can ahmet vural

Kimdir?

sıradışı, duygusal ve hayalperestin önde gidenidir. olduğu gibi görünür, görünen o dur! karakteri ağırdır ve boyundan büyük sorumlulukları vardır. arzuları sıradandır ama hayalleri sıradışıdır. inancı kişiliğinden bile sağlamdır. inandığı değerler pahasına ortaya canını koymaktan kaçınmaz. ona göre onu yaşatan yüreği ve onun sesidir. yani sevgisidir. çünkü,  o sevmezse inanmaz

belki de tek engel “engelli" kelimesidir.

özürlü, kusurluya

engelli, engelleyen ve engellenene denir!

 ne engel olun, ne de engellenen!

rasulullah (sav) buyuruyor ki: zorlaştırmayınız kolaylaştırınız, nefret ettirmeyiniz sevdiriniz!

can’a göre karamsarlık, uzun bir süreçteki duraktır. her yolcu bu durakta mutlaka iner, biraz soluklandıktan sonra yine yoluna devam eder... 

can’a göre isyan ettirenler olmasa isyan edenler de olmaz. bu fani dünyayı cennete dönüştürmekte, cehenneme dönüştürmekte insan denen yolcunun elindedir.

ve insanı insan yapan, olgunlaştıran insanın hisleridir.

yani insan, muazzam bir varlıktır.

can; bu dünyadaki her eylemin bir sebebi olduğuna hiç bir eylemin sebepsiz gerçekleşmeyeceğine ve bedelsiz kalmayacağına inanır. 

"can ahmet karamsar mıdır” sorusuna, "düşleyebilirken karamsarlık ne işe yarar" şeklinde cevap verir...

peki  “hiç yürümek istedin mi" sorusuna ise, "hiç tekerlekli sandalyeye oturmak istedin mi?" diye yanıt verir!

“geçmiş olsun” temennisini yöneltenlere "geçiren sağolsun" şeklinde karşılık verir.

o, benimsemiştir hastalığı, soruları, allah'tan geleni. benimseyemediği tek şey kulun kula zulmü, koyduğu engellerdir. yıllardır yenen insanlık haklarıdır.

hayatı.

gece mesailerinden kaçmayan can ahmet, pazartesiyi salıya bağlayan gece 18.10.1988 tarihinde bursa’da dünyaya geldi. ilkokulu davutkadı eşref evcil okulu’nda okuduktan sonra, lise öğrenimini emirsultan lisesi’nde tamamladı. eğitimine, anadolu üniversitesi iktisat fakültesi çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri bölümü’nde devam etmektedir.

annesi emine vural’ın kurulmasına vesile olduğu, hasta ve hasta ailelerinin kurduğu türkiye kas hastalıkları derneği bursa şubesi ile bursa’da ikamet eden “özel insanlar”ı tanıdı. 2008 yılında derneğinin başkan yardımcılığı görevini üstlendi. 2009 yılında bir farkındalık oluşturarak engellilere has, “özel insanlar derneği”nin kurulmasına öncülük ederek derneğin fahri başkanı oldu. dernek kurulduğu yıllar, yolunu ve yolları anlatan bir kitap çalışması içerisine girerek “yol” kitabını telif etti. 2010 yılında “özel insanlar derneği” başkanlığı görevini icra etmek üzere, fikrin özünün yani attığı temelin başına geçti. 2010 yılı kasım ayında ilk telifi baskıya girdi ve aralık ayında kitap, yolları aydınlatmak amacıyla yola çıktı. 2011 temmuzunda türkiye kas hastalıkları derneği bursa şubesi başkanı’nın istifası üzerine derneğinin yönetim kurulu başkanı oldu. çalışmalarında özel bireylerin ihtiyaç duydukları kişisel gereksinimlerin yanı sıra, özlük, ruhsal, sosyal ve kültürel evrelerini ve haklarının nasıl kazandırılacağının hesaplarını ön planda tuttu. bunun için mücadele etti.

“ben kazandırarak kazanıyorum!” / can ahmet vural

hâlbuki can ahmet vural bir “kas” hastasıydı. ona sadece akıl ihsan edildi ve ihsan edileni nasıl muhafaza etmemiz gerektiğini yürüdüğü yolda bizlere gösterdi. cenab-ı hak’tan kardeşimize başarılar niyaz eder, yeni kitaplar telifinde kolaylıklar dileriz.

demeçlerinden, 

 c.a.v: “bizler, kapalı kapılar ardında hep saklanacak gölgeler aradık, istediklerimiz gerçekleşmeyince sebebi oydu ya da buydu ya da şansızdım diyerek bahanelerin ardına sığındık. yolun zorluğunu görünce çekildik, kendimize çekildik, özümüze çekildik. ‘bizim de sınavımız buymuş’ diyerek kapalı perdeler ardından izledik hayatı. halbuki sınav dışarıda. şafak söktü, güneş açtı. can ahmet belirdi. şimdi can ahmet kurtuluşun tek adresi değil, haşa! buradayım diyorum, kurtuluşta. hayatın tam ortasında. bıraktığın yerde. şimdi çok daha kalabalık, kafası çok daha karışık. varlığımı ortaya koyuyorum ve bu hayatta can ahmet vural’da var diyorum! bu hayatta can ahmet vural’larda var. ben, sen, o, biz, siz, onlar kafamızı çevirdiğimiz de can ahmet’ler ortadan kalkmayacak, onlar yok olmayacak. sadece biz ıskılayacağız, kocaman hayatları görmezden gelerek belki de en büyük haksızlığı kendimize yapacağız. şimdi yüzleşme vakti. şimdi bahane değil, iş üretme vakti.  gerekirse özür dileme vakti, tıpkı güzergah’ta yaptığım gibi...