümüzde her şeyin sigara koktuğunu fark ediyorum. sigara kokusu dayanılmaz bir hal aldı benim için. dumanı için de durum aynı. nefes alamadığımı hissediyorum. sigarayı söndürdükten sonra yenisini canım istemiyor. hele ertesi gün-özellikle sabah uyandığımda-sigara beklentisi olmuyor.

    tüm bu sigara belirtileri de gösteriyor ki vücudumun nikotin direnci kırılmış durumda. artık teknik olarak nikotine ihtiyacım yok. sigara da beni nikotin açısından doyurmuyor. bu durumda içtiğim bir ya da iki dal sigaranın devamı gelmiyor.

    anlaşıldı, sigara artık bir bağımlılık olmaktan çıkmış ve bu duruma vücut da alışmış. peki e-sig macerası ne zaman son bulacak? bunu henüz planlamadım açıkçası; çünkü proje, sigaradan kurtulmaktı. bu projeyi tamamladım. henüz e-sig ile ilgili bir rahatsızlık yaşamadım. ciğerlerim temizlendi. artık rahat rahat nefes alabiliyorum. yemeklerin tadına varıyorum. kan değerlerim normale geldi. kolesterolden kurtuldum. e-sig harcamalarım gün geçtikçe azalıyor; çünkü bahsettiğim gibi kullanım alanımı sınırlıyorum. böylece tüketim azalıyor. bunu da bıracak mıyım? hiç gündeme gelen bir konu değil. bunu da ayrı bir proje olarak değerlendirebilirim sanırım.

    her zaman söylediğim gibi; burada kendi sigaradan kurtulma sürecimi paylaşıyorum. bu maceradan ilham alan ve sigaradan kurtulan onlarca arkadaşım oldu. bu da beni çok mutlu ediyor. kendimi kurtarırken başkalarına da vesile olmak sevindirici. fakat tekrar etmekte fayda var: sigaradan kurtulmak için kullanılacak yöntemler herkeste farklı sonuçlar doğurabilir. benim kullandığım yöntemler sizler için uygun olmayabilir. bunu tespit etmek ve ona göre bir yol izlemek çok önemli. en birinci tavsiyem, öncelikle bir doktor ile görüşüp kan değerleriniz ile ciğerinizin durumunu öğrenmektir. sigarayı bırakma konusundaki yönteminizi de doktorunuzla paylaşın ve dönem dönem doktorunuza görünün ki gelişimi biyolojik olarak takip edebilsin.

    uzun süre sigara içenler için sigaradan kurtulmak büyük bir aşamadır kanımca. bu yüzden bu süreci ciddiye alın. geri dönüşü olmayan bir adım atın. acemice başlayan süreçlerin sonunda kazanan hep sigara olmuştur ve geri dönüşte sigaraya olan bağımlılık daha da kuvvetlenecektir.

    Çekinmeden soracağınız her türlü soruyu elimden geldiğince usanmadan cevaplayacağımdan emin olabilirsiniz.