özdemir asaf

Kimdir?

gerçek adı halit özdemir arun'dur. 11 haziran 1923 tarihinde ankara'da doğdu. şura-ı devlet'in kurucularından mehmet asaf'ın oğludur. 1930 yılında babasını kaybetti. yine o yıl galatasaray lisesi'ne kayıt oldu. yıl 1941 olduğunda lise son sınıfta sınav ile kabataş erkek lisesine geçiş yaptı ve bir yıl sonra mezun oldu. istanbul üniversitesi hukuk fakültesi'ne giriş yaptı, daha sonra iktisaf fakültesi ve gazetecilik enstitüsü deneyimleri oldu ancak 1947 yılında eğitimini yarıda bıraktı. kısa bir süre sigortacılık yaptı. tanin ve zaman adlı gazetelerde çevirmen olarak çalıştı. servet-i fünun isimli ilk yazısı uyanış dergisinde yayımlandı. 1951 yılına gelindiğinde matbaacılığa atıldı ve kendi şiir kitaplarını da basacağı sanat basımevi'ni kurdu. 4 yıl sonra 1955?te yuvarlak masa yayınları'nı kurdu ve kendi kitaplarını bu isim altında yayımladı. 28 ocak 1981?de gözlerini yumdu. ilk eşi sebahat selma tezakın'dan bir kızı, ikinci eşi yıldız moran'dan üç oğlu vardır. şiirleri genel olarak dörtlük ve ikiliklerden oluşur. yoğun ve kısa bir söyleyiş özelliği vardır. düşünce ile duygu yoğunluğuyla beraber, taşlama ve alay şiirine egemen olan etmenlerdir. en çok kullandığı ayrılık, sevgi ve ölüm temaları son dönemde şiirlerinde yerini kaçış ve umutsuzluğun tedirginliğine dönüşmüştür. onun inandığı şiirde bir anlam ve görüşün yansatılmasının gerekliliğidir. geleneksel türk şiiri ve batı şiirinin harmanlamasıyla son derece zengin bir sanat değeri oluşturmuştur. günümüzde bazı rock müzisyenleri tarafından şiirleri bestelenmiştir. feridun düzağaç, lavinya adlı şiirini bestelemiştir. duman grubu da özdemir asaf'ın şiirlerinden esinlenerek şarkılar yapmıştır.

  1. kısa cümlelere büyük anlamlar yükleme ustası.
    yalnızlığı
    "yalnız
    hep uyanır
    ikinci uykusuna" şeklinde ifade ederken,

    ilişkideki daha fazla seven olmayı da göze almıştır alttaki dizelerle;
    "sen bana bakma,
    ben senin baktığın yerde olurum. "

    ya da bazen sadece boşverir;
    "ben birini sevmedim
    o da beni sevmedi
    bir gün randevulaştık
    ben gitmedim
    o da gelmedi." dizelerindeki gibi.

    edebiyatçılar arasında iyi bir şair olup olmadığı hep tartışılmıştır ,ama bariz olan bir şey varsa onun bir kelime ustası olduğudur. bu yüzden hiç şiir bilmeyen biri onun şiirlerinde kendinden bir şey bulur, o da bu durumu bir söyleşisinde şu şekilde açıklar;
    "ben onları -kalabalığı- kollarından tutup zorla veya oyalama ile sanatıma eğdirmek istemem, ama onlar eğilirlerse , kendilerinin de bir ben olduğunu görür ve anlarlar. o zaman sen'lerini de anlarlar. ben hep ben derken, başkasına bir ben'lik vermek istemişimdir. ona kendimi değil, kendini anlatmak istemişimdir. ben o bakımdan halka dönüğümdür. yığına değil, kişiye, ben'e, insan'a."

mesaj gönder