1. kendi kendime geliştirdiğim başka bir tezimi sizinle paylaşmak isterim.

    her ne kadar yazılarımın altında köktenbilimci yazsa da bilimin ve kafamın basmadığı bazı alanlar olduğunu kabul etmekte fayda var. yinede olaya bilimsel bir yaklaşım getirmek istiyorum.

    kafamın basmadığı konulardan büyük çoğunluğu insan ve insan türleri üzerine. büyük üstat einstein'nin meşhur sözünü hatırlarsak "bazı erkekler kadınları anlamaya çalışır, diğerleri kendilerini daha basit konulara adarlar, örneğin görelilik kuramına..." demiştir.insanlık tarihinin son 300 yıllık bilgisini komple değiştiren bir bilim adamının karşı cinsi için bu kadar bilinmezlik kullanırken benim çıkıp ahkam kesmem son derece gülünç olurdu.

    eldeki verilere baktığımızda bazı düşünce sistemlerinde yetersiz kaldığımız aşikar,işte bu durumlarda tezimi devriye sokuyorum.

    eski bilgilerimizi kısaca hatırlarsak;
    -kozmoz milyonlarca yıllık bir kusursuzluk daha küçük ölçekte biz ona doğa (ana) diyoruz.
    -doğal seçilim şimdiye kadar mükemmel çalıştığı için biz şu anda bu konuyu tartışabiliyoruz.
    -dünya üstünde yaşayan 8.7 milyon (+- 1.2 m) türden biriside insan türü, yani dünyadaki tür grafiğinin 87 milyonda birini temsil ediyoruz.
    -bilimsel buluş,teknolojik gelişme vb. gibi güya insan ırkının zaferlerinin %100 nün gözlem ve algı yeteneğimiz sayesinde zaten kozmoz da insandan daha önce var olan bilginin anlaşılması ve insanların kullanabileceği forma değiştirmesi olarak nitelendire biliyoruz.

    yani biz zaten 200.000 yıldır (insan türünün ortaya çıkışı) sadece var olan bir sistemi yeni keşfediyoruz.

    tez'de burada devreye giriyor, o zaman 200.000 yıllık bir deneyim ile problemi yine gözlem yaparak çözmemiz mantıklı olabilir.

    bildiğimiz genel türleri ve türler arası cinsiyetlerin yaşamdaki görevlerine şöyle bir bakacak olursak, genel türler arası erkek cinsinin baskın olduğunu gözlemlememiz kaçınılmazdır,erkek güçlü ve yaşamın kaynağı, dişi doğurgan ve zayıf. bu konu tartışmaya açık değildir, kesindir.

    dişinin doğurganlığı ve erkeğin gücü 8.7 milyon türü günümüze getirmiştir.dişinin baskın olduğu bir sistem seçilim yolu ile günümüze ulaşsaydı zaten bu konuyu tartışıyor olmaz, neden dişi baskın bir sistemde yaşıyor olduğumuzu sorguluyor olurduk.

    bu erkek cinsinin dişisine istediği gibi davranması ya da kötü muamele etmesine bahane olamaz onuda belirteyim,zira evlenmeden önce evimin krallığı hayalleri kurarken, her sabah 1 saat önceden kalkıp eşime kahvaltı hazırlayan bir kraliyet soytarısı olmam, kozmoz'un milyonlarca yıldır oluşturduğu bir kusursuzluğu bozamaz.