1. kendisi bugün uzun bir konuşmanın ardından suratıma baktı ve "sen de benim gibi kafayı yiycen sonunda" dedi. tamam ben bu gerçeği zaten kabullenmiştim ama birden söylemeyeydi iyiydi. neyse en azından herşeye rağmen hayatımdaki en ileri görüşlü insan olduğundan sonunda ona içimi döktüm. beklenmedik şekilde direk moda girip eylem planı çıkardı. babamla 26 senelik bunaltıcı tecrübesinin sonucu olsa gerek. uzun lafın kısası, herkes gidince arkamda kalan bi o oldu yine. yarım yamalak da olsa bi o.
  2. annem dünyada bir insanın tanıyabileceği en harika kadındır. ya da annem olduğu için bana öyle geliyor, bilemiyorum. zeki, cesur, kendi ayakları üzerinde durabilen, her işi hakkıyla yapabilen.

    tek hatasını 19 yaşında yaptı. aşık olarak. babama.

    küçücük bir ilçede, babasız büyümüş, mor saçlı, fabrikada çalışıp kendi geçimini ve ailesinin geçimini sağlayan, heyecanlı ve eğlenceli bir kadın.

    fabrikada babamla tanışır. babam o dönem kenan imirzalioglu'nu donunda sallar. öyle bir adam. bütün kızlar buna yanık. bu anneme.

    annemi istemeye gelir iki kere, anneannem vermez kovar bizimkileri kapıdan. annem o ara nişanlı.

    gelgelelim bizim özgür kız aşkının peşinde koşacak ya, selvi boylum al yazmalım'ın asya'sı misali kaçar babama. kardeşimin ikinci adı asya.

    annem kaçarken, herşeyi göze almıştır. ailesiyle bir daha görüşmemeyi, beş parasız ve askerliğini yapmamış babamla senelerce yokluk çekmeyi, ilk çocuğunun yüzünü dört yıl boyunca görmemeyi, akla gelebilecek en manasız sebepler yüzünden öldüresiye dövülmeyi, yalnız kalmayı, evsiz kalmayı, iftirayı, hakareti, geri dönememeyi...

    aşk uğruna hayatının geri kalanını zindana çevirmiştir. dönüp bugün sorsalar bilirim ki yine aynı hareketi yapar.

    bense tam bu sebeplerden hayatımı annem olmamaya adadım. tam bu sebeplerden kendim de olamadım. çünkü her kız çocuğu gitgide annesine dönüşür. her erkek çocuğunun gitgide babasına büründüğü gibi.

    arafta bir yerlerde kalakaldım.

    aşk, insan doğasının en büyük tuzağıdır dostlar.