1. basit bir denklem veya satranç tahtası gibi sürekli piyonlar feda edilir, salınan atlar file değiştirilmiştir kimi zaman..

    hayat her zaman bir şeyi elde etmek için bedel ödemeyi gerektiriyordu. anneme benziyordu o kız, hak etmek için hiçbir şey yapmanı gerektirmeyecek kadar hak etmenin imkansız olduğu biri..
    aşk meşk, sofistike laflar eden biri olmadığımı bilir o. o beni tanırdı.

    ben birini çok kırdım.

    oysa o beni naif biri olarak tanımayı umma cesaretine sahip olmayı istiyordu; istediği tek şey buydu aslında. ama dünyada tanıdığım en cesur insandı. fakat ben ne naiftim ne de onun kadar cesur.
    şimdi çok uzaklardayım. buranın balı meşhurmuş. zor bir zanaatmış. elini sokmasıda cabası; fakat her anlattıklarında gözlerinin içinin parladığını gördüğüm insanların arı ve balın ne kadar harika bir döngüye sahip olduğuna ve mucizevi özelliklerine değinirken. "peki bu arılara kışın ne oluyor, ölmüyorlar mı?" diye sorduğumda "yok hoca onlar -40 dereceye kadar dayanırlar" diyorlardı.

    ben birini çok kırdım.

    ama bir kovanı 700 lira olan arıları alıp eve koyarsam, bırak bal üretmeyi beni sokup öldürürlerdi heralde. önce zanaati öğrenmem gerekirdi. hamdım.
    ve henüz pişmeye başladım. ondan ayrı kaldığımda başlayan bu süreçte, ondan ayrı hiçbir şekilde olamayacağımı farkettim.

    ben birini çok sevdim./ o kadar çok sevdim ki.. o gittikten sonra yalan söylemek zorunda kaldığım tüm dünyaya sevgimi ilan etsem dahi ne yazar? bu koca bir yalandı! ve sadece ikimizin bildiği bir sırdı. gerçek.
    gerçeğin en saf hali.
    burada anlatamam o yüzden
    ama o beni anlardı..

mesaj gönder