• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.33)
into the wild - sean penn
genç christopher mccandless’ın (emile hirsch) ilham veren gerçek hikayesinden uyarlanan into the wild, rahat ve konforlu yaşamını terk ederek alaska’nın kırsalında hayatının en büyük meydan okumasını gerçekleştirmek ve özgürlüğü yaşamak için yollara düşen christopher’ın hikayesini anlatıyor. filmin senaryo yazarı ve yönetmeni sean penn’e yıldız oyuncular william hurt, marcia gay harden, vince vaughn, catherine keener ve hal holbrook eşlik ediyor.
  1. bir çoğunun "hadi, tüm bu tek düze ve yozlaşmış hayatımızı bırakıp kendimizi doğaya ve kendi benliğimize atalım." gibi yorumlamasına rağmen benim çok farklı yorumladığım biyografik kitap ve film. bana göre her şeye ve herkese rağmen, bu ister yozlaşmış toplumumuz olsun ister çevremizdeki sahte insanlar, kendimiz olmamızı, kendi hayatımızı yaşamaya çalışmamızı ve mutlu olduğumuz insanlarla birlikte olmamız gerektiğini anlatan bir yaşam öyküsü. bir şeylerden kaçarak bu mutluluğa ve huzura ulaşamayız. bu düşüncemi de filmin sonundaki uzun replik bence çok iyi özetliyor. şuanki toplumumuza bakıldığında bu saydıklarım pek de mümkün gibi gözükmüyor olabilir ama işte asıl olay da bu, ne olursa olsun denemek.

    belki de böyle yorumlamamın sebebi bu filmle ilk karşılaştığım zamanda psikolojik olarak bir çöküşte olmam ve christopher mccandless gibi her şey ve herkesden kaçmak istediğim, sadece böyle düzelebileceğimi ve mutlu olabilceğimi düşündüğüm bir döneme denk gelmiş olmasındandır. sadece şunu söyleyebilirim bu yaşam öyküsü psikolojik çöküşümü, depresyonumu atlatmamı sağlayan en büyük etkenlerden biri. hayatından sıkılmış, istediği hayatı yaşayamıyormuş gibi hisseden biriyken aslında bu durumun en büyük nedeninin kendim olduğunu anlamamı sağladı. ne o insanlar ne de o devlet, tek suçlu sadece kendimdim. bunu anladıktan sonra toplum içindeki açıkların arasından kendime yavaş yavaş istediğim hayatı kurmaya başladım. derseniz ki 'peki şuan istediğin hayatı yaşıyabiliyor musun ?' hayır ama yavaş da olsa o noktaya doğru ilerlemeye başladım. her şeyden önce çok daha mutluyum. sizi mutlu eden her şeyden kaçmaksa kaçın, kalıp bir şeyleri değiştirmekse değiştirin. sadece gerçekten istediğiniz şeyleri yapın.

    hala ismini duyduğumda, bir yerlerde denk geldiğimde veya bir şekilde aklıma düştüğünde hüzünleniyorum, hatta ağlıyorum. işte böyle bir etkisi var.

mesaj gönder