1. çok da insanlık dışı bir durum değildir.

    gelişimden ne anlaşılmalıdır?

    tek tek bireylere sorulsa gelişimden anlaşılan farklı farklı cevaplar olacaktır.

    mesela bakkal market olmak, sanayide çalışan bir genç evlenmek ve bir çocuk yapmak kimi askere gitmek kimi ise yüksek lisans yapmak isteyecek.

    herkesin gördüğü hayat bu olduğundan daha fazlasını istemiyor.

    sadece bir grup insan yurtdışı görüyor. o da ya bu deneyimi yüzeysel ele alıyor ya da oraya temelli gitmenin yolunu arıyor.

    "onlar niçin semada ben neden çukurdayım
    neden gülsün cihan bana ben yalnız ağlayayım" diyen kalmadı. ^:promete - tevfik fikret^

    peki neden? insanlar içinde gelişim duygusu olmadığından mı? hayır.

    bir kesim gelişimi evlenmek bakkal açmak, seks yapmak vb. olarak gördüğünden

    bir başka kesim ise gelişimi anlasa da mücadele etmek yerine kaçmak istediğinden.

    ultimatom oyununu biliyorsunuz, tüm primatların eşitliğe doğal bir eğilimi olduğu iddia ediliyor. peki öyle mi? yoksa tüm primatların daha iyisini isteme eğilimi mi var?

    harari yarının kısa bir tarihikitabında eğer ultimatom oyunu toplum bazında yapılsa, yani toplumun yarısına %10 kalanına %90 teklif edilse belki de teklifin kabul edileceğini, %10 alanların bir kısmının diğerlerini sindireceğini söylüyor.

    belki açık açık söylense böyle olmaz ama bugün böyle değil mi bu? gelir adaletsizliği birebir bu şekilde işliyor.

    yani primatların eşitliğe olan ilgisi de bencilce. gelişmek herkesin kendi vizyonu ve kendi çıkarları dahilinde kalıyor.

    bir de vizyonu birazcık daha yüksek olan kesim için timsahın avlamaya çalıştığı aygır sürüsünü örnek gösterelim. tüm aygırlar toplansa timsahı belki de mahvederler. ama genel stratejileri biri yenilirken zaman kazanıp kaçmaktır. bu da böyle bir şey.

mesaj gönder