1. mutluluk geleceği düşünmemektir.
    düşünmek zorunda olmamaktır.
    geleceğin düşünüldüğü ilk saniyeden itibaren, şu an yok olur.
    mutluluk 'şu an' dadır.
    geçmiş en fazla güzel bir iç çekiş olabilir,
    gelecek acabalarla boğulu bir bilinmezdir.

    gerçek sevinç "şu an" içindedir. aklın arkaya veya öne , yani maziye veya âtiye uzamadığı, carpe diem'in dalga dalga geldiği vakittir mutluluk.
    vesselam.
  2. mutluluk bir göçmen kuştu ve mevsimlerden sonbahar.
  3. zamanında birisi bana 'mutluluk ne ki, onun için uğraşmaktan ne olduğunu düşünmedin ki?' demişti. haklıydı, şuan en yakın tanımım uğraşılmayan, elde edilmeyen, hazırda var olan ve fark edilmeyi bekleyen olsa gerek.
    r2-d2
  4. beklediğimiz ya da hayattan talep ettiğimiz, karşılamak için çabaladığımız arzularımız var. bunlara ulaşabilecek kadar şanslı olduğumuz anlar da var elbette ki. ebedi bir talihsizlik yaşamıyorsak, istediklerimiz imkansız kabilinden değilse, çaba gösteriyorsak bir şekilde istediklerimize ulaşabiliyoruz en nihayetinde. kimileri için sorunlar ilginç bir şekilde bundan sonra başlıyor.

    kendimize hep sorduğumuz sorular var. mutlu muyum? istediğim bu muydu? benim sevdiğim kadar seviyor mu? insanoğlunun tatminsizliğinin boyutu ne olabilirse, bu soruların boyutu da o kadar büyük ve çeşitli olur tahminim. hayatı zindana çeviren sorulan sorular değil esasında. bulduğumuz cevaplar ve onları karşılaştırdığımız cevap anahtarlarında problem var.

    toplumun doğru olduğunu dayattığı cevaplar ile kendi halimize olsak vereceğimiz cevaplar arasında hep büyük farklar var. tüketim toplumu ya da adına ne derseniz deyin içinde bulunduğumuz bir cendere, bize hep daha fazlasını isteme cüretini aşılıyor. böylece elimizdekiler bir türlü yeterli gelmiyor. hep bir memnuniyetsizlik, tatminsizlik ve eksiklik hissi dolduruyor içimizi. daha fazlasını istedikçe hedefler ulaşılmaz hale geliyor, kapasitemizi aşıyor. aştıkça umutsuzluk, başarısızlık hissi bir melankoli ve kabullenmişliğe sevk ediyor. böylece ölüp gidiyoruz.

    halbuki yapabildiklerimizden, elimizdekilerden mutlu olabilsek gerisi gelecek. tek seferde hızlı bir şekilde engeli aşmaya çalışıp başarısızlığa uğramak yerine, kendimize basamaklar inşa edip, sevdiklerimizle el ele engelleri aşabileceğiz. sözün özü aza kanaat edip, çoğu aramaya öyle çıkmak, mutluluk.
  5. kendinizi iyi hissetmenizi, olumlu düşünmenizi sağlayan bir süreçtir. algılarımız tarafından manipüle edilebilir. aynı olayı yaşayan iki kişiden biri bunun sonucunda mutlu olabilirken bir diğeri kendi büyük bir sıkıntı içinde hissedebilir. arkadaşlarınızla bir oyun oynadığınızda hırslı biriyseniz ve kaybederseniz bu sizi gerçek anlamda sinirlendirebilir fakat birlikte bir aktivite gerçekleştirdiğini düşünen bir arkadaşınız yenilse bile çok mutlu bir şekilde ayrılabilir.

    nihayetinde hep söylendiği gibi sonuç değil bir süreçtir.
  6. bir süreç ya da bir duygu değildir, sadece bir andır. ancak öyle güçlüdür ki, o bir anı yaşamış olmak insanları yıllarca sürecek olan o hapislerde gönüllü olarak yaşatmaya, o bir anı tekrar yaşama umudu ölüme kadar bekletmeye yeter. ona yaklaştığımız ya da yaklaştığımızı düşündüğümüz ve hatta yaklaştığımızı umduğumuz zamanlar olabilir, ki bunlar da yeterince güçlüdür. biz sadece, varsayımlar sonrasında oluşturduğumuz belli hayat standartlarının üzerinde yaşayan insanları mutlu, ve o standartların üzerinde yaşamayı da mutluluk olarak adlandırıyoruz. dolayısıyla mutluluk hedefimizi, o standartların üzerine çıkmak ve hayatı daha konforlu yaşamak olarak oluşturuyoruz. bu tamamen kabul edilebilir bir hedef olmakla beraber, kesinlikle mutluluk değildir. mutluluk dediğimiz o zirve anlarını düşündüğümüzde, aslında bizi mutlu eden olayların nasıl da hayatın o tekdüze akışının dışına çıkan örnekler olduğunu görürüz. yani bizi mutlu eden şeyler, bize yabancı ve bizim onlara yabancı olduğumuz şeyler. dolayısyla mutluluğa yabancıyız, bir yabancıyla bir kere karşılaştığımızda o artık yabancı değildir, ancak olağandır. olağan mutluluk değildir, ve biz hep yabancının yani mutluluğun peşinde olacağız...ve mutluluk bize hep yabancı olacak...belki de zamanın bize hep vermeyi vaat ettiği ama hiçbir zaman vermediği küçük şakacı bir paradokstan ibarettir mutluluk.
  7. "mutluluk sadece bir düş; acı ise gerçektir."

    "beyin olanca gücüyle ilerlerken, cinsel sistemlerin korkunç etkinliği daha uykuda olduğu için çocukluk, hayatımız boyunca özlemle geri dönüp baktığımız masumiyet ve mutluluk dönemi, hayatın cennetidir, kayıp cennet."

    "doğuştan gelen tek bir yanılgı vardır. o da mutlu olmak için burada olduğumuzu sandığımızdır."

    mutluluk acının olmadığı her andır.
  8. her insanin kalitsal ve yetisme tarzina gore bir mutluluk normali vardir. hayatinizda olumlu veya olumsuz degisimler kisa sureli olarak normalinizin altina veya ustune cikmanizi saglar ama sonra yine normalinize donersiniz.