• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.52)
fedailerin kalesi alamut - vladimir bartol
yılların eskitemediği muhteşem kitap alamut artık koridor yayıncılıkta. hasan sabbah'ın, alamut kalesinin, fedailerin ve cennet bahçelerinin hikayesi. bir tarafta hasan sabbah'ın yeryüzü cennetiyle yeni tanışan güzel köleler, diğer tarafta onun en güvenilir savaşçıları olan fedailer. sabbah'ın yarattığı cennetin içinde gözleri açıldığında hepsinin hayatı hiç umulmadık bir şekilde değişir. hikaye 11. yüzyıl iranında, kendini peygamber ilan eden hasan sabbah'ın, seçilmiş bir grup insanı intihar suikastçısına dönüştürerek bölgede hakimiyet kurmak için çılgınca ve aynı zamanda zekice bir plan tasarladığı alamut kalesinde geçmektedir. güzel kadınların, yemyeşil bahçelerin, şarap ve haşhaşın göz boyadığı sanal bir cennet yaratan sabbah, genç savaşçılarını emirlerine uydukları takdirde bu cennete gidebileceklerine inandırır. kendilerini onun yoluna adayan, ölmeyi de öldürmeyi de göze almış olan bu küçük orduyla hükümdar sınıfına gözdağı verebileceğini düşünür. sabbah kendi deyimiyle insanların saflığını kullanıp dine adanmışlığı politik emellerine alet eder. artık kapılar onun için ardına kadar açılmıştır. (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. okuyalı epey olduğu için net hatırlamıyorum ancak bir yerde egitmenlerden biri fedailere ders verirken; ismaili birinin yanına gittiğinizde ismaili öğretiye göre, zahiri birinin yanına gittiğinizde ona göre, kelamcilarin yanına gittiğinizde ise kurandan ayetler okuyarak konuşun diyerek öğütte bulunuyordu. bu satırları okuduğumda aklıma nedense doğuya gittiğinde özgürlük söyleminde bulunan, iç anadolu'da ülkücülerle iç içe olan devletin kurumlarına sızan, namazı bırakma pahasına askeri kurumlarda yer almaya çalışan islami!! bir cemaat ve üyeleri gelmişti
  2. felsefenin, masalların ve tarihin iç içe geçtiği bir roman. içerdiği bilgiler, örneğin maalouf'un semerkant'ında yazılanlardan farklıydı. hangisi doğrudur, bilemiyorum. her hikayenin aslında birbirine benzediğini varsayarak, büyük bir zevkle okudum. size de tavsiye ederim.
  3. okuduğum ve kesinlikle okumsı gereken bir kitap. haşhaşinlerin hikayesini sürükleyici bir hikayesi. asasin kelimesi ingilizce de suikast anlamına gelir ve kelimenin epistemolojik olarak incelendiğinde haşhaşin kelimesinden türeyip de avrupa dillerine geçtiği görülür.

    kitapta selçuklu veziri nizamülmülk hakkında verilen bilgiler doğru değil, onun yaşadığı tarih ve hassan sabbah'ın yaşadığı tarih arasında ciddi bir fark var. ama güzel işlenmiş gene de.

    değinilmeyen noktalar da var elbette. misal tapınak şövalyeleri ile arasında var olan ilişkiye değinmemiş yazar.
    ben bu kadar dedim, siz okuyun tamamlayın.
  4. ''insanlara cenneti vaat ettiğimiz yeter, artık onlara cenneti verme zamanı'' ideali ile hareket eden hasan sabbah'ın, cehalet ve arzu ile gücün bir yerlerde birleşebileceğini gösterdiği, kurgusu muhteşem ama akıcılığı bir o kadar sığ bir roman.
  5. nefret ettiğim kitap. lise 1'de okumuştum sanırım. arada bir kitaplığımda gözüme çarpıyor, kitabı okuduğum zamanki aynı kötü hisleri tekrar yaşıyorum.

    öncelikle kitabın çok sürükleyici olduğunu, akıcı bir dille yazıldığını, dönemin atmosferini güzel yansıttığını söyleyebilirim. kaliteli bir kurgusal roman yani.

    peki ben neden nefret ediyorum?

    !---- spoiler ----!

    şu anda ismini hatırlayamadığım (ve kitabın baş karakterlerinden olan) bir fedai, sabbah'ın emriyle kendisini kuleden aşağıya bırakıp intihar ettiğinde "hasan sabbah, senin ben amk" diyip kitabı bir kenara atmıştım. sonra bitirdim tabi ama o sahneyi hiç unutmadım. tabi bunda kitabı kurgusal değil gerçek zannetmemin de etkisi var. daha sonra tarih okuduğumda süikastler haricinde herşeyin uydurma olduğunu farketmem uzun sürmedi. yine de okuduğumda hissettiğim duyguyu unutamadım elbette.

    !---- spoiler ----!
    ulgan
  6. hayatımda okuduğum en iyi romanlardan biri. şirket/devlet yönetmeyle ilgili bir çok ipucu içerir. ne kadar kitapta türkler düşman ve gaddar olarak gösterilse de umursamamak gerektiği düşüncesindeyim. bir insana büyük şeyler vad ettiğinizde, onlara karşı büyük biri olarak gözüktüğünüzde sizin için gözünü kırpmadan neler yapabileceğini çok güzel bir biçimde anlatır. okunması gereken kitaplardan birisi bence.
    jimi
  7. günümüzdeki cemaat/misyoner yapilanmalari hasan sabbah tan bir çogu konuda faydalandingindan eminim . !---- spoiler ----!

    kitabin sonlarina dogru hasan kalesine kapaniyor kanun ve kurallari yazmak icin acaba o kanunları bilen ya da kaynak tavsiye edebilecek biri varsa bilgi bekliyorum

    !---- spoiler ----!
    tanım : din toplumlarin afyonudur sozune ithafen okunmasi gereken bir basyapittir.
  8. kitapla ilgili en basit açıklama on birinci yüzyılda selçuklu egemenliğindeki iran'da geçtiğidir.

    tarihi arka planı, olayların gelişimi, sünni-şii çatışmaları, okurken insanı hayrete düşüren detaylar barındırmaktadır.

    !---- spoiler ----!

    hasan sabbah kendi yarattığı cennet ile ölümden korkmayan hatta ölüme ulaşmak için her şeyi yapabilecek fedailer yetiştirir. yıllarını verdiği bu plan için ise bir mottosu vardır. "hiçbir şey gerçek değil, her şey mubah." bu uğurda en yakın dostunun ölümüne bile sebebiyet verebilecek olan hasan sabbah'ın ne kadar akıllı, zeki aynı zamanda tehlikeli biri olduğu gerçeği gözler önüne serilmektedir.

    !---- spoiler ----!