1. "babaaa! italya'ya gidiyorum, süper bir projeye kabul edildim,hem de bir yıllığına. allam ölücem heyecandan, italyanca da öğrenirim sular seller gibi, eşek değilim ya. ooo italyan erkekleri ;) ne diyorsun harika di mi?" bir süre düşündü ve " gitme bence ya hem dönünce ne yapıcaksın ne kazandıracak sana, bir senen boşa geçecek, gitme bence" dedi. önce biraz üzüldüm hevesimi baltalıyor diye, sonra dedim yiia babamdan kıymetli mi, gitmeyivereyim. gitmedim. tam üç kez de ayrı projelerden davet aldım. ama babamı kırmadım, gitmedim. sonra bir ara likya planı yaptık arkadaşlarla, bayram tatilinde gidelim kelebekler vadisi wuhuu diye, ona da gitme dedi adam."gitme bayramı ben sensiz mi geçireceğim" dedi. allahım, gitmedim.
    + keman kursu?
    - bizim ailede enstrüman çalma yeteneği yok
    + ya japonca?
    -dile yatkın değilsin.
    +peki resim çizsem?
    -sen önce bir okulunu bitir de...
    +baba iş buldum
    -ben seni doğuş'a aldıracağım

    yapma dediklerini yapmadım, gitme dediklerine gitmedim. sor bana pişman mıyım, değilim. çünkü babam bana böyle minik kedi yavrusu gibi bakıp "yapma" deyince aklımdan onyüzmilyon tane düşünce geçiyor. şimdi dinlemeyeceğim, gideceğim sonra adamın başına bir şey gelecek, üzülecek, bana ihtiyaç duyacak falan ne gerek var ki diyorum. geçen gün kız kardeşimle konuşuyorlar "ben ne istesem oldu" diyor, "yapmanızı istemediğim şeylerde hep engel çıktı yapamadınız, içime yatmayan şeylerde hep benim istediğim oldu" diyor, "bak mesela ablanın evlendiğini falan hayat edemiyorum kalbim ağrıyor düşününce, o yüzden otuz oldu hala bekar, çünkü ben öyle istiyorum" diyor. "beni yoldan çıkartmayın" diyor.
    kısacası babam benim her şeyimdir, kız babası misyonu, benim de ilk aşkımdır.
    izumi