• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.00)
swimming pool - françois ozon
dünyaca ünlü ingiliz yazarı sarah morton, tatil yapmak ve biraz da çalışmak amacıyla, editörünün fransa'daki evine misafir gelir. bir gece, fransız editörün genç kızı julie, sarah'ın hayatına altüst edici bir giriş yapar ve kadın yazarın yaşamındaki tüm sukünet, bir daha geri dönmemek üzere bozulur.


  1. sarah morton ilk sahneden de anlayacağımız üzere yazdığı serinin giderek tekdüzeleşmesinden sıkılmış, yayıncısına iyi kazandırdığını anladığımız, çok satan bir polisiye yazarı. istediği gibi yeni bir hikayeye başlamak ya da yayıncısının istediği gibi seriye devam edebilmek için londra'dan fransa'ya, yayıncısının yazlık evine gidiyor... sonrası malum...yazar bahçıvana, genç kız yoldan geçene, garson kıza...öhöm! öyle değil tabii...françois ozon bu, ne sandınız?
    !---- spoiler ----!
    sarah muhtemelen babasının yanındaki kanepeye oturdu ve hiç kalkmadı...ve biz kendi gençliğini de katarak julia'dan bir julie yaratışını ve bu arada da yazmayı seçerken gençliğinde nelerden vazgeçtiğini izledik biraz da...çünkü yazmayı seçenler için muazzam bir yol ayrımıdır o vazgeçiş; yazan bir yanıyla dışarıdan beslenirken hayata kapıyı kapatmadan kendisine bir dünya kuramayacağını, o dünyayı kuramadıkça da yepyeni bir şey yaratamayacağını (yazamayacağını) fark ettikçe (filmin bir sahnesinde de görülen) çatlak yumurtanın içinden çıkacak şeyin vazgeçtiği dış dünyanın albenisine değer olup olmadığını düşünmeye başlar...sonunda ya yumurtadan çıkacak şeyi beklemeyi seçer ya da elindeki yumurtanın herhangi bir yumurta olduğunu düşünür...omlet yapar :)

    öte yandan (ne güzel finaldi o öyle) bazen bir kitap okurken, bir film izlerken "beni mi anlatmış?", "ne kadar benzer şeyler", "nasıl olur?" diye düşünmeden duramaz ve kendimizi bir karaktere çok yakın hissederiz ya...yazardan iyi mi bileceksiniz? belki bir sözünüz, bir anınız, bir tavrınız sizi de bir kitabın içine alınmış...ama mutlaka yeniden yaratılmış bir karakter haline getirmiştir. ya da insanlar o kadar birbirine benzer ki, biraz hayalle her sıradan insanın yaşamından bambaşka hikayeler yaratılabilir...okumak o yüzden güzel değil midir zaten? ya da yaşamak; bir gün bir kitap karakteri olabileceğinizi bilerek...
    !---- spoiler ----!
    mesut