1. ehliyet almadan once her bos zamanimda araba suruyordum, pratik yapiyordum. direksiyon dersi alirken de hemen hemen her gun arabanin tepesindeydim. araba surmeyi sevdigim icin ve ilgim de oldugu icin direksiyon dersleri haricinde de surekli kullaniyordum. sinavlari basardim ve cuma gunu ehliyetimi aldim. aklima geldikce cuzdanimdan cikartip sariliyorum.(*:evet boyle hastalikli bi araba sevgisi)

    ama arabamizi satmak durumunda kaldik daha dogrusu hala satista, satilmasini bekliyoruz. bu sebeple de babam arabaya yanastirmiyor. icim gidiyor sozluk. yag gibi yollar goruyorum, ver biraz sureyim diyorum, dinlemiyor bile..

    ehliyetimi almadan once daha cok araba tepesindeydim, daha cok trafige cikiyordum. ehliyetimi aldim, arabanin yakinindan gecemiyorum!

    sanirim ilk anarsikligim araba kacirmak olacak. ya da ilk hirsizligim. arabayi kacirip sabaha kadar surecegim!

    babama soyleyince kiziyor, careyi burada buldum:(
  2. terbiyeyi pasiflik, özgürlüğü arsızlık olarak gördüğünüz için ben sizi görmeyi bıraktım
    parov
  3. insanlar anadillerini bildikleri kanısında yaşayıp gitmedeler ancak kelimelerin farklı anlam bağlamlarındaki silüetlerine karşı yaygın ön yargı içindeler.

    kelimelerimiz havada yayılmadan önce daha fazla düşünelim. kelimelerin geleceğinin olmadığı bir düzlemde zihinsel evrim yalpalayacaktır.

    bağlamak noktasında da bilinçli çekincesizlik oluşturumu da neden artmasınlı temennilerle...
  4. bir proje oluşturdum. sürekli aklımdaydı zaten çevreme haber vermeden yavaştan başladım ve daha çok erken olmasına rağmen muhteşem sonuçlar aldım-alıyorum.

    öyle paylaşmak istedim.
  5. birilerinin bir yerlerde kötü hissetmesinin sebebi yine başka birileri. ama birilerinin kötü hissetmesine son verebilecek olan da yine başka birileri olacak.
    hepimizin bok gibi uyuduğu geceler ve uyuduğundan daha bok gibi uyandığı gündüzler var. bazılarımız direnmeyip bu durumu kabullenmiş böyle yaşamayı öğrenmiş. bazılarımız çare arıyor, umut ışığı arıyor. ama her şey yine ve yine bok gibi devam ediyor.
    bunun sebebi yalnızlık. kara delik gibidir yalnızlık. yan yana oturup o yokmuş gibi davransan da birinin yanında olduğunu bilmek insanı umutlu kılar. ve mutlu. yeryüzünde bu kadar çok insan varken yapayalnız olmayı nasıl başarabiliyoruz? etrafımıza mı bakmıyoruz? kendimizi mi sevmiyoruz? yalnızlığımızı paylaşacak bile olsak, birileri olmalı yanımızda. bence her birimiz bir dostane gülüşü hak ediyoruz
  6. barış manço - arkadaşım eşek ritmiyle söyleniyor:

    kaç yıl oldu gitmedin aziz ibnesi
    sezonlar geldi geçti kahrettin bizi
    hiç mutlu edemedin o günden beri
    ne hale getirdin sen fenerbahçeyi

    fenerbahçe için sen bir sene yattın
    bizim gibi gençleri serseri sandın
    fenerbahçe için biz canlar veririr
    yolun sonu göründü siktir git aziz.
  7. ah allahim, lütfen beni duy artık. edebilecegim bütün dualari ettim ben....
  8. seviyorum, hepinizi!
  9. whatever happens to my people, it happens because we choose for it. we decide our fates; not you, not the romans, not even the gods.
  10. offffffff diye bagirmak istiyorum tum söylemek istediklerimi bi kelimede toplamis olurum ve yorulmam boylece