1. aslında içinizi dökme defterine daha çok uyar ama tam şu anda aklımdan da geçiyor.

    3 facebook arkadaşımda bu konuda sakın diye özellikle uyarmama ve şekil yaparak ''ne münasebet'' eşliğinde ''tamam'' demelerine rağmen arkadaşlarına ve hatta çevrelerine beni ''sevgilileri'' olarak tanıtmışlar, anlatmışlar.

    ağızlarından kaçırdıkça ve ortak arkadaşlardan, tanıdıklardan kulağıma geldikçe uyardım ettim ama nafile.

    hepsinin yaklaşımı ''onlar benim arkadaşlarım, benim çevrem. istediğim gibi anlatırım. senin için ne fark eder?'' havasında.

    1,5 yıl önce son ikisi yakınlaşan da arkadaş, ilk 2'si adı konulmamış yakınlaşan tanışıklar olarak görüştüğüm 25 yaşındaki kadın aradı. yalan söylemeyeyim aralarında bir kere sevgili olarak da görüştük. ''aramaz ama seni arayabilir. sevgilime senin için eski sevgilim dedim, seni fb'tan gösterdim. haberin olsun'' dedi.

    ''aramaz ama arayabilir'' gibi bir cümle nasıl bir kafa yapısının ürünüdür, telefonumu neden verdin onları saldım zaten.

    ben sizin prestij itemınız, eşyanız mıyım lem?

    la bir salın beni işime gücüme bakayım.

    hele fb arkadaşlarımın biri kendine ''bridget jones'' tadında iki erkek arasında kalan kadın hikayesi yazıp anlatıyormuş her iki laf ettiğine. sonra kendi yalanına kendisi inanıp sevgilisini terk etti ama hatırladıkça gülüyorum. adama ona kötü davranmama rağmen beni sevdiğini ve benim daha iyi seviştiğimi, vazgeçemediğini söyledi ya manyak.

    manyak her geldiğinde, evimde özel 1 bazen 2-3 eşyasını bırakıyor. yorganın, çarşafın altına değil bazanın altına d memelerine taktığı sütyenini sokmuş bir kere. 1 sonraki gelişinde tv izledikten sonra elini sokup kurcalaya kurcalaya arayıp bulup çantasına attı. sağa sola sokuşturduğu takılar, içe giyilen meme dekolteli tshirtler vs vakai adliyeden zaten. ''bir kadın geldiğinde takılı olan sütyenini giymeyi unutup gider mi?'' diyorum. kakır kakır gülüyor bir yandan yüksek sesle bir şeyler saçmalarken ayarsız. “senin memelerin kadar memeleri olan bir kadın sütyensiz olduğunu nasıl fark etmez?” diyorum. çemkiriyor bas bas.

    bir diğeri hepten cozuttu fb arkadaşı da mı olmazsın diye görüşmeye ikna edip edip, sevgililik kasıp kasıp duruyor. görüşmek için aptal saptal liseli ya da üniversiteli ergen bahaneleri üretiyor. geçen gün sosyal medyaya beraber fotoğraf atalım diye tutturdu. bir diğeri gittiğimiz konserlerde ben video çekerken inadına sesinin kayda girmesini sağlayacak şekilde dereden tepeden konuşuyor. telefonu gösterip ''şşş'', ''çekiyorum'' dedikçe hiç tınmıyor. aynen devam ediyor telefonuma doğru konuşmaya.

    bir düşün yakamdan. işime gücüme bakayım. etrafım bir manyak sürüsüyle sarılı.

    yurtdışında yaşayan bir arkadaşımı aradım bu gün bu manyaklar içimi şişirince. dedi “extracts ittir et, şu zaman geliyorum, arabaya atlayıp nereye götürürse basıp gidelim. tatil yapalım.”

    arabayla gitmekten vazgeçirdim. kutsal topraklara gideceğiz kısmetse. o petersburg’u istiyor ben kiev’i.

mesaj gönder