1. ben diyorum ali böyle demiş. gidiyor veli böyle demiş diye anlatıyor. anlattığı kişi gidiyor veli ye neden böyle dedin diyor. velini haberi yok.
    bazı insanlar dünyaya işleri birbirine karıştırmak için resmen mikser olmak amacıyla gelmişler. biraz azalsanız da nefes alsak.
  2. tuttuğunu kopart, payına düşenin beynini dağıt.
  3. bireysellik güzel bir şey. kendini geliştiriyorsun, düşüncelerini netleştiriyorsun, zamanla kaliteli bir insan oluyorsun. fakat bireysellik beraberinde depresyon getiriyor. insan içtenliğe, samimiyete özlem kalıyor.
    fakat bireyselliğin zıttı bir yaşam beraberinde büyük sorunlar getirir ve düşünemeyen insanlar elde edilir. samimi, içten insanların yanında torpil ön plana çıkar mesela. zayıf insanlar, azınlıklar ezilir.

    bireyselliğini koruyabilen, kendini geliştirebilen ve mutsuz olmayan, sağlıklı insan ilişkilerine sahip olabilen kişiler nasıl bir denge kurularak elde edilebilir?
  4. angie, angie... şu parça da resmen kalibrasyonumu bozuyor. zaten bozuk olduğundan iyice kirişi dağıtmama sebep oluyor da olabilir. önemsiz. kirişi dağıtmak da ne demekse. bu deyimde aklımın tavanı üstüme mi çöküyor acaba. öyleyse çöktüğü yerden kalkmalı mı, yatmalı mı? bence artık bir karar versen iyi olacak çünkü sürünüyorsun. demeyim demeyim diyordum da işte bunlar hep açlık. demiyordun aslında çünkü öyle olsa bilirdin. kimi kandırıyorum. yahu gece gece karnabahar da ne güzel gitti; eline sağlık annem benim. canımsın! ayrı evde yaşasam da anne yemeğine geri dönüş yapmanın haklı gururunu yaşıyorum. pardon da yayına mı verecektin? yok böyle bir şey... sefer tası taşır gibi taşıyorum yemekleri ama olsun. bir de bakır cezvede kahve kaynattım mı sabahlar olmasın deriz artık. yani şimdi biz ayrılmayı hangi yüzden seçmiştik? vallahi hanginize sorduğumu ben de çıkaramadım bir anda. o değil de gecenin bu saatinde ne sebepten çalışıyorum ben? he canım. çalışmaya bak. ne yapıyorsun sen sözlükte be adam! çalışsana! lafa bakma, söyleyeni görme, geyik hortlatma sakın. tut kendini. öhöm. fincan kahvem hatırına çalış; neyin var ki işten gari... tamam la bebe dramatize etme çalışıyoruz zaten; iki dakika tahtaya kalktık. başlarım şimdi sana da işine de ha... deprem oluyor bazı kanallarda. sus artık. bir de cezveyi hemen yıka çünkü telve zor çıkıyor. lütfen. hadi bakalım...
  5. çalıştığım kurum, doktora derslerime gitmeme izin vermiyor. yök'ü aradım, santral eğitim-öğretim'e pasladı, eğitim-öğretim gelen pası iyi değerlendirip "sizin şikayetiniz var anlaşılan sizi hukuk müşavirliğine yönlendirelim" dedi. hukuk müşavirliğini aradım bir kadın çıktı. durumu anlattım dedim böyle böyle, bekliyorum ki, "falanca yasaya göre gitmek hakkınız, şöyle bir dilekçe yazın gereken yapılacaktır" desinler. kadın ne cevap verdi bana?

    "ya burası şikayet birimi, burada davalar falan var istiyorsanız siz de şikayet edin tabii. bir de her yerde oluyor böyle şeyler. ben de burada sekreterim, ben de dişim ağrıyor diye izin istedim doktora gideceğim izin vermiyorlar. yerime birini bulup öyle gidebilirmişim!"

    oturduk dertleştik ablayla. güler misin ağlar mısın? :)
  6. umutla bilfiil kopya çekerek sonlandirdigim vizelerden 25 üstüne çıkamadım .(bkz: bi'l fiil)
    belit
  7. dünyada neden sınırlar var?

    bu da benim saçmalamam veya değil bilemedim orasında bile saçmalayabiliyorum.
  8. kadin deger verdigi adama miz miz yapar .
    belit
  9. adı saçmalama tahtası diye kötü espriler de yapmayın arkadaşlar burda. sonuçta okuyunca yüzümüzü ekşitmek istemeyiz sabah sabah.
  10. bu yorumdan iki önceki yorumu okuyunca
    bu yorumdan bi önceki yoruma hak veriyor insan