1. bir insanın parmak ucu kadar şeker ihtiyacını karşılamak için bir çuval keçi boynuzu yemesi gibi bir şeydir. [sp] nfk [/sp]
  2. "söylendiglne göre bu ilim [felsefe] eskiden irak halki olan keldaniler arasinda mevcuttu. onlardan misir halkina geçmiş, oradan yunanlilara intikal etmiş, süryaniler ve daha sonra araplar'a geçinceye kadar onlarda kalmistir. bu ilmin içerdiği her şey yunan dilinde, daha sonra suryanicede, nihayet arapcada ifade edilmiştir. bu ilme sahip olan yunanlilar onu hakiki hikmet ve en yuksek hikmet diye adlandirirlar ve onun elde edilmesine ilim, onunla ilgili zihin durumuna ise felsefe derlerdi. bununla en yüksek hikmeti arama ve sevmeyi kastederlerdi. onu elde edene filozof derler ve bununla da en yuksek hikmeti seven ve onu arayani kastederlerdi. onlaren yuksek hikmetin kuvve halinde , bütün erdemleri içerdiğine inanirlar ve onu ilimlerin anasi, hikmetlerin hikmeti ve sanatlarin sanati diye adlandirirlardi. bununla da butun sanatlari içine
    alan sanati, butun erdemleri içine alan erdemi, bütün hikmetleri içine alan hikmeti kastederlerdi."
    farabi, mutluluğun kazanilmasi (tahsilus-sa'ada)
    cev. ahmet arslan, ankara, 1999, s. 88-89
    dlg
  3. sorgulanmayan yaşam yaşanmaya değer değildir.

    sokrates
  4. felsefe gerçekten nedir? felsefe, genellikle düşünce ve düşünürlerle özdeşleştirilerek dile getirilse de özü itibariyle farkındalık ve bilinçtir. düşündüğünün, düşüncelerinin ilk aşamada farkına varan, daha sonra bunun üzerine tekrar düşünerek, yargılar ve olgular oluşturan ve son olarak bu olguları geliştiren ve modelleyenler aslında düşünme eylemini ve düşünceyi keşfeden ilk filozoflardı. tüm kavramlarımız,olgularımız,değerlerimiz yani tüm yaşamımız, bu temel üzerine kuruludur. düşünme eyleminin ve düşüncelerinin farkına varanlar önce bunların soyut anlamda idealar olduğunu fark etmiş oldular sonra ise bu soyut düşünceleri kendi düşünce filtrelerinden geçirip; onları hayata,doğaya indirgeyerek(modelleyerek,simule ederek) somutlaştırmayı denediler. insanlık bu modellemelerden faydalanarak o denli ilerledi ki bugün diğer canlılarla aramızdaki farkı yaratan en büyük özellik budur denebilir.
    evrim sürecinde insanlığın düşünceleri de kendisiyle beraber öylesine evrilmiştir ki, bugünkü gidişata baktığımızda(bunun içerisine tüm bilimsel ve teknolojik gelişmeler de dahildir) gelişmiş modellemelerimizin sonunu tahmin bile edemiyoruz. düşünce ve düşünce modellemelerinin evrimi sürüyor. bu somut görünen ancak özünde soyut evrimin, büyük gelişimlerinin yanı sıra canlılara ve doğaya zarar vermeye de başladığı aşikar ancak bu kadar büyülü ve kudretli bir gücün peşinden, insanların tutkuyla gitmesi tesadüf olmamalı ^:swh^
  5. aynı okyanus gibi,sığ sığ başlayan bilgi dağarcığı ilerledikçe derinleşir ve bilinmeye doğru yol alır.karanlık aslında kendi gizli saklı dünyasında ne de zengin bilgiler biriktir.

    düşünün,düşündürün ^^
  6. beynimizin ulaştığı evrimsel basamak sayesinde evren hakkında en geniş kümede fikir üretmek , sorgulamak , görüş öne sürmek , araştırmak.
  7. günümüzde hazır bir öğretiyi almak olarak pratiğe dökülmesiyle içinin iyice boşaltıldığı derin tefekkür ve aklı selim bir sorgulama sanatıdır.
  8. kendinizi aniden hafızanız silinmiş, zaman algınız resetlenmiş bir biçimde bir labirente bırakılmış olarak düşünün. labirentin çıkışını bulmak için yürüyüp durmak değil de bu labirentte ne işi olduğunu sorgulamak felsefedir.
    jole
  9. formel dillerin, doğal dillerle ifade edilişidir. Genellikle doğal dillerdeki göstergeler, formel dillerdekinden daha "kaypak" daha belirsiz davrandığı için formel dillerde olduğu kadar, problemler üzerinde net bir kanıya varmak pek mümkün olmaz.

    wittgenstein'ın da dediği gibi, "felsefe bir dil problemidir." ya da büyük avrupa soytarısı friedrich wilhelm nietzsche'nin de, özellikle iyinin ve kötünün ötesinde kitabında "filozof, gramere duyulan inancın üzerine çıkamaz mı?" sözleriyle vurguladığı gibi...

    ayrıca bkz. felsefe ve bilim çatışması
  10. bilim dalı, bilimlerin atası. nacizane fikrim bunun salt delilik olduğudur.