1. dikkat! mide bulandırıcı olabilir.

    ilkokul yılları. okulda 2. ya da 3. ders olması lazım. bir karın ağrısı bastırdı ki düşman başına. nasıl ettiysem felaket bozmuşum mideyi.

    tenefüs zili çaldı ve koştum müdür yardımcısının yanına. "öğretmenim çok karnım ağrıyo eve gidebilir miyim?" sorumun üzerine hocadan işi dolambaçlı yollara sokan türden cevaplar geldi ve "tamam öğretmenim gerek kalmadı" dedim.

    okuldaki tuvalete girmekten çok tiksiniyorum. haberim yok çok daha tiksinç şeyler yaşayacağımdan. iş başa düşmüştü. karın ağrımın iyice bokunu çıkarmasının verdiği gözü karalıkla atladım demirlerden ve başladım evin yolunu tutmaya.

    okul ile ev arası yaklaşık 1 km. dolmuşa binsen fayda etmiyor. dolmuşa binip de eve en yakın inebileceğim yer yine yaklaşık 1 km. yani evin sağ 1 km yanında okul, sol 1 km yanında dolmuştan inebileceğim yer var gibi düşünün.

    neyse başladım ben yürümeye ama sancının yanında promosyon gelen bir sıçma ihtiyacı geldi ki bunu düşmanım bile yaşamasın. her zamanki gibi eve kalan mesafe ile sıçma ihtiyacı seviyesi ters orantılı bir ilişki içinde. artık öyle bir hale geldi ki durum, kalçamdaki kasları var gücümle sıkıyorum, adımlarımı da mümkün olduğunca hızlı ve az sarsacak şekilde atıyorum. postacı yürüyüşü gibi.

    neyse şükür vardım apartmana. çilemin son bulmasına çok az kalmıştı. bastım apartmanın dışındaki zile tık yok. birdaha... i ıh. bir amca apartmandan çıkarken girebildim sonunda içeri. bindim asansöre bastım beşe. asansörün yukarı ivmelenmesiyle zaten normal şartlarda güç bela dengede tutabildiğim pislik, ani bir patlamayla salıverdi kendini dışarı. aktı bacaklarımdan paçalarıma doğru sıcak sıcak. durduramıyorum ama. yol açıldı ya bide...

    geldim beşinci kata evin kapısını yumrukluyorum kimse yok. kulağımı dayıyorum kapıya belki televizyon gürültüsünden duyamıyodur annem diye ama çıt yok. çare yok karşı komşunun kapıyı tıklattım. açtı amcam kapıyı. "annem nerde biliyo musunuz?" dememe kalmadan anladı tabi amcam durumu. "gel oğlum içerde bi banyo yap sen" dedi. utançtan yüzüm yanıyo. girdim içeri ve attım kendimi pantalonla birlikte küvete. çitiledim bi güzel çamaşırlarımı, temizlendim. bana beş beden büyük gelen pijamaları giydim ve çıktım banyodan. baktım ki koridordaki yolluğun da içine etmişim. amcam toplamış yolluğu ordan anladım.
    sonrası utana sıkıla kurabiye, kek, çay atıştırmak falan işte.

    annem gelip beni eve aldı. hayatımda birdaha hiç bir zaman eve geldiğim için bu kadar rahatlamış hissetmedim. o amcanın da bir hafta yüzüne bakamadım utancımdan.

    bu da böyle iğrenç bir anımdır.

mesaj gönder