1. iyi taktik. bence de izmir'in sadece kötü yönlerini anlatalım başka kimse gelmesin.
  2. ekonomik bazı aktiviteler;

    bostanlı yasemin kafenin yanında bisiklet kiralanan yer ücretsizdir, sadece kimlik bırakarak akşamüstü 16:00'ya kadar bisiklet sürebilirsiniz, üstelik bunun için uygun yol da var.

    inciraltı ormanında keyifli bir yürüyüş,

    kemeraltı asmaaltı söğüşçüsü mustafa 'nın yerinde söğüş (10 tl)

    kemeraltı kızlarağası hanı göbeğinde bulunan küçük taburelerde oturup kahve içebilirsiniz, (4 tl) veya kızlarağası hanının hemen yanından girerek kahveciler sokağında menengiç kahvesi içip fal baktırabilirsiniz.

    kemeraltına geldiyseniz ve ağzınız sıkı pazarlık yapıyorsa çarşısından beğendiğiniz ürüne dalabilirsiniz, ne kadar çingenelik yaparsanız o kadar ucuza getirirsiniz :)

    sasalı doğal yaşam parkı'nda hayvanları ziyaret edebilirsiniz (giriş 3 tl) sasalı doğal yaşam parkına bisiklet sürerek ulaşabileceğiniz (16 km) gibi otobüsle ulaşım sağlayabilirsiniz (90dk aktarma 2.40 tl)

    karşıyaka, göztepe, konak semtlerinde bulunan bisikletçilerden bisiklet kiralayarak tüm gün bisiklet turu atabilirsiniz, (günlük 20 tl)

    doğa yürüyüşü gruplarına katılıp izmir'in çeşitli semtlerinde bulunan dağlarına doğa yürüyüşü gerçekleştirebilirsiniz, (dedak, kardak,zirve dağcılık gibi günlük üye alan misafirperver gruplar bulunmaktadır.) (15- 30 tl)

    izmir'de bazı kahvaltı yapılabilecek yerler

    selçuk- şirince (şirince köy kahvaltısı)
    yeni foça- kozbeyli (şakir'in yeri) sonbahar aylarında küçük bir yürüyüşle dağ çileği de toplayabilirsiniz
    buca - kaynaklar (van kahvaltısı bulabileceğiniz buca gölet ve çevresi)
    karşıyaka - seyirtepe
    bornova- manisa yolu üzerinde - çiçekli/yakaköy
    alsancak, bostanlı, güzelyalı kordon.

    iyi kokoreç yemek isteyenler için ulukent shell içine girdiğinizde meşhur kokoreççi akın bulunur.
    temiz ve lezzetli midye deneyimi için alsancak kıbrıs şehitleri sokağında özsüt yanından sokağa girdiğinizde karşınıza siyah kırmızı dekorasyonu ile midyeli çıkar fiyatları uygundur.

    not: kahvaltı mekanlarına özel araç gerekebilir, ulaşım zorluğu vardır.
    not2: kokoreç ve midye sonradan eklenmiştir.
  3. antidepresan işlevi olan şehir.

    bence izmir'in insanı mutlu etmesinde en büyük etken burada sosyalleşmenin çok kolay olması. izmir istanbul gibi devasa değil. arkadaşlarınızı görmek için insanüstü bir efor sarf etmeniz gerekmiyor. evden aşağı bir iniyorsunuz, aa ordalar. izmir'de insanlarla karşılaşıyorsun mesela, istanbul için ne garip bir şey. istanbul'da ben mağarama çekiliyorum, ne benim kimseyi görmeye halim var ne kimsenin beni. biri arasa bi yere çağırsa, oraya gitmem çoğunlukla bir saatten fazla sürüyor. insanlarla görüşmek önceden planlama ve organizasyon gerektiriyor, yazarken bile yoruldum. biz burada genellikle bir iş için bir yere giderken ancak "gelmişken göreyim" mantığıyla birbirimizi arıyoruz, zira mütemadiyen çok meşgulüz.

    burayı ağlama duvarı gibi kullandım ama bu aslında hüzünlü bir entry değil. tam aksine, sabahtan beri olduğum yerde zıplıyorum. istanbul'da artık hafiften sıyırdığım için işlerimi yazın tamamını izmir'de geçirecek şekilde ayarladım. bugün kesinleşti, daha gelmeden çiçekler gibi oldum resmen.

    izmir, seviyom kız seni.
  4. çılgınca gelen ilham ile yarın bilet alıp gitmeyi düşünüyorum, pazartesi günü gecesi de otobüse yeniden biner salıya olduğum noktaya geri gelirim. yanımda hep benle olacak bir rehberim olacak evet. çok para harcamadan bedevi misali gezmek istiyorum. öyle club/bar takılmaktan ziyade moda sahilinde oturup çekirdek çitleyip bira içmek tarzı.

    izmir izmir izmir ne var bu şehirde diye çok merak ettim. dönüşümde ne gördüysem yazacağım swh

    tavsiyesi olanlara mesaj kutum açık. "bak burası güzeldir buraya git" veya "şu hostel güzeldir oraya bakabilirsin" tarzı her şey olabilir.

    not: bu yorum gelecekte bir gezi yazısına evrilecektir.
    not2: öğrenciyim

    sabah 08.40 editi: giyindim şu an bileti almaya gidiyorum.
  5. hiç unutmam...

    o güzelim sahil kenarında herkesin oturduğu çimlerin ortasından geçiyoruz arkadaşlarla. ilk defa görüyorum orayı. sağıma dönüyorum birileri içiyor, eğleniyor. soluma dönüyorum birileri doğum günü kutluyor. ileride şarap bardağından şarabını içenler var. içinde insanların bulunduğu bu kadar güzel bir tabloyu, ülkemin hiçbir yerinde görmedim ben daha önce. girdim bu tablonun içine oturdum, ben de içiyorum biramı, arkadaşlarımla güzel bir sohbet çeviriyorum. biri yanaştı bize, "biz gidiyoruz da, bi' biramızı içemedik size ikram etmek istiyoruz, boşa gitmesin." dedi. ya güzel abicim, ne iyi dedin sen öyle be. kurban olsunlar bu izmir'e.

    edit: şarap bardağı ne ya... kadeh de olabilir. o birayı da ben içtim, heheheh.
  6. basmane 'de basın ve gazeteciler müzesinin varlığınî yeni keşfettim. öldürülen gazeteciler, atilla ilhan gibi odalar var. eski fotograf makineleri kameralar daktilolar sergileniyor. oldukça güzel hazırlanmış. müzenin karşısinda kilise var. giriş ücretsiz. gittigimde birisi geldigi icin cok mutlu oldular ya da ben oyle hissettim ya da ben oyle hissetmek istedim her neyse gidin gezin arkadaşlar
  7. yazı tamamen izmir değil içinde aydın ve muğla da var. minik bir ege kıyıları gezisi.

    evet, insanı güzel kendi güzel izmir' den döndüm. öncelikle lake of the hell, ebruli, ismin -e hali ve munchkin' e sonsuz saygı, sevgi ve teşekkürlerimi belirtirim. her birini çok seviyorum, çok samimi, sıcak kanlı insanlar.
    izmir' de ilk günüm, gecem yukarıda ismi geçen canım arkadaşlarım sayesinde çok eğlenceli ve hareketli geçti. alsancak' ta bir kaç mekan gezip izmir' in güzel insanları ile dans ve müzik eşliğinde sabahı etmiş oldum. sabahı lake of the hell' in evinde poma ve pipi ile gördükten sonra karşıyaka' nın yukarılarında kalan mustafa kemal mahallesindeki bir sitede yaşayan arkadaşımın evine yol aldım.
    ikinci günü seyir tepesi olarak bilinen şehiri tepeden izleyebileceğiniz noktada kahvaltı ile açtık ve efes antik kent' e gidişimiz başladı. efes antik kent gidilmesi, görülmesi elzem yerlerden birisi. girişinde büyük tiyatro odeon görmem ile nefesim kesildi ardından liman yolunu gördüm gözümde şehrin canlı hali belirmeye başladı. 9000 yıl boyunca insanlar tarafından yerleşim alanı olan efes tamamen mermerden yapılmış. hamam, aşk evi, yamaç evler, kütüphane ve bir çok tapınak kentin içinde birbirine yakınlar. antik kentten çıktıktan sonra alaçatı delikli koy' a gittik güneşin batma zamanları olduğu için deniz boştu, suyu buz gibiydi fazla durmadım denizde. koyun girişi çimento fabrikası gibi çok tozlu.
    üçüncü gün bazı nedenlerden ötürü sitenin havuzunda zaman geçirdik, akşamında bornova küçükpark civarında gezindik.
    dördüncü gün kuşadası milli park' a gittik. milli park' ın içinde biri kumsal, üçü çakıl olmak üzere plajlar var. hem suyu, hem de plajları gayet temizdi. milli park olduğu için ateş yakmak yasak, içeride bulunan restoranlar pişirme parası ile yanınızda getirdiğiniz malzemeleri pişirebiliyorlar. yaban domuzu sürüsü milli parkta bir çok yerde karşınıza çıkıyor, insanlardan hiç çekinmeden aralarında gezip ziyaretçilerin verdiği yiyecekleri ve çöpleri yiyorlar. bir arkadaşımızın acil işinden ötürü akşam üzeri izmir' e geri döndük.

    beşinci gün tekrar kuşadası yaptıktan sonra, akşam üzeri didim' e gittik geç saatlerde didim' de kamp yapılabilecek yer bulamayınca yol kenarında dandik bir pansiyonda geceledik öncesinde didim merkez' e gidip gece hayatını görmüş oldum. altınkum plajı boyunca devam eden cadde üzerinde her yer mekanlarla dolu ve çok çok kalabalık. mekanlardan dışarı taşan müzik ve kalabalık sıcak hava ile birleşince dayanılmaz oluyor. sabah erkenden kahvaltı yaptık ve kendimizi didim 3.koyun temiz ve durgun sularına attık, didim 3.koy' da çokca vakit geçirdikten sonra bodrum için yola çıktık.
    bodrum yolu üzerinde akbük 'e ve daha sonra bafa gölü kenarında bir restorana uğradık ardından bodruma gitmekten vazgeçtik, neden mi vazgeçtik? bilmiyorum mk. arkadaşın birisi denize giremeyiz geç oldu vs. diyerek geri döndü ve o gecede bodrum' da deprem oldu.
    son gün çeşme ılıca plajına gittik gerçekten harika bir plaj ama şansımıza deniz çok dalgalıydı tam tat alamadık çeşmeden. alaçatıyı da şöyle bir turladıktan sonra izmir karşıyaka' ya yuvamıza geri döndük. ve yine gece bornova küçükpark taraflarına gittik neden bornova? neden küçükpark? tamam öğrencilerin bol olduğu, uygun fiyatlı mekanlar, genç, dinamik bir yer ama başka yer mi koca izmir' de.

    son sabah çantamı sırtlandım arkadaşım beni önce karşıyaka iskeleye bırakacaktı vapurla alsancak' a geçip lake ile buluşacaktım ancak deniz işçileri grevde olduğunda o da olmadı. arkadaşım beni alsancak' a bıraktı son gün bir izmirim kart edindim ^:swh^. lake ile alsancakta ferah bir mekanda biralarımızı içip muhabbet edip vedalaştıktan sonra beni izban' a bıraktı.

    gece çimlere yayılıp içmek için karşıyaka sahili güzel sakin oluyor.

    istanbul ile kıyas yapacağım bir iki nokta var birisi kadın sürücü istanbul' a göre çok fazla. diğeri genel anlamda yaşam olarak izmir rahat bir şehir. istanbul' da şortlu, askılı giyinen insanların nasıl bir muameleye maruz kaldıkları ortada ancak izmir' de resmi üniforma gibi şort ve askılı giysiler. bir de şu alkol satış saatini uzatın en azından yaz mevsimi için bir esneklik yapılması gerekli bence.

    izmir çok güzel bir şehir ah muhsin ünlü' nün yaşasın ne kadar da ideolojik yakalaşıyoruz birbirimize şiirinde " bir şiiri birkaç kalemle yazmak lazımdır geliyor bana " dizesinde belirttiği gibi izmir' de bir kaç kalemle yazılması gereken bir şehir. doymadım sana izmir yetmedi zamanım, eksik kaldı damağımda tadın.
  8. istanbul'a giden istanbul'u çirkinleştirirken izmir'e giden kendini güzelleştirir.
  9. sefarad yahudilerinin boyozu ve nohut unundan yapılan kumruyu kazandırdığı türkiye'nin yüzü batıya en dönük şehridir.
  10. ne zamandır gitmediğim şehirsel anlamda brezilya varoşları gibi kent düzeni olan, yaşamsal olarak kendini üstün ırk zanneden bireylerin hatırı sayılır sayıda yaşadığı, süper deprem bölgesi olmasına rağmen ovalara yüksek binalar dikilen, yeşili bol olan ege ikliminin tersine yeşili az olan, ama bu olumsuzluklara rağmen türkiyede en özgür yaşanabilen bir şehirdir kendisi efendim. aslında kötünün iyisidir fakat türkiyenin her alanında kötülük hat safhaya ulaştığı için, özgür yaşamak isteyen bireylerin çöldeki vahasıdır ama kafalarını kaldırsalar çölün kumullarının yavaş yavaş şehri istila edeceği günler yakındır.

    edit: arkadaş o gökdelen denilen hilkat garibesi yapılar nedir ya, hiç mi estetik anlayışı olmaz bir mimarın. izmirin fallus imgeleri İzmir gökdelenleri

    bu da plananlanan florida tarzı izmir gelecekte izmir