• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.32)
bizim büyük çaresizliğimiz - barış bıçakçı
sıkı bir dostluk... aslında hikâye onların hikâyesi, ender'in ve çetin'in... günün birinde hayatlarına bir genç kız girer. şimdi düşünme, hatırlama ve kendini didikleme zamanıdır.

"nihal'e başından beri olduğumuzdan farklı göründük. böyle gerekmişti. koruyucu, kollayıcı, soğukkanlı, ne yap­ması gerektiğini bilen, nihal düzgün yürüsün, üniversiteyi uzatmadan bitirsin, yaşadığı felaketten makul adımlarla uzaklaşsın diye asfalt döşeyen iki orta yaşlı, deneyimli er­kek. biri göbekli, diğeri kel."

barış bıçakçı, bu çağa özgü lâf kalabalığından; dil, duygu, düşünce kirliliğinden paçalarına tek damla çamur bulaştır­madan çıkabilen, şaşırtıcı bir içışığı cömertçe yayan bir ya­zar. nefes alır gibi, su içer gibi yazıyor.

(kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. hayatımın ‘ biri kel biri göbekli iki orta yaşlı deneyimli erkek ’ ile geçen dolu dolu ve sancılı 2 yılında, arkadaşımın tavsiyesi üzerine okuduğum barış bıçakçı romanı. ‘al kendini bul’ demişti verirken.
    gözlem değilse bile yaşadıklarımdan yola çıkarak türkiye için radikal diyebileceğim bir gerçeğin romanı. aşkların her zaman eşitler arasında yaşanmadığını ve george milton- lennie small ikilisinin sadece steinbeck’in dünyasında olmadığını birkaç saat sonunda gülümseyerek bir kez daha anlamama neden olmuştu. üstelik yirmili yaşlarla otuzların aynı temelde nasıl zıtlıklar ve nasıl aynılıklar yaşayacağına dair mükemmel bir ipucu sağlamıştı bana ender’in güzel sözleri. sonrasında bir heyecan oturup filmi izlemiştim (bkz: seyfi teoman - bizim büyük çaresizliğimiz) . fakat oyunculuklarını onca takdire şayan bulduğum ilker aksum ve fatih al’a rağmen beğenmemiştim. sanırım kitapta her seferinde gözlerimi parlatan cümlelerin birebir oyunculara okutulmasıydı sebep aynı zamanda senaristliği yapmış olan barış bıçakçı tarafından. gerçi başka türlüsü nasıl olurdu onu da bilemiyorum. ayrıca kitabı okumamış, yalnızca filmi izlemiş birkaç arkadaşımdan da çok beğendiklerini dinlemiştim. ön yargılı olmamak gerek vesselam. misal romanın iki erkek bir kadın arasında geçen bir aşk üçgeni yahut iki erkeğin muhteşem dostluğundan ibaret olduğunu düşünmek gibi.
    tinda