1. kendimi mağdurun yerine koyup düşünüyorum. biri bana sevdiklerime aileme bir kötülük yapmış olsa, idam edilmesini istemem. o ölüp kurtulacak arkasında suçu olmayan sevenleri acı çekecek hiç adil değil. alsın müebbet hapis cezasını ama bizimkiler gibi yata yata değil, çalıştırsınlar en ağır işlerde. sevenleri isterlerse gidip görsün istemezlerse unutsunlar varlığını ölmüş gibi davransın ama suçlu acı çeksin idam etsinler diye yalvarsın isterim. sanırım ben kötü biriyim.

    sorunun gündeme gelmesinin sebebi darbe girişimi.

    önce terör örgütü olarak düşünüyorum, bizim terör deyince aklımıza ilk pkk gelir. adamların liderini senelerdir otelde besliyoruz. yiyip içiyor, yattığı yerden emir veriyor, şöyle bir keyif düşünün ki adam kitap yazabiliyor. ben sözlüğe iki satır yazmak için bile şunu yapayım bunu yapayım kafam rahatken yazayım diye bekliyorum adam o kadar rahat ki orada kitap yazabiliyor. bu adamın suçu siyasi falan da değil bildiğin katil bu adam asker sivil çocuk yaşlı demeden öldürmüş öldürün emri vermiş bir adam. idam cezası bir terör örgütü için düşünülecekse -ki ben buna da tamamen karşıyım- önce imralıda yatan kişi için düşünülmeli. ya da onun dağdan davulla zurnayla inen yoldaşları için.

    siyasi olarak bakarsak, kimse siyasi görüşü için ölmemeli. en sağcısı da en solcusu da doğru olduğuna inandığı şeyin peşinden gidiyor devleti ülkesi için kendi geleceği için doğru olduğuna inandığı şeyin peşinden gidiyor. eğer darbe gerçekleşseydi vatan haini olacak olanların darbe yapmaya çalışan vatan hainlerini idam etmek istemesi ne kadar mantıklı?
  2. tabi ki de gelmemeli yasama, yürütme, yargı düzgün çalışmıyor hakime savcıya güven sıfır ve tarafsızlık hiç bir kurumda mevcut değil.
    bu koşullar içinde idam cezası gelmesi demek ülkede ki rejimide idam etmek anlamına gelir. düşünsenize cb ye hakaret bile bu yargıçlar sayesinde idama götürür.
    ayrıca bu siyasal islam idamı bile şova dönüştürüp oy kazanma derdine düşeceği kanısındayım şöyle bir pankart veya afiş hayal edin
    -başbakanımız bugün konyada toplu idama katılacak -
  3. bir dipnot paylaşmak istiyorum bununla ilgili, osman pamukoğlu seçim çalışmalarında idamı geri getireceğini söylerken şu anda idamı destekleyenler o adama karşı çıkmışlardı. mesele idam değil, kimin getireceğiymiş demek ki.
  4. benim bildigim (bkz: kpss vatandaşlık) ceza geçmise yurutulemez gelse bile ne sikime yarayacak darbecileri pedofilileri ya da katillerimi asacaklar yoo senin benim gibi muhalifleri cakma kanitlarla daragacina goturecekler .
  5. idam edilen kişilerden birinin daha sonradan masum olduğu anlaşılırsa ne olacak o zaman. ayrıca gelse bile o andan sonra işlenecek suçlar için geçerli olacağı için darbeciler açısından bir şey değişmeyecek.
  6. idamin bir ceza olmadigini düşünüyorum.

    şöyle ki;
    ölümun en buyuk ceza oldugunu düşünmemizin sebebi ölmekten korkmamiz. onun dışında, eger olumden sonra hayat yoksa çekilen bir ceza da olmayacaktir, varsa da cennete ya da cehenneme mi gidecegini kimse bilemez.
    bu yüzden idam asla bir ceza değildir.

    peki ceza degilse ne,
    yok etme.
    sosyal 'genetigimiz' geregi, kendimizden olmayani dislama ve grubu ya da klani koruma egilimindeyiz. en özgürlükçü grupta bile, özgürlüge tehdit olarak görülenlerin dislanmasiyla bunun insan hayatindaki en temel egilimlerden olduğunu görebiliriz.

    anayasal düzeni yikmaya tesebbus edenlerin dışlanması ise en tabi şey. burada idam etmek ya da muebbet verme arasında bu açıdan bir fark yok. işte burada devreye başka etik konular devreye giriyor. farki yaratan da bu oluyor.
  7. ölüme mahkum etmek büyük iş. "hakkıyla" uygulanamazsa dönüşü de yok. "hakkıyla" uygulanma olayına da girsek çıkamayız. hiç gelmesin onunla mı uğraşacağız.
  8. o halde kanunların geriye yürümezliği ilkesini çöpe mi atmalı. katiyen idam hiçbir şekilde geri gelmemeli.haklı haksız herkes idam edilebilir, yaş büyütülebilir ve en son idamı getirenler kendini orda bulabilir. insanların yaşam hakkı ellerinden alınamaz müebbetler neylerine yetmiyor bu kadar vahşi olmaya ne gerek var.
  9. idam cezası bu ülkede anca siyasilerin skor eşitlenince içlerinin rahatlayacağı bir gövde gösterisine dönüşecektir.

    milletvekillerinin "3'e 3 istiyoruz!" nidaları eşliğinde 3 gencin idamının onaylanması çok da uzak bir geçmişte değilken idamın gelmesini istemek ve adilane bir şekilde uygulanacağını düşünmek en iyi niyetli tabirle naifliktir.
  10. öncelikle belirtmek gerek ki, suçun niteliği ne olursa olsun kişinin yaşama hakkı tartışmaya açık bir hak değildir. her durumda korunması gereken bir haktır.

    diğer yandan cezai sistemlerin caydırıcılığı zaten tartışmaya açıktır. caydırıcılığı olup olmadığı, kesin değildir. var ise bir insanı suç işlemekten alıkoyan etkenlerin içinde, ne kadar paya sahip olduğu tam olarak bilinmemektedir. fakat şu bir gerçek ki, insan bir suç işlemeden, bunun cezai sonuçlarına bakıp, bunu göze alarak işlemez bu suçu. yakalanmayacağını düşünerek hareket eder genelde. kendi teslim olan kişiler için de geçerlidir bu. o baskıyı kaldıramama, kendini cezalandırılmak zorunda hissetme sonucunda, gidip teslim olunur genelde. tabi insan yaptığı eylemin sonucunda ceza alacağının bilincinde olabilir. örneğin, birini öldürürsem beni hapse atarlar ya da bu ekmeği çalarsam beni hapse atarlar gibi mantık yürütür insan. fakat ne kadar atacakları ile ilgili düşünmez temelde.

    diğer bir yandan idam cezasının yaygın olarak kullanıldığı zamanlarda, ekstra bir caydırıcılığı olduğuna dair bir kanıt yoktur. tersini gösteren kanıtlar ise vardır.

    ayrıca cezanın amacına da burada dikkat çekmek gerekir. hukuksal anlamda ceza sadece caydırıcılık ile bağdaştırılamaz. aynı zamanda toplumdaki adalet duygusunu ayakta tutmayı ve suçluyu ıslah etmeyi amaçlar. idam cezasında ise ıslah söz konusu değildir.

    verilen cezai hükümler hata yapılmış olduğu fark edilirse geri alınabilir, bozulabilir veya düzeltilebilir. fakat idam cezasında, eğer idam gerçekleşmiş ise bu durumu düzeltebilmek mümkün değildir.

    idam, güçlünün, güçsüzü ezme isteğini meşrulaştırmaktan başka bir şey değildir. güç haklıdan yana olmayı istemez. her daim haklı olmayı ister.