1. bazen kısa ama öz, absürtlüğün dibine vurabilen hikayelerdir.

    bir gün otobüslerden birinde gittiğimiz tarafın tersine dönük olan oturaklarda oturuyordum, gayet sakin bir yolculuktu. oturakların da yarısı boştu. durakta durunca orta kapıdan bir amca bindi (ön kapıdan da binmedi, ilginç) sonra arkaya doğru yürüdü yürüdü arka kapıdan geri indi. kimse de hiçbir şey demedi. şoför bile "beyfendi kentkart basmadınız" demedi. sanki otobüsteki herkes o adamın geri ineceğini biliyor gibiydi.

    yol boyu düşündüm, neden yaptı bunu? amacı neydi? hatta bazı hipotezler bile ürettim. ama hepsini çürüttüm... bak yine aklıma geldi... belki yanlış bindiğini anlayıp geri indi diyeceğim ama içeride hat numaraları yazmıyor. kafamda deli sorular...

    (bkz: allah uçak kazası vermesin)