1. öncelikle @hayırsız evlata katılmakla beraber yani "yapay bir kimlik yaratmak yerine teknik değişikliklerin daha çok işe yarayacağı" düşüncesine bende katılıyorum ancak bu, sistemin ikinci ayağını oluşturuyor.

    manifesto, kullanıcıların yazdığı ve kendilerinin bağlı olduğu bir kurallar bütünü oluşturmak için yazılmaya başlandı. teknik değişiklikler ise tamamen yönetimin elinde olan bir süreç ve bizim buna müdahalemiz fikir vermekten ileri gidemiyor ne yazık ki. youreads'in geleceğini büyük oranda yönetimin tutumu ve yapacağı değişiklikler oluşturacakken biz yazarlara da bazı sorumluluklar düşüyor diye düşünüyorum. manifesto da o sebeple yazılmaya başlandı.

    ayrıca manifestonun yapay bir kimlik yarattığını düşünmüyorum. şu an için yapay bir kimlik yaratmaya çalışan bir eser olduğu ortada ancak çok büyük bir kullanıcı kitlesi bu esere katkı yapmaya başlarsa manifestonun yarattığı ideal kullanıcı kitlesi gerçek bir kitleye dönüşecektir.

    diğer tüm sözlük deneyimlerinde her zaman bir nokta geldi ve kaliteli içerik boş entrylerin arasında yitip gitmeye başladı. bunun suçu ya yönetimdeydi yada eski kullanıcıların tutumunda. bu manifesto adından da anlaşılabileceği gibi yönetim ayağında fikir beyan etmeyen kullanıcıların yapması gerekli olanları barındırıyor. bağlayıcılığı olmayan bir manifesto. bu manifestonun tek yaptırım gücü sosyal baskı.

    anketlerin yönetim tarafından paylaşılması istenmiş. @abi ye bende böyle bir talepte bulunabilirim ancak neticede youreadsin değil youserların oluşturduğu bir manifesto bu. bunu yapması mı daha sağlıklı olur yapmaması mı bilemiyorum.

    madde 1 ve 7 yi forneus'un talepleri doğrultusunda değiştirmek için bir anket daha ekleyeceğim. bu yorum çok uzadı. linkin bu yorum içerisinde yok olup gitmesini istemem. biraz sonra paylaşırım.

    madde ekleme talebinde olan bir iki girdi daha var bu başlıkta. hepsi tek tek oylamaya sunulacak ancak öncelikle tartışmalı maddeler ve düzeltilmesi istenen maddelerde bir karara varmak daha sağlıklı olacaktır.

    madde 0 ın, bizim, yönetimden bağımsız tek yaptırım gücümüz olduğunu unutmayın. işi yönetime bırakmadan önce manifestonun şu maddesini çiğniyorsunuz şeklinde bir mesajla ilgili youserı uyarmalıyız. şimdiki yönetim son derece iyi ve saygı duyulası olsa da orta ve uzun vadede yönetimin kimlere kalacağını bilemeyiz. bu yüzden bir sosyal baskı mekanizmasını daha şimdiden kurmak zorunda olduğumuzu düşünüyorum.

    umarım daha çok insan katkı yapmak için bu başlığa gelir ve daha kolektif bir manifesto yazarız.
  2. 1. ve 7. maddelerde bir düzenleme talebi geldi. ilgili düzenleme talebini buradan (bknz: link) okuyup şuradan link oy verirseniz çok müteşekkir oluruz.

    ayrıca düzenleme ve madde ekleme isteklerini manifestonun en üstünde bir duyurular kısmına yazıyorum. orayı takip etmenizi öneririm.
  3. madde 6'nın kaldırılması yönünde oy attığım youser manifestosu.

    ağır ceza duruşmasında yaşanmış bir diyalog. suçsuz olduğunu düşünen sanık ile onu mahkum eden hakim arasındaki bir diyalog.

    +: hakim bey şimdi size şerefsiz desem suç işlemiş olur muyum?
    -: tabiki hakaret suçu işlemiş olursun ve ceza alırsın.
    +: peki sizin şerefsiz olduğunuzu düşünsem suç işlemiş olur muyum?
    -: hayır düşünmek günümüzde suç olmaktan kalktı.
    +: o halde sizin şerefsiz olduğunuzu düşünüyorum.

    isteyen istediğini düşünebilir. ve bunu dile getirebilir. burada da öyle olması kanısındayım.
  4. uzun süredir küfretmeden entry yazabiliyorum. herkese de tavsiye ederim.
    reklam konusunun uygulanabilir olduğunu sanmıyorum. burada ulaşılacak yoğunluk arttığında sistemi çalıştırmak için reklam muhakkak gerekir.
    büyük değişiklikleri en çok kullananlara sormak için ekşi'de ki gariplikler olması gerekmiyor. her mantıklı organizasyon bunu böyle yapar.
    esas mesele içeriğin erozyona uğramadan kalması.
  5. http://youreads.net/yorum/67627

    bu yoruma katılmamak elde değil, yine yazılı bir entrynin olması her ne kadar güzel olsa da asıl mesele ilerleyen süreç içerisinde verilecek doğal tepkilerle ortaya çıkacaktır.

    artı cevap vermeme prensibini kendi adıma kabul edip uygulamaya koyuyorum, kendi adıma youreadsi nasıl yararlı bir mecra haline getirebilirim, benim derdim bu.
  6. şahsi fikrim, 6. maddede her ne olursa olsun yerine gereksiz ibaresini kullanmanın yeterli olacağı yönünde.

    küfür, yeri geldiğinde bir şeye yönelik tepkiyi daha da pekiştirmeye yardımcı olabilen bir kelime veya kelimeler öbeği olmasının yanı sıra mizah kültürümüzün de bir parçası. tabi canlı cansız ayırt etmeden ^:amına^ koyulmadık varlık bırakmayın demiyorum.

    ağzından^:elinden^^:parmaklarından^^:kaleminden^^:siz seçin^ foseptik akan ve youreads'i amacının dışına taşımaya çalışan yazarların uçurulabileceği^:uyardıktan sonra^ göz önünde bulundurulduğunda, bence, küfür bir "yasak" olmamalı. kaliteli bir entry'de yerinde kullanılan küfürün kimseyi rahatsız edeceğini düşünmüyorum.

    zaten sırf küfür etmek için buraya gelenleri youserlar ayırt edebilir.

    (bkz: ya yok ali sami) gördünüz mü? eksik kaldı.
  7. 6. ve 7. maddenin upgrade edilmesi gerektiğini düşünmekteyim.

    6. maddenin gerekli olduğu fikrine sahip olsam da gerekli sansür konularak mizahi amaçlı (hakaret amaçlı değil) kullanılabileceği kanaatindeyim. zaten hakaret amacı güdüldüğünde diğer maddelere ters düşmektedir. ancak arkadaş arasında bir diyalog anlatırken de o konuşma küfürlü ise, gerekli sansürleri koyarak ya da aşırıya kaçmadan yazılabilir bence.

    örneğin: (biraz fazla sansürledim bunlar azaltılabilir)
    - oğlum ne yaptın sen
    - sana mı soracam y..aam.
    - sus s..erim. senden bi b.k^:bok küfür değil ama benim tercihim böyle yazmak^ olmaz.

    mesela bu diyalog başka şekilde aktarılamaz. bir de başlık konusunda tabi ki sansür olmaz. (bkz: ya yok ali sami) iyi bir örnek.

    bir diğer madde olan 7. maddenin bir zararı olmayacak şekilde ironi yapma, dalga geçme ve kafadan sıkma özgürlüğünü engellememesi gerektiğini düşünmekteyim. zaten ironi yapan, ironiyi anlayanlar tarafından anlaşılma amacı güdeceğinden o şekilde yorum yapacaktır. ya da doğrudan dalga geçme, alaya alma da yorumun bir parçası olarak renk katacağı düşüncesindeyim. tabi ki yine burada da hakaret olmaması gerektiği konusunda ve istismar edilmemesi konusunda hemfikirim. ancak ironi bile yapamadan sadece doğruların yazılacağı bir yer sıkıcı hale gelecektir. yaratıcılığı öldürecektir.
  8. okunduğu an -biraz paranoyakça da olsa- insanda olumsuz tepki uyandıran bir metin.

    bu olumsuz tepkiye de şaşırmamak da lazım. çünkü üzerinde bulunduğumuz coğrafya, kendisinin ve yakın bölgelerinin tarihi ile baskının ne demek olduğunu gösteren örneklerle dolu.

    burada rahatsızlık uyandıran boyutlara -sözcükler üzerinden- değinecek olursak:

    kolektif kelimesi: bu kelimenin zaman içinde yaşadığı ve toplumlar ile insanlara yaşattığı/yaşatıldığı kötü kullanımlar ve bir bilgi toplumunun asıl unsuru olan bireylerin üstünde baskı uygulama potansiyeli, en azından benim hatırımda...
    birileri ile aynı amaç doğrultusunda bir yerlere yazmak ve onların bilgilerinden fayda sağlarken; kendi bilgilerimi de karınca kararınca onlara katkı olarak sunmak bir şey....
    bundan dolayı örgütlü bir yapıya geçmek çok başka bir şey...

    neden kendimi hemen bir kolektifleşme halinde bulmak zorunda kalayım ki?

    ve kolektif kelimesinin bende uyandırdığı şahsi alerjinin yanında, sadece bir yerlere oy vermek sonucunda toplu irade oluşmasının kabulünü de mantıklı görmeyecek kadar çoğunlukçu demokrasi ile çoğulcu demokrasi tartışmasının içinde bulundum. -meslek gereği oldu bu ve bunu kendime özel bir üstünlük varsaymak için değil..sıkılmışlık halimi anlatmak için belirttim-

    kolektif ibaresi bireyin üstünde antidemokratik, özgürlük fikri dışında uygulanacak bir baskıya yol açacak bir kapı olarak da değerlendirilebilir... en azından birimiz öyle niteliyor.

    manifesto : "dün bir bugün iki" deyimine hak tanır şekilde, kısa süredir aranızdayım...ama tüm yapının da daha 1. senesi yeni doldu sanırım...kaldı ki burada yazan arkadaşların çoğu da benim gibi...yeni...

    yani manifesto gibi derinlikli bir metne sahip olabilmek için çok ama çok kısa bir süre bu 1 sene -hele ki 1 hafta-. onun yerine niyet beyanı ya da yol haritası vs diye isimlense idi bu kadar alerjik gelmezdi bana...

    manifestonun bağlayıcılığı da bir sorun:

    üstteki satırlarda üzerinden şöyle geçtiğim çoğunlukçuluk-çoğulculuk kavramı burada çok daha esaslı biçimde itiraz etmemi gerektiriyor... oylamada bir maddenin yazılış biçimine olumsuz oy veren vellakin oylama sonucu farklı çıkan birisi otomatik olarak "azınlık" haline indirgeniyor... bu azınlığın hakkı ne olacaktır? "ya sev ya terk et" mi?

    misal küfür...
    youreads'te çeşitli yerlerde kendini belli eden bu tartışmadan kendimi şimdilik uzak tutuyorum. lakin gözlemlerime göre; küfür nedir? argo nedir? daha buna karar verememiş taraflar var...

    biri küfürü tümden yasaklamaktan bahisle, argo dile yönelik kendi pozisyonunu netleştiremezken; diğeri argo dilin varlığından bahsederken küfür terimini kullanıyor...

    klasik bir körler-sağırlar diyalogsuzluğu var bu konuda...

    daha temel konudaki terimler bile netleşememişken; o hususta bir madde yazıp; sonra olumsuz dönüş alıp; revize edip; her birini oylatmak da...açıkçası gereksiz efor harcatır... (ah! evet arkadaşlar bu eforu gönüllülükle harcamışlar bu da doğru..ve sonsuz bir saygı ile teşekkürler onlara) lakin...o oy veren kişilerin neye niye oy verdiklerinden emin olunabileceğini -şu an için- sanmıyorum...

    hal bu iken; o maddede azınlıkta kalan kişi ne yapacak?

    bir şekilde baskı altında kalacak ve bu durum iradesinin tersine bir yapıdan kaynaklanacak..bu da memnuniyetsizlik yaratacak

    sadece bu örnekle de görüldüğü gibi kolektif manifesto tabirinin getirdiği yol, kullanıcı memnuniyetinin yok oluşuna gitmekte farkındaysanız... ve daha yeni buraya "mülteci-göçmen" akını yaşandı (biri de benim) ve bu yeni katılımcılar başka yerlerden tipik "memnuniyetsizlik" halleri yüzünden kopmuşlardı...

    kaldı ki yönetimin tavrını çözümleyemedim. (malum mekanda yeni olmanın verdiği acemilik)
    bu hareket onların onayında mı süre gidiyor; yoksa "kendiliğinden" mi başladı bilemiyorum... bu durumların her ikisi de birbirinden ayrı mecralar...ve her biri için ayrı yorumlama gerekiyor...

    ve daha maddelere bile girmiş değilim

    olumsuz geri bildirim yapıyor olmamın, zannetmeyin ki yaptığınız işi kötüleme amacı var... bunun da bir katkı olarak değerlendirilmesini arzu ederim.

    edit: kahrolası klavyemin sertliği yüzünden harfler eksik çıkıyor...farkedersem düzeltiyorum...
    uzun yazınca akılda var olan paragraflar metne geçmemiş de oluyormuş...ekledim..