1. bu sözlükteki ilk yazımı yazmama vesile olmuş; eskinin "kutsal bilgi kaynağı", şimdinin "günahkar goygoy çöplüğü". aşağıda okuyacağınız yazı bir anlamda şikayet olacak, yabancısı olduğum bir siteye böyle bir içerikle yazdığım için şimdiden özür dilerim.

    kendi neslime göre bilgisayarla internet kafeler haricinde oldukça geç tanışmış bir insanım. haliyle internet hakkındaki bilgilerim de geç gelişti, lisedeki internet alt-kültürüyle biçimlenen cinsel içerikli, küfürlü, şakalı video ve fotoğraflar benim anlamadığım bir dili dinliyormuşum gibi bir hisse kapılmama yol açtı. bu duruma biraz da seviniyorum çünkü ben ansiklopedi ile büyüdüm, ödevlerimde kullandım, merak ettiğim konuyu buldum. ve bugün anlıyorum ki o kağıdın içindeki dünyanın bana verdiği mutluluğu hiçbir elektronik araç sağlayamaz.

    gelgelelim 2012 yılında üniversiteyi kazanmamla internet ile daha bir içli dışlı olmaya başladım. ekşi ile tanışmamız da okulun ilk günlerindeki yorgun ve yalnız zamanlarımın birine denk geldi. yurt odamın ışığı altında, rahmetli babamdan kalan emektar laptop'ta müzik aramaktaydım. o gün hazırlık sınıfımdan bir arkadaşın bahsettiği personal jesus şarkısını google'dan arattığımda şans eseri bulduğum ekşi sözlük linkine tıkladığımda önce şarkı sözlerini bulmuş, daha sonra depeche mode'un gitar kullandığı ilk şarkı olduğunu belirten bir yazıyı okumuştum. şaşırmış ve bir o kadar da sevinmiştim. bilgilenmiş olmanın verdiği hazla bir yandan yazarlara şükranlarımı sunarken, bir yandan da amazon yerlilerinin dış dünyayla ilk karşılaşmalarındaki tavırla sol tarafı ve diğer tuşları merakla incelemeye koyuldum. "şükela, sol frame, çaylak, suser" gibi bir dolu ve anlamları benim anladığım bağlamın dışındaki kavramlara baktım. yazılara baktım sonra; dinden siyasete, kız düşürmeden positivizme kadar yüzlerce konu başlığı ve altına yazılan yazılar ya da "entry"ler...

    ekşi sözlük ile bu şekilde tanıştım ve bir ansiklopedi bulmuşum gibi sıkıca sarıldım. evet hiçbir internet aracı beni ansiklopedi kadar mutlu edemezdi ancak artık ansiklopedileri çantamda taşıyamazdım. ekşi de ansiklopedinin yapamadığı anlık ve interaktif bilgi paylaşımını bana sunuyordu. çağımız artık bilişim çağıydı falan filan feşmekan.

    üç buçuk yıllık ilişkimizde çoklukla okuyucusu olduğum, sonraları çaylak olarak yazarlık macerasına atıldığım ekşi sözlük artık ansiklopedi değil, bir kişisel gelişim (!) kitabı benim nazarımda. ekşide, burada ve diğer sitelerde ziyadesiyle bahsedilen aksaklıklarını, yöneticilerinin vurdumduymazlıklarını, faşist, kadın düşmanı, holiganca yazılan yazılarını dillendirmek istemiyorum. demek istediğim nokta şu: her açıdan kenara kıstırıldığımız bir ülkede, sanal da olsa bir sığınağım olan bir mecranın, "düzen"in acımasız çarkında erimesini izlemeye artık katlanamayacağım. bu yüzden bütün çaylaklık entry'lerimi alıp terk eyledim, ahir ömrümün yoldaşını, referans noktamı.

    youreads ise bir aydır ara ara baktığım bir site. ekşi'de bana göre en büyük eksiklik olan tasnif ve içerik kalitesini burada iyi bir şekilde buldum. bunda nispeten yeni bir site olmasının da etkisi var. ancak youreads'ten dileğim bu ortamın popülerleştikçe sulandırılmaması, sansüre karşı ve kendi kurallarına bağlı kalacak bir site olarak (nitelik adına en önemlisi bu) hayatına devam etmesi.

    yolunuz açık olsun.

    ekşi'ye gelince: belleğimizde bıraktığın kekremsi tat her zaman hatırlanacak.

mesaj gönder