1. şayet tekli koltukta oturmuyorsam genelde yanımda ne tesadüftür ki hep teyzeler olur ve ekseriyetle gelinlerinden, oğullarından bahsederler. oğlu bekarsa da beni sorgulamaya başlarlar bu sefer. yahu teyze benden size ekmek çıkmaz da diyemiyorum. en iyisi biraz konuşup derdini alıp, uyuyor numarası yapmak. gerçi bir kere uyurken bir teyze hâlâ anlatmaya devam ediyordu, kıyamam.
  2. istisnasız her seferinde ağlarım. yollar gidişi belirtir. geride bıraktıklarımı düşünür ağlarım, dönünce bulamazsam diye düşünür bir daha ağlarım. e sonuçta gidip de dönmemel var dönüp de görmemek var
  3. aşırı sıkıcıdır. bir arkadaşınla ya da ailenden biri ile o yolculuğu gerçekleştirirken kendi özverimle gerçekleştirdiğin duygu bir başkadır..
  4. uçak yolculuğu bilet fiyatları ile otobüs yolculuğu bilet fiyatları arasındaki makas bu kadar kapanmışken bana pek mantıklı gelmeyen eylem.

    uçak yolculuğu fobisi olanlara bir şey diyemem tabi.
  5. 23 saat sürecek bir otobüs yolculuğuna ruhen hazırlanmanız şart!
  6. bir şehire eğer tren varsa tren yolculuğunu tercih ederim. en azından biraz daha güvenli ve zevkli.
    otobüs yolculuğu yapacagım zaman biletimi metro turizmden almamaya özen gösteriyorum
  7. taşınabilir şarj aletlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte artık keyifli hale gelen yolculuktur. beni sorarsanız eğer ben genelde ilk 45 dakika içinde uykuya dalar yol kaç saat sürerse sürsün varmadan yarım saat önce de ağzımın kenarındaki salyaları silerek uyanırım. uyanınca arka çaprazdaki dayı öğrenci misin hangi bölümdesin diye sorularla beynimi ziker o ayrı mesele ve hiçbir yolculukta da şaşmaz. sonra şehir merkezine girilir uyurken herhangi bir şey çorlanıp çorlanmadığına bakılır. mesafeye göre en az 6 saat uyumuşsundur çünkü. sonra otobüs durur, kalkılır yavaşça. beliniz artık yeni bir konformasyon kazanmıştır. suna pekuysal gibi yaşarsınız bir süre. nihayetinde eve gidilir. yemekler hazır sofra kurulmuştur. ne zaman biteceğini o anlık düşünmediğiniz tatiliniz başlamıştır.
  8. kamil koç la daha bi zevklidir (1928 den beri :) )
  9. bursa isparta arası pamukkale otobusu .bileti netten aldım bayan gorunmus yanıma türbanlı bi kız benden bir iki yaş kucuk neyse ben bi gerildim o türbanlı ben erkegim hır gur çıkarmasını bekliyordum tatsızlık olmasın diye direk isterseniz başka bir yere oturabilirim demeye kalmadan yok önemli değil orası sizin yerinize dedi ve yanıma oturdu benim on yargılar darmadağın . biraz sonra mecbur tecavüz etmeyeceğimi gösterme insan olduğumu gösterme cabalarimla muhabbet etme isteği doğdu bende bacimsin bak kelam ediyoruz gibi bir rahatlama oldu bende( sapikcami bu? orasını bilmem olabilir de) neyse derken bu cemaatte felan kaliyomus oradan ayrılmak istiyomus dayısı rakı iciyomus bayaaa acayip muhabbet ettik din felsefe felan bile konuştuk o derece 6 saat yol boyunca konuştuk aman tanrım şimdi düşünüyorum da manyaklik bu. otobüsten inince 1 2 ay yaşamaya devam ettikten sonra onyargilarim tekrar oluştu çok şükür:) ama insan çok acayip bir varlık her insan ayrı bir bilmece çok güzel
    bir diğer yolculuğunda adam böbrek taşı dusuruyordu ben 2. sınıf tıp okuyorum ben şok napcam netcem adam benden tecrubeliydi allahtan diğer yolculuğunda da tır şoförü vardı neden sizin sendikaniz yok diye bir soru yoneltmistim adamın şikayetleri üzerine :))) çok konuşuyorum ben ya
  10. uzun bir otobüs yolculuğuna benzer hayat dediğin.
    tüm masumiyetini çocukluğunda bırakır,
    ölü teni kadar soğuk vakitlere atarsın adımını.
    gideceğin yer ölümdür bilirsin,
    bilmene rağmen yol bitsin diye gözler durursun.
    bazen yorulur mola verirsin.
    üşürsün, bir çocuğun tebessümü ısıtır içini.
    en çok o molalar yıpratır ama insanı.
    bir sürü yabancı tanırsın o molalarda;
    kimisi hayatın olur, kimisi hayal kırıklığın.
    ama hepsi aynıdır o yabancıların.
    hep giderler.
    herhangi bir durakta yalnızlığınla baş başa bırakırlar seni.
    her durakta en başa dönersin.
    her şehir daha çok olgunlaştırır seni.
    artık o kadar olgunlaşmışsındır ki,
    ne yabancıların, ne şehirlerin anlamı kalmaz gözünde.
    herkes farklı renklerden ibarettir.
    fakat siyahın piçleridir hayal kırıklıkların.
    koyu griler biriktirirsin her şehirde.
    sonbahardan hallice olur bindiğin otobüs,
    son durağa gelirsin.
    bir bakarsın ki tenine sinmiş gri gökyüzün olmuş.
    son nefesin parçası olur göğün.
    en çok son durakta büyür insan.
    çünkü büyümek;
    otobüsünün peşinde koşan çocukluğunun dizlerinin kanadığını görmektir.