1. daha az once yazarligimin onaylanmasinin mutluluguyla;

    hosbuldum canim youreads! :')
  2. yapılan herhangi bir eylemin yanlış olması değil, bu eylem sonucunda karşınızdakinin kırılmış olmasıdır önemli olan.
    inanın olaylar unutuluyor. sadece ne hissettiğimi hatırlıyorum.
    samimi bir özür sonucunda da yerine gelen güven ve sevinci de çok iyi hatırlıyorum
    parov
  3. az önce sinemadan çıktım eve geliyorum. bir araba içinde de 2 tane orospu çocuğu bana baktılar ve araba yavaşladı. onların hizasına gelmemi bekleyip beni arabaya davet ettiler. “sen ne diyosun piç” dememe kalmadı. bana dedikleri “ ne gülümseyerek yürüyon o zaman?” bu nedir? inanamıyorum bu nedir? sadece neşeliyim. sadece kendi başıma eğlenceli bir gün geçirdim. sadece hayal kurarak ve gülümseyerek eve gidiyorum. kafamda berem. üzerimde montum. kıyafetlerimin rengi beyaz olsa kardan adam sanacaklar. davetkar bir halim bile yok ( ki olsa bile bunu yapamazsınız orospu çocukları) bu nedir? günümün bütün güzelliği gitti. kirlendi günüm. sinirden kıpkırmızıyım şu an. allah belanızı versin ya.
    polisi aradım. plakalarını verdim. şikayetçi oldum. ama bir şey olmayacağını biliyorum. dilerim ölürler. hemen bu gece. kimsenin başına bela olmadan geberip giderler.
    parov
  4. bir köpeğim olsun. yavruyken sahipleneyim. sonra kocaman olsun. ben eve gelince üzerime atlasın. boyum kadar olsun bana sarılınca. amin.
    parov
  5. "bana bir dil verin, size bir millet vereyim" diyor konfüçyüs. gerçekten de millet olmanın anahtarı iletişimimizden, birbirimizi anlamamızdan geçiyor.
  6. bugün yaşadığım olayı burada söylemek istiyorum.

    not: özet geçemedim değil, özet geçmiş hali bu şekilde yani. okumazsanız birşey kabeymezsiniz. malum malumatlar.

    bizim polisimiz mal, net mal. bir embesil trafik polisi hatta iki embesil diyelim arabayı almışlar, şehrin göbeğinde yaya geçidi olan yere park etmişler. yaya geçidi yeni boyanmış belli cillop gibi de duruyor. bu mallar da yaklaşık çeyreğini kapatacak şekilde arabasını park etmiş. sanırım öndeki araçlara ceza yazıyorlar. yemek yeri arıyoruz, gördüm bunları. arabada 3 kişiyiz. görür görmez sinirlendim tabii bu nasıl mallık gibilerinden. kaldırıma park edersin, bir şeridi kapatır istediğin gibi beklersin ama neden yaya kaldırımında belliyorsun amk. trafik polisisin bunu yapma bari. ki şöyle birşey de var; bu amk belediyesi bu turuncu dubalara takmış durumda. her yere o dubalardan koyuyor. mantıklı mantıksız her yerde var. otobüsün döndüğü viraja koyup sonra otobüsün dönemediğini idrak edip kaldırmalar mı dersin bariyerden göbek yapmalar mı dersin böyle bir sürü saçma uygulamalar mevcut. kesin belediye başkanın mı artık birilerinin oğulları bariyer işine girmiş, tek açıklaması bu gerçekten. neyse bu dediğim yerde zamanında insanların durduğu yerdi. koydular dubaları artık duramıyorsun. şimdi bu mallar o dubaları koydular ki trafik aksın, gel gör ki adam gene oraya park edip üstüne üstlük yaya kaldırımını da işgal ediyor. park ettim arabayı, bekleyin dedim bizimkilere ben geliyorum. gittim polisim camına açtırdım camı. direkt girdim mevzuya dedim siz neden burada yaya kaldırımını işgal ederek bekliyorsunuz, bu doğru bir davranış mı? dallamanın verdiği tepkilere gel; ne istiyorsun bilader, senin işin yok mu. dedim yayayım ben sen de trafik polisisin ki normal polis de değilsin, buna rağmen yaya geçidine park edilmemesi gerektiğini bilmiyorsun. dallamanın 2. tepkisi; "senin aracın nerede?"tipe gel allah'ım. aracımla ne alakası var bunun, bunun yanlış olduğunu söylüyorum ve normalde ceza kestiğiniz bir durumu gerçekleştiriyorsunuz, bu normal, doğru bir davranış mı? diyorum falan. bu gene aynı lafları tekrarlıyor falan neyse dedim tamam burada bekleyin bravo, dedim gittim yemeğe. arabamı da uyarıda bulunmak için park eden yere koymuştum, aldım oradan otoparka çektim, caddeye çıkıp restorana girdim. 20 dk yemek yedik falan. çıktık dışarıda çay içiyoruz. tipik karşıdan geçti, beni arıyor belli. dedim bizimkilere beni arıyor bu mal. çıktık sokakta karşıdan geliyor. masada arkadaşlarımla konuşmuşum mevzuyu. benim arkadaşım olan mallar imalı geçişler sergiler gibi geçtiler polisin yanından.

    bindik arabaya, çıktık meydana tekrar.

    benim açımdan durum analizi şu şekilde:

    polisle konuştum, beklediğim tepkileri de aldım. durumun çok farklı olmasını beklemiyordum tabii. ama bunu bir tecrübe edeyim istedim. şu beyni gelişmemiş yaratıklardan birine denk gelme olasılığımın yüksek olduğunu bilerek. ve adam gelsin ceza yazsın, yazsın da insanlar nasıl rezillebiliyorlar görebileyim istedim. gerçekten şu uyarıyı yaptım diye ceza yazan bi mal olduğunu belgeyle de ispatlasın istedim yani. (bir de arabadan uzaklaşırken foto çekmek için yeltendim ama teli unuttuğumu farkettim. foto çekemedim. yemekten çıkarken bizim elemanlardan dedim. onlar tabii çok uzatma kafasındalar baştan beri. zaten uzatacak birşey yok. durum bundan ibaretti benim için. vermediler tel falan çekemedim foto.)

    meydandayız. sinirli bir şekilde binmiştim arabaya. malum kemeri takmayı unuttum. solumda polis duruyor, bakıştık. kemeri taktık ben de. dedim o anda kemeri takmamamız çok iyi olmadı şu durumda falan. neyse yanaştı mal, sende biraz uyuzluk var galiba diyor. tekrar diyorum; ben sadece uyarmak istedim, yaya geçidinde duruyorsunuz normal mi bu! bana dediği laf, "senin neye garezin var polise mi?"(sanırım o an paralel ilan edildim). " ne polise garezim olacak, yanlış bulduğum şeyi geldim size söyledim" dedim. mal devam ediyor; "sen beni uyaramazsın ben seni uyarırım". mükemmel tepkiyi alınca daha birşey açıklamanın gereği -en baştan beri- yok. tamam dedim. tamam dememin sebebi arkadaşın kimliği yok malum ohal'deyiz, bana başta söylemişti uzatma diye. sırf onların yüzünden istediğim şeyleri de söylemedim falan. benim arkadaşlardan biri şakayla karışık bir şeyler dedi bir şekilde. "mal polis bana senin yaşında çocuğun var" dedi. tekrar aynı cevapları verdim ne alakası var diye. (olayım bu esnada -ilk planda- o malın birşeylerin farkına varmasını sağlamak falan değil, olayım bu diyaloğun bu şekilde gerçekleşmesi: ben açıklıyorum, izah ediyorum; o saçmalıyor)

    arkadaşımın şaka yollu yaptığı şeylerden sonra mal bize lütufta bulunmuş gibi; hadi gidin yok cuma yoksa bilmem ne demeleri... gittik. tek olsam rutin cevaplar vermeye devam ederdim.

    bundan sonraki durum daha trajik:

    benim mal arkadaşlarım ohal var oglum yapma böyle şeyler, yapsan be olacak, bu adamlar bu zaten falan birşeyler zırvalıyorlar. üste açıkladığım gibi bu durum benlik aslında tecrübe edeyim istedim şu mallığı göreyim istedim, diye açıklıyorum. zaten birinin beni haklı olduğumu düşündüğüm anda susturması nefret ettiğim şeylerden biri. onlar var diye birşey demedim zaten. diğer arkadaşın işi taşşağa vurup mal yaratığa prim vermesi ayrıca anlamadığım şeylerden biri. ben uzun uzadıya bunlara açıkladım falan ne düşündüğümü. "yok ohal yok ne değişicek, şu an bu çok önemli bie konumu" tepkileri veriyorlar. bir de ben mevzuyu bitirdim, tamam oğlum diyorum. durumu tekrar gündeme getirip birşeyler diyorlar. dedim size daha biriey izah etmiyorum, etmeme de gerek yok zaten.

    bu olaydan belki polis -büyük ihtimalle- birşey çıkarmayacak ama sizin tutumunuzdan çıkartacağımız çok şey var, diyerek sonlandırdım ama onlar gene sonlandırmadı.
  7. youreads'in android ve ios için uygulaması olsun.. bildirimler mail yerine uygulamaya gelsin...
  8. cuma gunu 23 nisan icin kutlamalar yapıldı.uzun zamandir katilmamisim ama suan bir okulda gorev aldigim icin katilma firsati buldum.hani ben zannediyordum ki benim zamanim da yaklasık bi 14-15 yıl onceki gibi şen şakrak olacak.guzel bir organizasyon ve etkinlik gerceklesecek.o da nesi karman çorman bisiler hadi hadi yapin da gidelim hareketleri.bu da ne boyle bakislar falan filan.iki şiir okudular.bir dans ettiler bitti.

    nerede anlam önemi?
    nerede güzel sunumlar?

    içim hafifli yandı,acıdı.

    23 nisan hani ulusal egemenlik ve çocuk bayrami

    kocaman 23 nisan kutlu olsunnnn

    bu sekilde olmamaliydi.olmasini hic istemezdim.zoraki bir kutlamaya cevrilmesi üzdü gercekten.

    bir de her 23 nisan'da yağmur yağar.bakalım yarın için bu gerceklesecek mi?

    eğer yağarsa ufak da olsa mutluluk kaplayacak beni.eskiden bi tek o var suan devam eden çünkü :(
  9. yatay ve dikey '#' şeklinde örülmüş eşdeğer dirençlerin toplam değeri içlerindeki bir direncin yarısı kadar bile değil. birlikten her zaman kuvvet doğmuyor. ^:bilmiyorum neden ama söylemek istedim. ^
  10. "bütün hayat karmakarışıkken hala sadece sevgi diyebilmek zor iş."