1. bir ülkede 20-30 senede yavaş yavaş,insanlara hissettirilmeden içine işleyene kadar oluşturulmuş neredeyse tüm yaşam birimlerini,kurallarını,kanunları kapsayan bir anlayışı kısa sürede değiştirebileceğini düşünmek ancak iyi niyetle açıklanabilir.
    zannediyormusunuz ki şu anda başlıkta konu edilen insanlar gökten zembille indi,hemen bir gecede düşünceleri bu hale geldi.
    bu insanlar hangi okullarda,hangi eğitim sistemiyle okudu? 30 senedir hangi televizyon programlarını izledi,hangi gazetelerin büyük puntolarını okudu,hangi siyasi partilerin afaki nutuklarını dinledi,hangi kanunların yıldırım hızıyla gözü önünde defalarca değiştirildiğini gördü,hangi masum insanların sesini biraz yükselttiği için kim vurduya gittiğini duydu,girdiği hangi sivil toplum kuruluşu başkanının,yöneticisinin aslında o kuruluşun kasasını nasıl soyduğunu sonradan farketti,hangi sendikanın başkanının aslında sözleşmede kendini nasıl sattığını sonradan anladı,sonra uzun yıllardır okumuş diye seçtiği vekillerin bazılarının nasıl yolunu bulduğunu ve kendi aleyhine çıkan kanunları nasıl parti disiplini bahanesiyle sesini çıkarmadan kabul oyu kullandıklarını izlemedi mi sanıyorsunuz.
    bu özellikle 1980 sonrasında yavaş yavaş toplumun üzerinde oluşturulmuş bir tortu.bu tortuyu kaldırmanın da hiç bir yollu yok..boşuna heveslenmeyin.
    ülkeler tarihleri ilerledikçe insanlar gibi bir çok şey yaşarlar,bu ülkenin kaderinin bir parçası da gerçek anlamda özgürlüğün,hukukun üstünlüğünün,adaletli gelir dağılımının oluşması için yaşanması gereken yıllar bu yıllar ve bu şartlar.
    hiç umut yok mu derseniz,elbette var..
    umut yetişen yeni nesil,nesiller.
    umarım bir kaç nesil sonra bu ülkenin yolu açık olur..
    bu arada o zamana kadar ülke diye bir şey kalırsa tabi..