• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.83)
persona - ingmar bergman
dönemin en gözde tiyatro oyuncusu, güzeller güzeli elisabeth vogler, önemli bir piyes sırasında aniden susar. şaşkına dönen insanlar ne olup bittiğini anlayabilmek için ellerinden geleni yapsalar da vogler konuşmamaya devam eder. son çare olarak bir kliniğe yatırılan kadın burada da dilsizliğine devam eder. bedeninde tıbbi olarak hiçbir problem bulunamayan kadın, doktorun tavsiyesiyle gözden uzak bir yazlığa gönderilir. bu esnada yanında gönderilen kişi genç hemşire alma'dır. yazlıkta da vogler'in ağzını bıçak açmaz. vogler sustukça alma konuşur. alma saatlerce, günlerce kendi hikayesini anlatır. sonunda meydana gelen şey ise psikoloji biliminin en ilginç vakalarından birini oluşturur.


  1. "sen, birbirimizi arzu dolu ve iyi niyetli iki endişeli çocuk gibi görmemiz gerektiğini öğrettin bana. ama tam olarak kontrol edemediğimiz güçler tarafından yönetilen iki çocuk."
  2. koca filmden aklında bu mu kaldı demeyin ama sinema tarihinin en erotik sahnesi bibi anderson'un livv ullmann'a sahildeki macerasını anlattığı sahne olabilir.
  3. vaktiyle, psikolog bi hatunun evde izlemeyi teklif etmesiyle aklimda kalmis film. o zaman netflix & chill demiyorduk biz buna tabi.

    neyse, o zaman ilk 1-2 dakikasini izlemistik bahane yerini bulsun diye, sonra aklima geldi, dogru duzgun izlemek istedim... ama 3 seansta filan zor bitirebildim sevgili sozlukculer...

    oyle hic derin bi sinema bilgim olmasa da daha once bergman filmi izlemis, yavas ilerleyen filmlerden oyle hemen kopmayan, hatta gayet de seven bi insanim, ama bunu izlemek kolay olmadi... alma'nin anlattigi (epey) erotik hikayede bi irkilip kendime geldim, onun disinda bir dakikanin aslinda ne kadar uzun bir sure oldugunu ogretti bana bu film...

    (bkz: duz adam)