1. canım kitabımdır. her defasında kendisine daha çok hayran bırakır ve allah sevgisini artırır. sadece iyi insan olmayı öğütlemez, ayrıca nasıl iyi insan olunur'un sistematiğini de sunar. sadece bir öğüt kitabı değildir, sıkıntınızda cevabını bulabileceğiz psikoloji kitabı, toplumun huzuru için sosyoloji kitabı, adalet ve pratikte uygulamaları açısından hukuk kitabıdır. eksik betimlediğimin farkındayım. çok daha fazlasıdır. ne eksik ne fazladır.

    kendi yetersiz aklını tanrı yerine koyanlar için yani ki kibirli kimseler için okunmasının sonucu ateizm olabilir. kişinin kendi bileceği iş. ama allah aşkına çevrenizde gördüğünüz 3 5 insandan yola çıkıp "okununca ateist olunuyor!!!!!" genellemesi yapmayın. internet elinizin altında biraz araştırın kaç tane insan okuyup müslüman olmuş, ne şekilde müslüman olmuş. sadece benim çevremde son yılda tanışmış olduğum 7 kişi var bu şekilde. biri haricinde hepsi hocalarım (from department of mathematics and philosophy) . diğer arkadaşım ise öncesinde gece kulüplerinde dansçılık yaparken vaktin geçmesi için okumaya başlayıp sonrasında tüm hayatı olumlu manada değişen biri. kendi nefret dolu dünyanızdan çıkın biraz.
  2. İçeriği ile ilgili görüş birliği olmayan kitaptır. Örneğin Nisa 34'ün 40 ayrı çevirisinden 36'sı özetle "iffetsiz kadını uyarın, olmadı yatağınızı ayırın yine olmadı dövün" derken, 4 uzman farklı görüş bildirmiştir. Bu durum, kutsal sayılan kuralları yoruma açması açısından sorunludur. Sonuç olarak her kitap gibi mesajı, kişinin anladığından ya da anlamak istediğinden ibarettir.

    http://www.kuranmeali.org/4/nisa_suresi/34.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
    ugo
  3. inanan arkadaşlar ile kitap içerisinde geçen doğu'da ve batı'da buluşmak istediğim kitap.

    varsa öyle bir yer, kalkın gidelim gençler.
  4. ortadoğu dinlerinden islam inancında; evrenin yaratıcısı ve yöneticisi olan tek tanrı (allah) tarafından meleği cebrail aracılığı ile peygamberi muhammed'e gönderdiğine inanılan kitap.

    notlar:

    1) kitap surelerden, sureler de ayetlerden oluşur.

    2) ayetler bir seferde değil, yıllar içinde gelmiştir.

    3) ilk inanları tarafından peygambere ayetler geldikçe taş, kemik, deri, bez ve kağıt gibi materyallerin üzerine yazıldığı ya da ezberlendiği söylenir.

    4) peygamberin yaşam süresi içinde kitap haline getirilmemiştir.

    5) peygamber öldükten sonra ilk halife ebubekir tarafından oluşturulan bir komisyon ile tüm sahabelerdeki parçaların toparlandığı, üçüncü halife osman zamanında kitap haline getirilerek 7 nüsha olarak çoğaltıldığı düşünülür.

    6) en eski nüshaları ile ilgili farklı görüşler olsa da; bazı tarihçiler tarafından, topkapı sarayı müzesinde bulunan nüshanın halife osman tarafından çoğaltılanlardan biri olduğu söylenir.

    7) ilk nüshalar toplandığında hareke ve noktalama işaretleri yoktu. peygamberin ölümünden 56 yıl sonra ebü'l-esved zamanında harekelerin eklendiği, 76 yıl sonra nasr asım zamanında harflerin noktalanmasının yapıldığı söylenmektedir. bu şekilde kitap, şu an bilinen haline ulaşmıştır.

    8) surelerin iniş sırası ve kitapta bulunuş sırası farklıdır. iniş sırasına göre ilk sure alak iken, kitap sıralamasında ilk sure fatiha'dır.

    9) bazı kaynaklara göre kitap sırası bizzat peygamber tarafından ayetler geldikçe bildirilmiştir, bazı kaynaklara göre ise kitap haline getiren komisyon bu şekilde karar vermiştir.

    10) peygamber mekke'de iken gelen ayetlere mekki ayetler (86 sure), hicretten sonra medine'de iken gelen ayetlere medeni ayetler (28 sure) denir.

    11) mekki ayetler, genel olarak temel inanç esasları ve ahlak üzerineyken; medeni ayetler, genel olarak toplum kuralları üzerinedir.
  5. yazılı kitaptaki sıralama iniş sırası değil, hazreti peygamber'in ölümünden önce hazreti cebrail ile yaptığı mukabeledeki (karşılıklı kuran okuma) sıralamadır.
  6. günümüzdeki "kadın hakları" kisvesi altında sunulan hangi durum yeterli görülür de kuran'daki kadın meseleleri ile kıyasa sokulur diye üzerinde düşündüğüm kitap.

    öncelikle günümüzün seküler dünyasında kadın haklarını geçtim kadın kavramı çok kötü bir vasatlıkta ele alınıyor. bunu yılların aktivist feministi olarak diyorum ve o sahada verdiğim onca emeğe şu an acıyorum. kadın hakları dahi erkekler tarafından inşa edilmişken ve eninde sonunda kadın cinsini nesneleştirmekten öteye gidemezken bu durumu sadece "çağdaş" olduğundan dolayı şimdiye kadar ki en iyi durum olarak gören zihniyete hayretle yaklaşıyorum. mesele yine şuna geliyor bu insanlar sahip oldukları akıllarını ve haiz olduklarını bilgiyi o denli yüceltiyorlar ki bunlar içindeki çarpıklığı göremiyorlar. sözün özü biraz daha araştırın gençler, şimdinin nesne haline getirilemeye çalışılan kadını ile (iş başvurusunda dahi "prezentabl" olmanız bekleniyorsa, yüksek lisans alımında hocanız "temsil yüzümüzün daha bakımlı olmasını bekleriz" gibi bir cümle kuruyorsa bana aksini iddia etmeyin. hayır bunlar türkiye'den örnekler değil, dünyanın en özgür ülkelerindeki durum bu) islam'daki kadını biraz daha araştırıp karşılaştırın. önyargısız yaklaşıldığında hangisinin kadını en özgür hissedeceği alanı sunmuş olduğunu göreceksiniz.

    tavsiye video: "islam in women" by fadel soliman
    youtube'da var aynen bu isimle. şimdilik aklıma gelen bu. geldikçe yazarım belki.
  7. işbu kitap ile ilgili iki ihtimal var; birincisi sadece erkeklere sesleniyor olması, ikincisi ise hem erkeklere hem kadınlara sesleniyor olması.

    "kadınlarınız" diye hitap ederken bu iki ihtimali de düşünmenizi rica ediyorum; ya sadece erkeklere seslenip kadınları insan yerine dahi koymuyor. ya da kadınların sahip olduğu kadınlardan bahsediyor (uu beybi)

    daha seslenirken dahi adam yerine koymadığı "kadınlarınıza şöyle yaklaşın böyle yaklaşın" diye seks talimatları veren ve "itaat" etmedikleri zaman nasıl cezalandırılacaklarını anlatan kitaptır.

    bu kitaba göre yönetilen toplumlar kadınları en iyi durumda erkeğin yarısı olarak görürler. birçok islam toplumunda bırakın okumayı, tek başına araba kullanması dahi yasaktır.

    kadınların okuması, oy kullanması, seçilmesi, seçilse de meclise girmesi dünyanın medeni kısımlarından yüz (100) yıl sonra ite kaka olurken, lisansı bitirip yüksek lisans mülakatına salağın birinin ettiği laf yüzünden kadına değer verdiğine inanacağımız kitap.

    peki bu kitaba inanların kız çocuklarının okuması için uğraşan 14 yaşındaki kızı başından vurduğu din hangi kitabın dini?

    peki taşlanarak hunharca öldürülen, köle pazarlarında 50-100 dolara satılan kız çocuklarını satan şerefsizlerin dini hangi kitabın dini?

    peki tecavüz vakarının zirve yaptığı coğrafyada hangi kitap, hangi din hakim?

    peki kadına biçtiği rol bir adamın üçüncü dördüncü karısı olma, mehiri neyse eline verip sokağa atma hakkı tanıyan din hangi kitabın dini?

    çok mu beğendin canım islam'ın kadına verdiği değeri? o zaman varsa şekliniz, rakka'ya bekleriz

    cevap editi: inananların iddialarına verilmiş yanıtlardır. ona göre okuyunuz.
  8. allah'ın varlığına ve birliğine inanıp, kuran'ın allah'tan geldiğine inanıp da "kitapta x ile y eşit değil, çok saçma" demek akla mantığa sığmıyor. inanmıyorsan bunları söylemek çok çok normal, bundan 1000 yıl önce mutlak kadın erkek eşitliğini öngören bir kitap ortaya çıksaydı, bir sürü insan "olur mu la gadın erkek eşit, olmaz öyle şey" deyip kestirip atacaktı.

    sen kuran'ın allahtan geldiğine inanmıyorsan ya da başlı başına ateist veya herhangi başka bir dini yönelimde isen eleştirmekte özgürsün. ama yaratıcı ve mutlak kural koyucu varlığın karşısına çıkıp da "bu olmamış" demek nedir?
  9. bakara 187'nin emrini dünyanın çeşitli yerlerinde yerine getirecek müslümanlar aranıyor;

    işte o emir;

    "tan yerinde beyaz iplikle siyah iplik ayırt edilinceye kadar yiyin için, sonra da orucu geceye kadar tamamlayın…" bakara 187 (5)

    şimdi madem bu emri veren sonsuz ilim sahibi, herhalde ortaokul coğrafya konularını gayet iyi biliyor ve bu emri ona göre veriyordur. ne oldu bebeğim, şüpheniz mi var?

    şimdi bu emri güneşin üzerinde 2 ay batmadığı şehirlerde uygulayın lan!

    ne oldu, zorunuza mı gitti 2 ay aç susuz kalmak? kıvırmaya mı başladınız? "en yakın şehir" falan diye bık bık etmeyin, 250 bin kişilik şehirler var bu durumda; bu kitap indiğinde o kadar büyük şehir yoktu.

    zor mu geldi canlarım? kıyamam...
  10. maide 5: ey iman edenler! namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. eğer cünüp iseniz iyice yıkanarak temizlenin. hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (teyemmüm edin). allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. fakat o sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.


    eli ayağı olmayan boku yedi.