1. oy verenler düşünebiliyor mu sorusunu akla getirir. düşünen adam niye akp oy versin bunuda bi düşünün efenim.

    oylar ak partiye ak hülooog.
  2. onlar da torpilin kötü bir şey olduğunu, eğer ülkede birileri ölüyorsa bundan devletin sorumlu olduğunu, ifade özgürlüğünün önemli, adaletsizliğin kötü bir şey olduğunu biliyorlar ama şu an yaşanan keşmekeşten kendi büyüttükleri, çılgıncasına destekledikleri adamın sorumlu olduğunu kabul etmiyorlar. edemiyorlar. çılgınca bir ego var ortada. zaten bakın akpliler genelde bencil ve sikinin derdinde insanlar. inşaattan malzemeyi çalan mütahit de potansiyel bir akp li mesala. sonunda insanlar öldüğünde bundan kendini değil depremi sorumlu tutacak. işte şu an da akpliler böyle düşünüyor. suçlu akp değil de onun yapmaya çalıştıklarına taş koyan biz geziciler, sokakta öpüşen namussuzlar falan...
  3. twitter kullananız varsa #senibaşkanyaptıracağız hasthagi altında neler düşündüklerini görebilirsiniz.

    ha düşünebiliyorlar mı dersen onu da siz düşünün derim..
  4. tepesi atarsa rekatlar 34'e çıkar mı acaba?
  5. ben size kesin bilgi vereyim; tekrar akp'ye oy vermeyi düşünüyorlar.

    kk'nin oğlunun aj'de röportajı vardı, özeti "böyle laf yetiştirmekle olmaz, ev ev dolaşmanız lazım" diyordu. adam demek ki helal parayla büyütmüş, oğlu kendinden akıllı bence :)

    muhalefet grupları ciddi bir seçenek oluşturmadan, alternatif bir program üretmeden, somut vaadler ortaya koymadan, üretici olmadan;

    ama daha önemlisi bunu sokak sokak değil, ev ev örgütlemeden faşizm yenilmez.

    faşizmin tek ilacı örgütlülüktür, örgütlü mücadeledir. bunu ille parti vb. için söylemiyorum; gezi zamanındaki kurulup kaybolan örgütleri düşünün.

    köy köy, ev ev, sokak sokak örgütlemezeniz, programınızı sürekli üretmezseniz, günlük olarak siyaset yapmazsanız, her taşın altından çıkmazsanız daha çok düşünürsünüz akp nasıl bu kadar oy alıyor diye...

    siz siyaset yapmayı, sokakta olmayı, fikirlerinizi örgütlemeyi beceremezseniz, başkası gelir dümdüz eder geçer. bu kadar basit...
  6. ---az sonra okuyacaklarınız akp ile maddi menfaat ilişkisine giren yandaşlar ile alâkalı değildir. onlar, keselerini kim doldurursa onunla beraber olurlar.---
    daha önce girdiğim bir yorumda "404 not found" yazmıştım. tabii bu yazım, o anki heyecanın yarattığı "saçma" bir dışavurumdan ibaretti.
    şimdi başlıktaki soruya yani "akp'ye oy verenler şimdi ne düşünüyorlar" sorusuna yine benzer bir cevap vereceğim. ama altını dolduracağım.
    cevabım şu: hiçbir şey düşünmüyorlar!
    peki, neden?
    hep şunu söyler durur çoğu kimse: "yahu almanlar gibi zeki ve çalışkan bir milletten nasıl olur da hitler gibi birisi çıkar?"
    çıkar!
    hitler, almanya'daki toplumsal sınıf yapısını, bu yapıları oluşturan insanların hayata bakışlarını, beklentilerini çok iyi anlamış birisidir. bunun doğrudan bir sonucu olarak hitler, kendisini var edecek kitleyi de kendisi yaratmış ve daha sonra körü körüne kendisini destekleyecek biçimde şekillendirmiştir. peki, bunu nasıl yapmıştır? hitler, alt yahut alt-orta tabakadaki çoğunluğu "işçi" olan kitlenin hayatını ama öyle ama böyle idame ettirdiğini ancak sosyal hayattan beklentilerini karşılayamadıklarını, buna maddi varlıklarının imkân vermediğini görmüştür. örneğin alman toplumunda opera, konser gibi aktiviteler her kesimden insanın ilgisini cezbeden şeyler olmasına rağmen bahsettiğim bu kesim maddi imkânları sadece hayatlarını devam ettirmeye yetecek düzeyde olduğundan bu sosyal aktivitelere katılamıyorlardı. hitler, bunu fırsata çevirdi. ne yaptı? "madem benim işçim konsere gidemiyor, o zaman konser onlara gider!" dedi. misal berlin filarmoni orkestrasını iş çıkışında işçilere konser versinler diye opel fabrikasına gönderdi. çok büyük ihtimalle o gün kendisi de orada o konseri dinledi, işçilerle birlikte oldu ve bir de güzel konuşma yapmıştır, konuşmasında da "alman milleti" vurgusu ile bir güzel cila atmıştır. halk baktı ki elde edemediklerimizi bizim ayağımıza getiren birisi var, ayrıca geldi bizi muhatap aldı beraber konser seyrettik, bizi de yüceltti (bunu içinden bilinçaltı söyler tabii). sonuç: hitler, halkı bir güzel tavladı!
    gelelim ülkemize
    gerek osmanlı'da gerekse türkiye cumhuriyeti döneminde, atatürk aydınlanmasının yaşandığı yılların dışında kalan tüm dönemlerde iktidarda kim olursa olsun anadolu halkını her zaman maraba, enseye vur ekmeği al yahut iki lokma daha fazla ver sana köpek olsun anlayışıyla gördü. nasıl olsa bunlar benim cebimde mantığı ile hareket etti. peki akp iktidarında ne değişti de bu insanlar kör gözüne çomak sokarcasına ortada olan hakikatlere rağmen hâlâ bu partiyi destekleyebiliyor? cevabı hitler'in yaptıklarında saklı. aynı şeyi yaptı akp. almanların alt, alt-orta sınıfının beklentisi ne idi? sosyal hayatta elde edemedikleri şeylere ulaşabilmek, opera gibi konser gibi... bizim anadolu halkının beklediği ne idi? adam yerine konmak! adam olmasalar bile pohpohlanmak, kendisine değer verildiğini görmek. çünkü asırlardan beri yüzüne bakılmayan bir topluluk var. bu, bilinç altında asırlardan beri işlemiş olan bir "ezilmişlik" hissini de beraberinde getirmekte. ve her şey zıttı ile kaim olduğu için de ezilmişlik hissi bu kitlede "adam yerine konma" arzusunu da beraberinde getirdi. akp iktidarı da işte tam buna oynadı. oynama metotlarının detaylarından, baştaki zatın hitabet yeteneğinden bahsetmeyeceğim. onlar işin uygulama kısmı. ancak dikkat ettiyseniz 2010'dan beri sürekli olarak "millet", "milletim", "bu millet", vurgusu çeşitli varyasyonlarla göze sokularak yapılmakta. işte bizim anadolu insanını tavlayan da bu! uygulamada, yaşam tarzında, refah seviyesinde hiçbir değişiklik olmamasına rağmen sadece sözlü olarak adam yerine konulduğunu görmesi! bunun içindir ki adamın altına giyecek donu yoktur ama "istikrar var" der. bunun içindir ki arabası yoktur ve hiçbir zaman olamayacaktır ama "duble yollar" ile övünür. bunun için baştaki zata ölümüne tapar. çünkü o zat ve o cenah, anadolu insanının asırlardan beri bilinç altına işlemiş olan "ezilmişlik" duygusunu kırmış ve laf ile de olsa onları "adam yerine koymuş"tur.
    baş kısma geri döneyim.
    akp'ye oy verenler şimdi ne düşünüyorlar?
    hiçbir şey düşünmüyorlar. çünkü onlar esas istediklerini elde ettiler, gerisi de umurlarında değil.
  7. reyis acaba şimdi napıyordur :/
  8. ne düşünmesi?
  9. akp'ye hangi seçimde oy verildiğine göre değişecek cevaptır.
    2002 seçimlerindeki akp-2007 seçimlerindeki akp-2011 seçimlerindeki akp ve 2015 seçimler hep ayrıca değerlendirilmelidir. bu adamlar hep bu tutumla hareket etmediler. baktığınız zaman parti içinde de büyük kırılmalar mevcut. bu adamlar iktidar partisiyken haklarında kapatma davası açıldı. abdullah gül'ün cumhurbaşkanı adaylığı üzerine erkene alınan 2007 seçimlerni hatırlayın, %47yi ilk orada gördüler. sonrası işte bugünün koşulları...