• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.72)
mad max; fury road - george miller
post-apokaliptik türünün yaratıcısı ve efsanevi “mad max” filmlerinin ardındaki usta yönetmen george miller`ın bir kez daha yönetmen koltuğunda oturduğu mad max: fury road geri dönüyor! charlize theron ve tom hardy`nin rol aldığı film, serinin dördüncü bölümü. filmin diğer başrollerinde; nicholas hoult, hugh keays-byrne, nathan jones, josh helman, rosie huntington-whiteley, riley keough, zoë kravitz yer alıyor. zorlu geçmişi mad max’i hayatta kalmak için en iyi yolun yalnız olmak gerektiğine inandırmıştır. yine de bir şekilde kendini furiosa adlı liderlerinin peşinde çorak topraklardaki savaş ortamından, sürekli kaçarak hayatta kalmaya çalışan bir grubun arasında bulur. yaşadıkları ortamı zalimce yöneten immortan joe’dan kaçmaktadırlar ve joe kendisinden çalınan ve yeri doldurulamayacak derecede önemli kaybının peşindedir.

yılın en çok beklenen filmlerinden olan mad max: fury road geleceğin dünyasında futuristik çizgisiyle dikkat çeken film özellikle set tasarımı ile göz doldurdu bile.


  1. devam filmlerinde önceki filmlerdeki atmosferi yaratma konusunda sıkıntı yaşanır genelde. bana da öyle bir derdi var gibi geldi. yanisi, empire earth oyunundaki köylüler ülkenin karanlık yerlerine gittikçe haritanın açılması gibi (bkz: george miller) da keşke mad max dünyasını biraz daha açsaydı, gözlerimize bayram ettirseydi. mesela, kargalı topraklardan transit geçmeseydi. bunun dışında, yol çetelerinin savaşma taktikleriyle ilgili bir dolu yenilik, yaratıcı buluşla gönlümüzü fethetti tabii. özetle, bütün filmin yolda geçmesi dışında hiçbir itirazımın olamayacağı film.
  2. demode tabirle sektörün kalbi abd'deki film eleştirisi tekeli, bu işi yıllardır yapan sinema yazarlarının elinde. ve endüstrinin son yıllarda çıkardığı filmlerden oscar'a layık görülen de, (birdman rezilliği, aha) yerin dibine sokulan da, teknolojinin "hikayenin anlatılmasına yardım eden bir araç"tan "amaca" dönüştüğünü de göz önünde bulundurursak, izleyeni yüzde yüz doyuramıyor. bunun başka birçok sebebi var tabii ki; seyir alışkanlıklarının değişmesiyle üç perdeli senaryo düzeninin stüdyolarca ezberlenmesi, senaristlerin işçi gibi derinliksiz filmler yazmayı alışkanlığa dönüştürmesi, michael bay gibilerinin kolaya kaçıp "yeni nesil bunu istiyor" bahanesiyle görselliği dışında bir olayı olmayan filmler yapıp durması gibi. ve bu doyumsuzluktan kaynaklı tamah etme durumu, seksenlerde yapılsa kimsenin yüzüne bakmayacağı veya hoş bir anı olarak gülüp geçeceği filmlere gereksiz anlam yüklenmesine vesile oluyor. sektörün durumunun bilincinde olan eleştirmen, günümüz için ortalama üstü sayılabilecek filmlere alkış tutuyor, ardından gelen yazarların çoğu da kendisine katılıyor, bu düşük beğeni eşiği ekşi sözlük'ten reddit'e, slashfilm'den rotten tomatoes'taki okur yorumlarına onlarca siteye yansıyor. sonuçta da elimizde "oooo gitarist", "oooo stunt'a bak, delilik abi bu" gibi yorumlarla beş üzerinden beş(?!) verilen bu gibi filmler kalıyor. zekasını kullananlar bu yüksek puanları hak ederek alıp parsayı topluyor^:the lego movie^, kartını türdaşlarından farklı oynayanlar "tazelik hissi" ile göze giriyor^:captain america the winter soldier^, ve dublörler, çöl ortamı, kaliteli görüntü yönetimi gibi avantajlar kullanan, tek bir doruk noktası olarak tasarlanmış mad max: fury road gibi filmler de, yetmiş yaşındaki bir yönetmenin teknik gövde gösterisi oluşunun ekmeğini yiyor. george miller canının istediği gibi bir film yapmış zannediliyor; oysa aslında buradaki amaç, beğeni kriterleri çoktan çökmüş seyircinin ağzını açık bırakıp dikkatini öykünün dışında bir yerlere çekmek. böyle komplo teorileri bana da hep basit gelmiştir, ama maalesef durum bu. doğru senede vizyona sokulup çapının mislince övülen, önümüzdeki yıl çok az kişinin hatırlayacağı bir film, o kadar.

    boşlukları fark ettirmemek için "bugün film böyle yapılıyor" dercesine gaza basan miller, zamanın ruhunu yanlış yerinden yakaladığının farkına varamayacak, övgü sarhoşluğuyla kalacak diye üzülüyorum sadece. klişe dışına çıkmak kadın figürleri ön plana almakla da, yol filminin bilinen matematiğini bir baştan sona, bir de sondan başa iki kez kullanmakla da olacak şey değil. matrix tarzı, alışkanlık değiştirici bir kanon gerek bugünkü sinemaya, kap şeklini alan filmler kusursuz gibi sunulduğu müddetçe de tatlı bir hayal olarak kalmaya devam edecek bu.
  3. biraz eleştirilmiş ama ben hayli beğendim. nefessiz izlenecek bir film, aksiyon gerilim had safhada. dur durak bilmediler film boyunca. vakit ayırmak gerek bu filme.
    abi
  4. bu filmle ilgili ilk eleştirim imax versiyonunun türkiye'ye gelmemesi. imax'de çok daha iyi bir tecrübe yaşatabilirdi. 3d olarak izledim ama bence 3d'lik bir durum yoktu. güçlü bir ses sistemi olan 2d salonda hiçbirşey kaybetmezsiniz.

    !---- spoiler ----!

    kötüler:

    max karakterinin geçmişine dair hiçbirşey vermedikleri halde furiosa karakterinin geçmişini belli bir dereceye kadar anlatıyor olmaları garipti. eski seriyi bilmeyenler için çok bodos bir giriş ve resmen sonuna kadar sıfır bilgi gitti. birazcıkta olsa karakter derinliği katabilirlerdi. nux karakterinin ani dönüşü hayatı boyunca tek amaç için yaşamış biri için biraz tutarsız geldi. kaynakların kısıtlı olması lazım fakat bence biraz fazla benzin , su ve kurşun kullanıldı filmde.

    iyiler:

    atmosfer; ses , görüntü , renkler muhteşemdi. dozunda aksiyon vardı. kullanılan ekipmanlar gayet güzel ve orjinal seriye uygundu. filmin içine çeken bir yapısı vardı. charlize theron kendini aşmış. tom hardy doğru kişi ve olması gereken gibi oynamış. gitarist dayı çok güzel bir detaydı.

    kafamdaki soru:

    orjinal seride erkek çocuk varken burada kız çocuk flashbackleri görmesi başrol acaba gerçekten max'mi diye düşündürdü? isim olarak ben max dese bile sanki devam filmlerinde bir sürpriz çıkabilir^:yaşlı max^^:mel gibson^ gibi geldi bana. bu eleman max'le daha önce karşılaşmış biri olup ismini kendine almış olabilir mi diye düşündüm fakat deri ceket gibi direk anımsatan unsurlar var.

    !---- spoiler ----!

    7.5 /10 bence filmin puanı.
  5. post apokaliptik çevreyi gayet iyi bir şekilde aktarabilmiş %99 saflıkta aksiyon filmi. aldığı oscar ödülleriyle tasarımların ne kadar başarılı olduğundan bahsetmeye gerek yok. eğer benim gibi wasteland sever birisiyseniz kesinlikle izlemelisiniz.

    filmde ki en akılda kalıcı karakter ise elektro gitarıyla şov yapan eleman. heavy metal, wasteland, flamethrower üçlüsünün oluşturduğu etki film boyunca düşmeyen aksiyonu tepe noktada tutmaya ve filmden alınan zevki arttırmakta.
    kurwa
  6. 'what a lovely day' repliği filmin sanırım en sevdiğim yönü.onun dışında charlize theron'un oyunculuğu göz dolduruyor.aksiyon seven bir insan olarak beni fazlasıyla tatmin etti, serinin devamını merakla bekliyorum.
  7. aldığı onca oscar'dan sonra daha izlemeye niyetli arkadaşlaradır sözüm. bu film mi o kadar oscar almış diye izleseniz bile basit bir aksiyon filmi olmanın ötesinde kurgusallık açısından oldukça iyi bir filmdir. müzikleri için bile bir kere izlenir.
  8. aldığı ödülleri hak etti mi ? bence hak etmedi (vurmayın) ancak, eğer sen bir filmin "look" hususunda en belirleyici unsurlarına akademi ödülü veriyorsanız eğer, bu film dünyasını ve oradaki her unsuru onaylayan kişiye yani yönetmene de oscarı vermek gerekir diye düşünüyorum.

    saç & makyaj, prodüksiyon gibi departmanlar genel izleyici açısından işleme yöntemi pek bilinmese de az çok tahmin edilebilir. filmin yaratmak istediği etkiye karar verilir (yapımcılar- yönetmen) bu konuda en etkili olması beklenen kişiler ekibe dahil olur. burada en önemli nokta, eğer yönetmen sığ bir biçimde şekillendirirse, saç & makyaj tasarımı, prodüksiyon tasarımı (sanat departmanı vs) ne kadar yaratıcı çalışırsa çalışsın, yönetmen bunu frenler. e ne oldu şimdi ? filmin herşeyi güzel, yönetmen kötü, ilginç...
    kimbo
  9. filmlerin daha doğrusu olaya dayalı tüm kurguların şablonu bellidir: sakin başlar, biraz kıvılcım çıkar, ardından ana aksiyona geçer, problem neyse çözülür biter. mad max'te ise işler çok farklı seyretti. "lan yeter, bi' soluklanalım, ne zaman bitecek koşturmaca sahneleri?" derken film komple bitti. ilk seri nasıldı acep, bakmak lazım.
  10. çekimleri çok uzun süren (veya basına öyle yansıtılan) film.
    görsellik ve oyunculuk zirvede dolayısıyla çıtayı da zirveye koyan bir film. sadece aksiyon sahnelerini alsanız bile içinden yeni bir film çıkarabilirsiniz. henüz filmi izlemeyen arkadaşlar varsa gitariste dikkat..