1. windows'tan başka bir sisteme aşina olmayaların bocalamalarının çok normal olduğu işletim sistemi. mesela ben 7 sene önce ilk linux deneyimimi pardus^:ahhh ah^ ile yaşarken terminal denilen dalgayı gördüğüm zaman gözüne far yemiş tavşan gibi kalmıştım. benzer şekilde ubuntu'da msoffice diye aradığınız zaman tatmin edici olmayan sonuçlar elde edebilirsiniz. ancak bunun başka bir sistem olduğunu, kendine has bir açık kaynak yazılım dünyası olduğunu fark ettiğinizde bir aydınlanma yaşayacaksınız.

    daha önce bu başlık altında yazmıştım. linux sürümlerine karşı en güçlü argüman çoğu zaman "windows programları" olmuştu. artık hem aynı işlevi gören kaliteli programlar hem de linux'un da geliştiriciler tarafından bir platform ciddiye alınmasıyla beraber bu argüman ciddi ölçüde zayıfladı. sadece steam'de binlerce oyun var ubuntu üzerinde sorunsuz çalıştırabileceğiniz. örneğin cs:go'yu ubuntu üzerinde çok daha iyi fps değerleriyle oynuyorum. hemen hemen tüm programlarda windows'a kıyasla ciddi bir hız farkı var. ve en önemlisi windows'tan çok daha esnek ve windows'un vista'dan bu yana güvenlik gerekçesiyle kısıtladığı özgürlüklerden çok fazlası ubuntu'da mevcut. ben bir kullanıcı olarak, computer nerd olmamama rağmen ubuntu'nun 14.04 lts sürümünde kendimi çok rahat hissediyorum.

    son olarak özellikle spotify'ın ubuntu için çıkardığı resmi bir sürümü olmaması ve web player kullanmaktan hazzetmemem gibi gerekçelerle bir süre spotify'dan uzak kalmamı da aşmış bulunmaktayım. clementine'e kurduğum ufak bir eklentiyle direkt spotify hesabıma bağlanıp listelerimi çatır çatır kullanmaktayım. kısacası, birazcık alışkanlıklarımızın dışında düşündüğümüz zaman her türlü çözüme hızlıca ulaşabiliyoruz kendisiyle.

    ek: sistem kurulumu sonrası windows'ta olduğu gibi kırk saat sürücü kurmakla vesaire ile uğraşmadım. bunların hepsi kurulumla beraber ubuntu tarafından otomatik olarak tanınmıştı. kullanıcı şifrenizle giriş yaptıktan sonra hiçbir ek konfigürasyonla uğraşmadan direkt kullanmaya başlıyorsunuz.

mesaj gönder