• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (7.50)
aşkın metafiziği - arthur schopenhauer
"bir böceğin belli bir çiçeği, meyveyi, gübreyi, eti ya da ichneumonidae'lerin (asalak arıların) sırf yumurtalarını bırakmak için yabancı bir böcek larvasını arayıp buna ulaşmak için ne çaba ne de tehlikeden kaçmazken gösterdikleri özen, gayret ve katlandıkları sıkıntı; bir erkeğin cinsel tatmin için belirli, kendisine bireysel yönden hitap eden yapısal özellikleriyle bir kadını özenle seçmesinde ve amacına ulaşmak için kimi zaman akıl almayacak bir budalalık yaparak mutluluğunu bile göz ardı edip bu kadınla evlenmesi ya da parasını tehlikeye atarak onurunu, haysiyetini beş paralık eden aşk serüvenlerine girmesi, hatta kimi zaman amacına ulaşmak için işi zina yapma ve ırza geçme gibi suçlara kadar vardırmasındaki sıkıntılara çok benzemektedir. bütün bunlar sadece bireyin pahasına olsa da, doğanın o her yerdeki bağımsız iradesine uygun olarak, amaca en uygun şekilde türe hizmet etmeye yöneliktir". -arthur schopenhauer-


  1. genel hatlarıyla insanların çocuk yapmak üzere iletişime geçtiğini savunuyor. aşkı reddediyor. hatta tamamen genetik olarak sizde olmayan birtakım özellikleri bulduğunuz karşı cins ile üremeyi tercih ettiğinizi söylüyor. hatta çok ileri gidip bize benzemeyenin bizi mutsuz edecek olmasına rağmen daha iyi bir üretim için buna katlandığımızı ifade ediyor.

    insanlar genel olarak gerçekten de kendilerine benzemeyenlere aşık oluyor. mantık evliliklerini konu dışı bırakmak gerek bence. ama etkilendiğimiz kimseler sanki bizim basık yanlarımıza güçlü şekilde sahip olan kişiler gibi.

    benim katılmakta zorlandığım husus şu; eğer üretim gerçekleşirse aşk işi biter diyor schpenhauer. sanki aşk çocuk yapınca bitmiyormuş gibi davranıyor insanlar ama tam da bilemedim şimdi. belki de gerçekten öyledir gerisi alışkanlık, mecburiyet vs de olabilir.

    nihayetinde çok uzun bir kitap olmasa da peşinden gelen birçok filozofu etkilemiştir. dikkatle okumak gerek.
    abi
  2. hatta daha ileri gidecek olursak kadının aşka bakış açısı yavruyu koruma gözetme eğilimiyle sadakate dönüşüyor. baba dışındaki bir erkekten yavruyu koruma eğilimi. erkekte ise vefasızlık şeklinde seyrediyor yani dölleme sonrasında üretim gerçekleşiyor çocuğun bakımı anneye bırakılıyor ve yeni üretim merkezleri aranıyor gibi bir düşünce etrafında dönüyor.

    toplumda erkeğin sadakatsizliğinin kadınınkine göre daha hafif algılanmasını buna bağlıyor. kadın doğasına aykırı davranmış olduğu için daha tepki çekiyor diyor.
    abi