1. kesilmemiş bir karpuza benzer. ne çıkacağını asla bilemezsin.
  2. farazi olarak 20.000 kişiden oluşan bir şirket ya da organizasyonu yönetebilecek kapasitede olabilirsiniz. o organizasyonu belli bir süre sonra batırabilirsiniz de ve bu sizi karakter yapınıza bağlı olarak çok çok aşırı bir buhrana süreklemeyebilir ve belli bir süre sonra bulunduğunuz alan üzerinde yeni girişimleri denemeye devam ederseniz.

    ancak 4 kişiden oluşan bir aile sizi katil yapmak , şizofreniye evrimleştirmek , içinde hayal bile edemeyeceğiniz bir buhrana sürüklemek için yeterli bir sayıdır. işin daha şeffaf olan daha gerçekçi kısmı ise , yeni nesil ellerinde ki facebook , instagram ve diğer bokların kokusuna aldırmadan onları yemeye devam ettiği müddetçe aile geçindirme kavramını hiçbir zaman öğrenemeyecek. hayatta kalma kavramını idrak edememiş ve deneyimlememiş bu yeni güruhun evlense dahi zaten " huzur " a sahip olan bir evliliği olmayacak. maksat instagram da düğün fotoğrafı paylaşmak olsun dimi ?

    sonuç olarak ;
    https://www.youtube.com/watch?v=A8x73UW8Hjk
  3. aslolan " paylaşmak" tır . ama dert , ama keder ; ama sevinç , ama hastalık ; ama maddiyat , ama sevgi .. entel fikirlerin soyutsuz bir şekilde hava da uçuştuğu gibi "aşk" ı öldürmez . hatta aşkı , evlilik için benmari usulünde eriyen çikolataya benzetmek de mümkün . sıcaklığı harlı değil ama hep var . hep akışkan ve yoğun ve hayatın bütününe yayılmış halde .

    yine sanılanın aksine özgürlüğe de ket vurmaz . neden vursun ki ? herkesin kendince bir yaşam tarzı var , söz konusu bir yaşamak adına birlikte bir hayat arkadaşlığı kurulmuşsa karşılıklı anlayış bunun en büyük istikrarı olacaktır zaten .

    evlilik araç değil , amaç da değildir . " sevginin sonucu , bağlı yaşamak ama " bağımlı " olmama halidir . mutluluğu "zirve " olarak görmeyen zihniyetler için , ortak paylaşımlar ışığında bölünüp çoğalmadır . sevgi hiç bir zaman aşağı çekmez . aşağı çeken sevgi , sizi yok oluşa sürükler , psikolojik şiddetin yegane sonucudur . onaran ve insanı çoğaltan bir şeyin adını " sevgi " koymak ahmaklıktır .

    son olarak da evlilikte en önemli konuların başında cinsellik gelir diye bir şehir efsanesi vardır ki aslı iletişimdir . iletişimden uzak olan çift için başka hiç bir şeyin tam olabilmesi söz konusu olamaz .
  4. geçen ay amcamın eşi vefat etti.

    amcam ve yengem 50 yıla yakın bir süredir evlilerdi. amcam emekli denizaltı albayı. işi nedeni ile zamanında ailesinden uzak kalmak zorunda olduğu gibi bir de stresli çalışma ortamı içindeydi. yengem ise 2 çocuğu büyütme sorumluluğunu üstlenen bir ev kadınıydı. bunu isteyerek mi seçti, memnun muydu bundan hiç bilmiyorum.

    çok yakın değildik anlayacağınız. o yüzden günlük hayhuy içinde kavga gürültülü bir ev yaşantıları olup olmadığını pek bilmem... ya da maddi sıkıntılar yaşadılar mı... ailelerle huzursuzluk yaşadılar mı...

    ama cenazede öyle bir sahne aklıma kazındı ki benim için evliliğin resimli anlatımı oldu. mezarlıkta yengem gömülürken amcam yavaşça bir taş üzerine oturdu ve öylece hayat arkadaşını son kez yolcu etti.

    bundan sonra artık birlikte paylaşabilecekleri hiç bir şey yok!

    benim için evliliğin tanımı bu işte... iyiyi kötüyü, mutluluğu zorluğu paylaşmak....
  5. üreme-eş bulma dürtüsü yüzünden aptallarla evlenmeye bile hayır diyemeyenlerin çevresindekilere kötü gösterdiği kurum. ben evlendirmiyorum kimseyi, aşık olmayı ve karşısındakini tanımayı bekleyemeyip, "çok seviyorum çok iyi biri ama aşık değilim" deyip evlenenler zaten cehenneme kendi biletlerini kesiyorlar. önce güzel bir evlilik nasıl olur, ya da olur mu bunu doğru düzgün masaya yatırmak gerek, ki şimdi yapmayacağım. şu an sadece berkecanların, pelinsuların birbiriyle bir ayrılıp bir barıştığı sevgililik dönemlerinden sonra evliliklerini de batırmalarının doğal olduğunu söylemekle yetineceğim. bu arada, beğenmeyenler boşanabiliyor, söylediler mi bilmiyorum önceden.

    evliliğin ömür boyu tek eşlilikle de ilgisi yok bu nedenle, sadece aynı anda tek eşlilik anlamına geliyor. ki bunu da şöyle ele alıyorum, insanın en kuvvetli bağlarını tek kişiyle kurması (aşkın aynı anda 1 kişiye duyulabileceği düşüncesindeyim) ve karşı taraftan da aynı tutumu beklemesi, bunun belgelendirilmesi.

    aslında evlilik hiç karmaşık bir kavram değil. tabii üremenin kutsandığı bir doğada bir ton şey yavrulamaya bağlanıyor, fakat aslında evlilik birbirine aşık iki karşı cinsin (bazı ülkelerde karşılık şartı aranmıyor) yavrularken yasal koruma altına girmesi, toplumsal sonuç olarak da "bunlar artık ailedir" dedirtmesidir.
  6. bürokratik bir olay. karşısında sahiciliğimi kaybedeceğim bir insanla evlenmek istemem. bunun için öncelikle sahici olmayı başarabilmem gerek.
  7. zor, her iki taraf için de zor. modern zamanlarda ömürlük bir aşka sahip olmak? ben görmedim, duymadım. anlaşabildiğin, asgari müştereklerde buluşabildiğin, beraber çocuk büyütmek isteyeceğin biriyle uzun süreli bi beraberliğe adım atmak, fazlası değil. evlenmeden önce altı ay birlikte yaşama zorunluluğu olsa pek çok insan baştan cayardı sanırım.
  8. içinde olmayi istemedigim olusum. neden dersek saçma bir kere. sorumluluklari falan varmış öyle diyorlar. sonra kisitlamalar falan. gerek yok öyle şeylere.
  9. karşılıklı saygı ve sevgi ile bir ömür sürebilir.
    jedi7
  10. evli değilseniz aslında gayet güzel bir kurumdur.