1. Yozlaşmış bir yönetim ve hukuk sisteminin mevcut olduğu yerlerde idam cezasını meşrulaştırmak katilin eline bıçak vermek gibidir ve en hafif tabirle aptallıktır.

    Edit: ABD'de idam cezası verilen mahkumların 4%ünün masum olması, adaletin kısmen de olsa işlediği ve yöneticilerin yargıya karışamadığı ülkelerde dahi hata oranının ne derece yüksek olduğunu ortaya Koymaktadır.
  2. son zamanlarda cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar konusunda "geri getirilmesi" istenen cezadır. ancak idam cezası uygulamada devlete karşı bazı suçlar ile kasten öldürmenin nitelikli hallerinde uygulanıyordu. yani eski tck'da bunlar dışında idam cezası öngörülmüş değildi. zaten 1984 yılından sonra uygulanmamış, daha sonra da 2002’de kaldırılmıştır.

    dünya’da nasıl durum? idam cezası öngörülen suçlar ülkeden ülkeye değişiyor. örneğin abd'de coker v. georgia kararıyla sadece mağdurun öldüğü hallerde idam cezasına hükmedilebileceği kabul edilmiştir. (yüklü miktarda uyuşturucu ticareti, uyuşturucu çetesi yöneticiliği ve devlete karşı suçlar istisna) japonya'da da durum benzerdir. vahşice işlenen öldürme suçları idam cezası kapsamında değerlendiriliyor. suudi arabistan, çin ve iran tecavüz de dahil olmak çeşitli suçları idam cezası ile cezalandırılmaktadır. 102 ülke haricinde idam cezası uygulanmaya devam etmektedir ve her ülke kendi içinde farklı suçlara idam öngörmüştür.

    idam cezası caydırıcı mıdır? bu konuda bilimsel bir veri yoktur. benim kendi düşünceme göre hapis cezası bile insanı tedirgin etmeli, caydırıcı olmalıdır ama hapishaneler dolu, hatta kapasite yetmiyor bile. bu da demektir ki sadece cezanın varlığı bir suçu önlemek için yeterli değildir. insanı suç işlemeye yönelten nedenlerin tespit edilip bunların üzerine yoğunlaşılması gerekir. bu nedenle de idam cezasının gelmesi benim fikrime göre hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. hatta hukuka bakışı daha da olumsuz etkileyebileceğini düşünüyorum.

    çünkü idam cezası gelirse bu cezaya çarptırılan kişi ertesi gün idam edilmeyecek. önce kararın kesinleşmesi beklenecek. bu da muhtemelen yıllar sürecek bir temyiz aşamasının bitirilmesi demek. daha sonra karar tbmm’nin önüne gelecek. tbmm iç tüzüğü madde 92’ye göre: “Ölüm cezaları hakkındaki kesinleşmiş mahkeme kararlarının yerine getirilmesine dair Başbakanlık yazıları, esas komisyon olarak Adalet Komisyonuna havale edilir. Adalet Komisyonu, bu yazıyı inceleyerek cezanın yerine getirilmesinin onaylanması veya onaylanmaması yönünde bir kanun metni hazırlar. Komisyonlar ve Genel Kurul, mahkeme kararını değiştiremezler.” tbmm kendisine gelen kararı kanun ile onaylarsa idam cezasının infazına geçilebilecektir. bütün bunlar gerçekleşene kadar idam hükümlüsü cezaevinde kalacak. 5 veya 10 sene sonra infaz edilecek bir ceza toplumun vicdanını ne kadar rahatlatır bunun tartışılması gerekli.

    örneğin abd’de temyiz süreçleri nedeniyle idam mahkumlarının çoğu cezanın infazı sebebiyle değil doğal nedenlerle ölüyor. kaliforniya’da 1978 yılından beri 900 idam mahkumundan sadece 13’ü idam edilmiş. 1989’da idam cezasına çarptırılan seri katil richard ramirez (night stalker) 2013’de kanserden öldü.

    bu süreci kısaltırsak o zaman da suçsuz yere bir kişiyi idam etme ihtimali artar. bu da telafisi olan bir durum değil. uzun temyiz sürecine rağmen önlenebilen bir durum da değil. burada listesi var.