1. sevdalısına bir totemdir yüzükler. takıldığı parmağa göre de anlamları değişir. ben ne kadar bu anlamlara değil yüzüklere inansam da. phoebe buffay gibi dolaşan biri olarak bu konuda iki kelime etmemin pek doğru olacağı görüşündeyim, doğruluktan çok iki kelime etmek istiyorum.

    güzelliği tabi görecelidir ama ben phoebe buffay gibi geziyorum dedim girdinin başında, buradan sevdiğimi anlamanız zor olmayacaktır. ayrıca erkeklere de çok yakışır bazıları barış manço yüzükleri, tabi elle de alakası olabilir. aslında genel olarak da yüzükle alakalı. erkekseniz, gitar çalıyorsanız ve eliniz güzelse ve yüzüklerle süslemeyi biliyorsanız, tebrik ediyorum nastenkaolsam'ın gözünde süper bir çekiciliğe ulaştınız. çok tebrik edilecek bir şey di mi?*

    geçtiğimiz günlerde çok sevdiğim bir arkadaşım parmağındaki yüzüğü vermişti bana incelemem için. çok hoşuma giden bir yüzük değildi açıkçası. ama önemli olan hoşuma gidip gitmemesi değil yüzüğün fiyatı. tahmin et falan dedi bana, ben pahalı olacağını düşünüp 1000 liradan başlattım tahminlerimi. ama bana öyle bir şekilde tahmin et diye sormasaydı 40 lira derdim maksimum. neyse sonuç olarak yüzük 20.000 lira imiş. yani benim ağzım açık kaldı. neden o fiyata aldığını sorduğumda, canının sıkıldığını, boş bulunduğunu falan filan söyledi. o parayla çok daha faydalı şeyler yapılabilirdi. altın maltın da değil yüzük bu arada. çelik galiba. bu süper hikayemi de arada anlatayım dedim.

    bana enerji veriyor yüzükler, sevdiğim insanların yüzüklerini takmak da çok hoş, arkadaşlarımdan dızladıklarım, annemden, anneannemden kalanlar mesela apayrı anlamlar taşıyor. ama galiba en çok sadece "benim" yüzüklerimi seviyorum veya onların enerjisini artık nasıl anlarsanız. o yüzden anlamlar da yüzükten yüzüğe, kişiden kişiye, ortamdan ortama, dünyadan dünyaya, her şeyden ve hiçbir şeyden değişir. bunlar hakkında yorum yapmak da istemiyorum. benim için olan anlamları anlatmayı da hiç istemiyorum.

    en basit anlam olarak alyansları söyleyebilirim mesela, ne kadar basit tartışılır veya kime göre. yazdıklarımdan anlayacağınız bana göre basitmiş. tasma gibi veya kelepçe. bir insana gönlün bağlı olsun, ruhuna iki kişiyi sığdır, parmağındaki bence epey estetik yoksunu bir yüzüğe hiç ihtiyaç yok bence. o yüzük mü tutacak seni karşındakine ihanetten? bakınca sevdiğini hatırladığın bir yüzüğün olmasının çok güzel olmasına katılmaktayım. ama bu yüzük tek tip hazırlanan altın rengi düz bir alyans mı olmalı? bakın tektaş olmalı falan demiyorum. çünkü bence o da aynısının laciverti. biraz daha kişisel olmalı gibi geliyor bana, taşlar, simgeler, hatta yüzük ikinci el falansa önceden ne için, kimin tarafından kullanıldığı. şahsen ben anısı olan bir yüzüğü tercih ederim sevgili future husband'ım*

    son olarak yüzüklerin anlamları taktığımız parmaklara göre değişiyormuş. ondan bahsetmek istedim. mesela yüzük parmağımıza takıyorsak hayatımızda birinin olduğunu belli etmek istiyormuşuz. veya "benden uzak dur" tarzı bir şey diyormuşuz gibi karşı cinse. kalbim çok dolu. aklım ve hayatımın de bir kısmını kaplıyor, hatta daha önce de dediğim gibi, benim minik kalbime sığmayacak kadar büyüksün, tanımlayamıyorum seni. ona rağmen şu an sağ elimin yüzük parmağı hariç neredeyse her parmağımda yüzük var, hatta iki yüzük falan*. işaret parmaklarımızdaki yüzükler de "ilgililere birer davetiye" imiş. az önce söylediklerimi tekrar etmek istemiyorum ama şunu söyleyeyim, o dediklerime rağmen benim işaret parmaklarım dolu. baş parmağa takmak erkeklerin gücü ile alakalıymış. kadınlarda da inatçılık göstergesi. orta veya küçük parmağa takmak da sizin güvenli biri olduğunuzun göstergesiymiş. doğrudur herhalde :)