filmlerinin yanında korkunç kaldığı, patricia highsmith'in psikoloji ile polisiyeyi harmanladığı roman. anlatı o kadar güçlü ki wim wenders'ın uyarlaması olan the american friend bile sönük kalıyor.

ripley karakteri üst sınıf özlemi ile yanıp tutuşan bir karakter. modern hayatla birlikte birçok şeye özenip sahip olamama durumundaki her insan gibi davranıyor. lakin çocukluğunu kız gibisin diyerek onu iğdiş eden bir teyzeyle geçirdiği için, cinsel saplantıları olan hatta cinsiyetsiz bir yetişkin oluyor. ilk cinayetini de eşcinsel bir çekim duyduğu insanı öldürerek gerçekleştiriyor. öldürmekle kalmayıp onun da hayatını yaşamaya başlıyor. hem bu hayalkırıklığı hem de eski pespaye günlerine dönme olasılığı daha fazla suç işlemesine neden oluyor. etrafındakilerle alay edercesine çevirdiği oyunlarda açık vermeden hayatını düzene sokunca da anlıyoruz bu yeteneğin ne olduğunu. sarsak bir insandan villain karizmasına geçerek de ne denli klas olduğunu gösteriyor. serinin devamındaki kitaplarda homoerotik alt metin giderek zayıflasa da ripley aynı kişilik bölünmesiyle suçlarına devam ediyor.