1. anahtarı kapının arkasında unuttum.
    çilingir aramaya gidecektim ki telefondaki babam "dur, ben geliyorum" dedi en kahraman sesiyle.
    yaklaşık yarım saat boyunca kapının arasına apartman şartlarında bulduğum her şeyi soktum. hani şu duvardaki kabloları kapatan yuvarlak kapakçıklar var ya, onları bile... kafamdaki tokayı kırdım kapının arasında. kat levhalarını sökmeye çalıştım ama iyi yapıştırmışlar. asansör bilgi panelleri de öyle.
    çaresizlik çöktü üstüme. ben de çöktüm kapının önüne, uzattım bacaklarımı... gelen bakıyor giden bakıyor. size ne belki içerde oturmaktan sıkıldım ama yok, bugün herkesin bizim kata gelesi tutmuş, sesleri çıkmıyor ama o bakışlar 'napıyor bu değişik?' diye bağırıyor.
    oturmaya devam ediyorum, oyun falan oynuyorum, evin interneti çekiyor hala, millete mesaj atıyorum.
    derken bir ses... babamın ayakkabı sesi... nur yüzlüm anahtarı da şıklatarak geliyor.
    önce anahtarı soktum sertçe ama yok, arkadaki düşmüyor yerinden. sonra babam "çekil" dedi. anahtar deliğine 2-3 kez vurdu ve kapıyı açtı.
    canım kahramanım, takım elbise bi anda zırha dönüştü gözümde, 1.70lik adam devleşti adeta.
    sonra kapıyı kontrol ettik, ona yemek hazırladım ve gitti.

mesaj gönder