1. ne kadar tepki gösterilse de şuan bile içindeyiz, sonuçta sözlüklerde yazılan bir yazı veya yapılan bir yardım kampanyası yahut doğru bildiğimiz yanlışlar bunların hepsini buradan öğrendik.

    tabi herşeyin bokunu çıkardığımız gibi bununda bokunu çıkardık, insan dediğimiz varlık bunu neden yapıyor, asıl konuşulması gereken budur.
  2. ana akım medyanın yetersiz kaldığı durumlarda varlığına şükredilen medya türü. çağımızda kitlesel iletişimin olmazsa olmazı. tabi her güzel ve yararlı şey gibi nasıl kullanıldığı önemli.. dezenformasyona dikkat.
  3. iyi huylu da kullanılabilinir. dil öğrenmek, film izlemek, alışveriş yapmak vs.
    bence bu yüzyılda en etkili ve çevresi enli yol sosyal medya '. ama tabii ki dozunda kullanmak gerekiyor. yine yine yine :)
  4. mevcut bilinçaltındaki 3 farklı kişiliğe dördüncünün de eklenmesine neden olan mecra.
    şöyle ki;
    ilk olarak insanlara yansıtmak istediğimiz bir kişilik var.
    ikinci olarak olmak istediğimiz bir kişilik var.
    son olarak gerçek kişiliğimiz var.
    ancak bu noktada yoğun sosyal medya kullanıcılarında dördüncü olarak sosyal medya kişiliği diye bir şey gelişiyor kanımca.
    bu üç kişilikten bağımsız olarak bu defa sanal bir gerçeklik üzerine kurgulanıyor kişilik. kişi bu defa kendini bildiğimiz sosyal yaşama göre değil, sosyal medya dinamiklerine göre şekillendiriyor. üstelik içinde bulunduğu durumun tam tersi bir ruh haline bürünüyor. örnek olarak çok mutsuz kişiler çok mutlu, çok durağan bir hayat yaşayan kişiler çok hızlı, çok çirkin olduğunu düşünen kişiler çok güzel gibi görünmeye çalışıyorlar.

    adam akşam arkadaşlarıyla meyhaneye gidiyor, sohbet goygoy derken kravatlar kafaya takılıyor ve kumkapıda göbek atılıyor, ertesi sabah aynı kişinin bir önceki akşam çektiği rakı bardağı ve şalgam suyu fotoğrafının altına "bu gece yine efkarlıyız" yazdığını görüyorum. ulan gece götün bi oraya bi buraya vuruyordu senin, gömleğinin sırtından çatalına kadar terlemiştin göbek atmaktan, ne efkarından bahsediyorsun?

    ya da;

    tanıdığım bir kadınla konuşurken, daha yeni birinden ayrılıp başka biriyle ilişkiye başladığını ve her şeyin çok iyi gittiğini öğreniyorum. ama ertesi akşam çok yalnızım minvalinde paylaşımlarını görüyorum.

    tanıdığım çoğu sosyal medya kullanıcısının(yoğun kullanıcıların) paylaşımları sürekli olarak ruh halinin tam tersi şekilde oluyor yani. herif gelip 4 saat mutsuzluğunu anlatıyor, ama instagram hesabına bakınca dünyanın en mutlu insanı olduğunu görüyorum.
    daha belirgin bir örnek anlatmak gerekirse;
    bir adam tanıyorum(iş) allah affetsin ama, adamın 3 değil sürüyle farklı kişiliği var kendi içinde. aslında son derece standartlar dahilinde yaşayan bir insan olmasına rağmen çizmeye çalıştığı profiller günlük olarak değişiyor. ilk işe başladığım gün adamın ismini sordum, cevap vermek yerine oturduğum yeri sordu. söylediğimde ise; "beni o semtte tanımayan yoktur, sen nasıl tanımazsın?" dedi. o günden sonra bir daha her hangi bir soru sormadım. bu adam bir gün gariban babası bir mafya lideri oluyor. ertesi gün billioner gece klübünün daimi bir üyesi. bir gün çalıştığı şirketin ceo yardımcısı oluyor, başka bir gün en kallavi emekçisi. ve bütün bunlar sosyal medya hesabında oluyor.
    adam köşe bucak hatun kovalıyor gerçek hayatında, ama sosyal medya paylaşımlarında düzinelerce kadınla birlikte olduğuna dair subliminal mesajlar veriyor.

    kısacası sosyal mecrada çizilen bu garip profiller hayat telaşesine düşmüş ve kendi içinde mutsuzluklar yaşayan genç yaşlı herkesi bu akıma dahil olmaya itiyor. sanki bu hesapları kullanır ve bu tür paylaşımlar yaparsa mevcut mutsuzluklarından kurtulup musmutlu bir insan olacakmış gibi hissediyor. ardından aynı şeyin içine dahil olup fazladan bir kişilik daha yaratıyor.
    ve biz uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızı sosyal medyada bulduğumuz zaman sırf onun yaptığı paylaşımlara göre bir karakter canlandırıyoruz kafamızda. ancak yüz yüze geldiğimiz zaman kafamızda oluşturduğumuz profille örtüşmeyen yönlerini olduğunu farkedip girdiğimiz beklentiden ötürü o kişiyi daha tuhaf bir düzeye indirgiyoruz. halbuki bu tür paylaşımlara ve sosyal medya hesaplarına maruz kalmadan yolda karşılaşmış olsaydık, ön bir fikir sahibi olmadığımızdan dolayı kendisini daha rahat benimseyebilirdik.
    belki bu sebeplerden, belki de başka türlü bir cezbedici nokta bulamadığımdan dolayı yaklaşık 2 yıldır hiçbir sosyal medya mecrasını kullanmıyorum. sadece anonim olabildiğim sözlük gibi yerler var. kullanmamak hayatımdan bir şey götürmüyor/katmıyor. sadece tercih meselesi.
  5. türkiye' de kocişi ile pazar kahvaltısını paylaşan kadınların mecrası, erkeklerinde belli bir kısmı arabesk sözler paylaştığı bir mecradır.
  6. insanın ilkel benliğiyle birleşip, kişiliğinin derinlerine dokunan ve kalan sağlar bizim olmakla beraber çoğunun kimyasını bozan, insanın nöronlarını intihara sürükleyen çılgınlık. Fatih Terim gibi serzenişte bulunmak istemişimdir bu sosyal medya çılgınlığına karşı. "Lütfen, ne oluyor bize?". farklı bir kişi olmak istiyorsan ol arkadaş engel olan kim? cool ol. popüler ol. ama gibi olma. kolaya kaçma ya. popüler mi olmak istiyorsun? resimlerini 10 arkadaşın var iken 100 kişi mi beğensin istiyorsun? ol arkadaş vallahi ol istersen neden olmasın. ama gt ile takibe takip ile ne oluyoruz ya? twitter, facebook kullanmıyorum. instagram kafama yattı açtım üyelik. sürekli yorumların altında gt, takipe takip, son 5 foto. bakıyorsun 1150 takipçisi var kendisi 50 kişi takip ediyor. neyse bu sefer araba arkası yazısı gelsin olsun bitsin.
  7. bir versiyonu olarak kabul edebileceğimiz instagram için "keşke yapmasalarmış" dediğim dünya
  8. instegramı çirkin olduğum için, twitırı kuşları sevmediğim için fesbukuda hakkında açıklama yapacak pampam olmadığı için kullanmıyorum. sosyal değilim işte
  9. son zamanlarda iyiden iyiye sıkıldığım sürekli kapatmaya karar verdiğim alan. gündemi takip etmemi kolaylaştırdığı için sürekli erteliyorum işte.
    zepur