1. ''şimdi otobüs gelir biner gideriz,
    dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç.
    bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
    seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat,
    durma kendini hatırlat,
    durma göğe bakalım''

    göğe bakma durağı - turgut uyar
  2. senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
    tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
    bu senin eski zaman gizlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
    sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
    seni aldım bu sunturlu yere getirdim
    sayısız penceren vardı bir bir kapattım
    bana dönesin diye bir bir kapattım
    şimdi otobüs gelir biner gideriz
    dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
    bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
    seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
    durma kendini hatırlat
    durma göğe bakalım


    (turgut uyar)
  3. yasak bir alfabeyle yazıyorum şiirlerimi
    anarşist çiçekler kokluyorum
    devlet sınırlarını ihlal eden

    kuşlara yardım ve yataklık yapıyorum
    umudun propagandasıcıyım
    bütün sözcükleri örgütlüyorum
    artık halkların değil
    şarabın ve sevginin
    ayaklanması var.
    ilk eylemde sınırdışı oluyorum
    bana gözlerini yurt eyle
    mültecin olayım
    kendi adına bir kimlik çıkart
    ben biraz da sen olayım.

    mehmed uzun
  4. atatürk geldi
    düşmanı yendi
  5. güzeldim de galiba bunu nasıl söylesem: 
    eline sağlık tanrım leyla çok güzel olmuş 
    tanrım eline sağlık dünya da çok güzel olmuş 
    keşke biraz ölmesem
  6. yenilirsem yenilirim, ne çıkar yenilmekten?
    ...
    unuttuğum bir bitkinin yaprakları gibi 
    göğsüme değerse kurşunların, ne çıkar? 
  7. külbe-i ehzân şeved rûzî gulistân gam mehor

    hafız-ı şirazi

    huzunler kulübesi bir gün çiçek bahçesi olur, gam yeme!

    külbe-i i ehzân ya da ahzan, hazret-i yakub'un oğlu yusuf'u kaybettikten sonra kapandığı kulübenin adıdır. insanlardan uzak, tenha bir yerde yaptırdığı bu kulübeye gider sabahtan akşama kadar ağlayıp feryat edermiş ki sonunda ağlamaktan gözleri kör olmuş.

    edebiyatta bu kıssadan ötürü hz yakup hüznü, kederi; hz yusuf'sa güzelliği, ferahlığı, mutluluğu temsil eder. kıssada hz yakup oğluna kavuşur ve gözleri de açılır ve kederden kurtulur. şair bu hikayeye telmih yapmış.

    hatta bunu anlatmisken baki'nin bir beytini de yazayım:

    yusuf gibi izzetde sen, yakup-ves mihnette ben
    dil sakin-i beytu'l-hazen tenhalara saldin beni

    sen yusuf gibi genc, güzel ve yucesin, bense yakup gibi sıkıntılar içindeyim, yaşlıyım, caresizim. gönlüm hüzünler kulübesi oldu, tenhalara saldin, kimsesiz biraktin beni.
  8. benim kelime hazinem çok geniştir, derdim. senin bir kelimene yetemedim;
    git, ne demekti sevgilim ?

    nazım hikmet ran
  9. bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
    iki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
    böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
    zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar
    bütün kara parçalarında
    afrika dahil
  10. "ey müftehir-i devlet-i yek-rûze-i dünyâ,
    dünyâ sana mahsûs u müsellem mi sanırsın?"

    ey dünyanın geçici nimet ve devletiyle iftihâr eden,
    dünyanın sana ayrılmış olduğunu ve teslim edildiğini mi sanıyorsun?

    "hâlî ne zaman kaldı cihân ehl-i tama’dan,
    sen zâtını bu âleme elzem mi sanırsın?"

    bu dünya ne zaman açgözlülerden yoksun kaldı,
    sen kendini bu dünyaya çok gerekli mi sanıyorsun?

    "en ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun,
    sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?"

    en ummadığın senin içyüzünü keşfeder,
    sen herkesi kör, halkı sersem mi sanıyorsun?

    "bir gün gelecek sen de perîşân olacaksın,
    ey gonca bu cem’iyyeti her-dem mi sanırsın?"

    bir gün gelecek sen de perişan olacaksın,
    ey gonca bu topluluk hep böyle yanında olacak mı sanıyorsun?

    "nâ-merd olayım çarha eğer minnet edersem,
    cevrinle senin ben keder etsem mi sanırsın?"

    korkak olayım eğer bu çarka (döngüye) minnet edersem,
    senin zulmünden kederlendiğimi mi sanıyorsun?

    -ziya paşa